Paylaş
Bu yönde kurulmuş olan Değişim Liderleri Derneği, Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi ile bir protokol imzalayarak Kıvılcımlar Programı’nı uygulamaya başlıyor. Genç kızlarımızın liderlik becerilerini geliştirme ve kadın rol modellerden ilham alma fırsatı sunan bu özel program hakkında DLD Kurucusu Sema Başol, İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Yasemin Arbil Arbak ve Program Koordinatörü Meltem Kolday ile sohbet ettik.
Sema Başol
Değişim Liderleri Derneği Kurucusu
* DLD ne zaman kuruldu, amacı nedir?
DLD 2011 yılında kuruldu. Derneğimiz kadınların kendilerine güvenerek neler başarabileceğine inanan, onların potansiyelini gören ve değer veren, gençlerin kurduğu ve idare ettiği bir dernektir. Eğitim fırsatları ve liderlik becerileri vererek genç ve yetişkin kadınların toplumsal hayatta aktif, sorumluluk sahibi ve üretici bireyler olmalarını sağlamaktır.
* Bugüne kadar ne gibi çalışmalar yaptınız?
Kuruluşundan bu yana Düzce, Ankara, Istanbul, Bolu, Kocaeli ve İzmir’de 200’ü aşkın genç kadına Kıvılcımlar Programı yolu ile liderlik becerileri verdik. Bu öğrencilerin yaptıkları sosyal değişim projeleri çevrelerinde binlerce kişiye dokundu. Bu süreç sırasında çeşitli üniversiteler ile çalışma imkanımız oldu. Mesela gelecek yıl Bilgi Üniversitesi ve 9 Eylül’de çalışmaya basliyoruz. Bahçesehir Üniversitesi bizim için bir tanıtım filmi yapmakta. EÇEV, ÇYDD gibi gençlerimize burs veren kurumlar ile, öğrencilerin seçimlerinde yakinen çalışıyoruz. Bolu Bağışçılar Vakfı gibi kendi çevrelerinde fark yaratan vakıflar ile iş birliğindeyiz. Şirketlerden Sabancı Grubu’nun yeni başlattığı Sabancı Gönüllüleri, mezunlarımıza eğitimler vermeye başladı. TurkishWIN gibi aynı misyonu paylaştığımız gruplar ile ortak çalışmalar yapmaktayız. ESBAŞ, Amway ve Gediz Elektrik gibi şirketler bizi mali ve ayni bağışlarla destekliyorlar.
YAPARAK ÖĞRENME MODELİ ÖN PLANDA
* Kıvılcımlar nasıl bir program, amacınız nedir? Üniversite ile birliktelik neler sağlayacak?
Yenilikçi bir liderlik programı olan Kıvılcımlar’ın hedef kitlesi; sosyal değişim ve yurttaşlık bilincine duyarlı, mutevazı ailelerin devlet okullarında okuyan, genellikle ailede ilk üniversiteye giden genç kadınlardır. Sekiz ay süren bu dinamik, uygulama ve işbirliğine dayalı öğrenim modelinde “yaparak öğrenme”, ön planda. Program öğrencilerin liderlik eğitimleri almalarına, kadın rol modellerden ilham almaları için fırsatlar sunmaya ve sosyal değişim projesi yaparak hem lider olmaları, hem de yaşadıkları topluma değer katmalarına olanak verir. 9 Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde okuyan öğrenciler arasından seçilen 8 kişilik bir grup ile 2016-17 okul senesinde bu programa başlamayı planlıyoruz. Fakülte öğrencilerin seçiminde ve bu öğrenciler ile yakınen çalışacak kolaylaştırıcının seçiminde bize destek verecek. 9 Eylül Üniversitesi ile böyle bir birliktelik imkanımız olduğu için çok memnunuz. Bunun için Meltem Kolday’a büyük bir teşekkür borçluyuz.
* Programlarınızdan mezun olan, eğitimlerinizi bitiren kızlarımız neler yapıyor? Verebileceğiniz örnekler var mı?
Mezunlarımızı aramızda tutabilmek, onlarla birlikteliğimizi devam ettirebilmek için dernekte çeşitli görevler vermeye başladık. Bunu daha da geliştirmek istiyoruz. Onlar bazen kendi geliştirdikleri programlar ile bize geliyorlar. Mesela Kocaeli mezunlarımızdan bir grup mezunlar komitesini kurarak, İngilizce dersleri gibi, mezunlarımıza dönük çalışmalar yapmaya başladı. Bir öğrencimiz liseli kızlar için yeni bir program geliştirdi. Biz nispeten genç bir derneğiz, o yüzden daha yeni olarak öğrencilerimiz üniversitelerden mezun olmaya başladılar. Onların başarılarını takip etmeye çalışıyoruz. Mesela Kocaeli mezunlarımızdan biri binlerce aday arasından, Yapı Kredi Bankası’nın Heroes staj programına kabul edilen 40 kişi arasına girdi. Sonradan da bankadan iş teklifi aldi. Genel olarak öğrencilerimiz Kıvılcımlar Programı’nda öğrendikleri sayesinde kendilerini tanıyan, meslekleri konusunda ne istediklerini bilen ve azimli gençler olarak hayata atılıyorlar.
Prof. Yasemin Arbil Arbak
Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı
ÜNİVERSİTE VE SİVİL TOPLUM İTİCİ GÜÇLERDİR
* Üniversite ve Sivil Toplum işbirliğinin önemi nedir?
Hem üniversiteler, hem de sivil toplum örgütleri toplumların gelişerek değişmesinde çok büyük itici güçlerdir. Bu nedenle fakültemizde yaptığımız tüm işbirlikli çalışmalarda sivil toplum örgütleriyle yapılanlara ayrı bir değer veriyoruz. Bu tür çalışmalar daha geniş etki alanları yarattığı gibi, yeni yapılanmalar için de doğru bir rol model oluşturuyor.
* DLD ile yaptığınız işbirliği her iki tarafa da nasıl yansıyacak?
DLD ile işbirliği yapmamız öğrencilerimizin farklı bir süreçte kişisel gelişimlerini destekleyecek, farkındalıklarını artıracak ve daha donanımlı olarak mezun olmalarını sağlayacaktır. Öte yandan bir fakülte ile ilk kez işbirliği protokolü imzalamış olmakla DLD, fakültemizin olanakları dahilinde akademik çalışmalar, projeler ve yeni açılımlar içinde yer alarak etkinlik alanını geliştirme ve bilinirliğini artırma şansına sahip olacaktır. Ben birlikteliğimizin çok güzel sonuçları olacağına eminim.
Meltem Kolday
Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi Kıvılcımlar Programı Koordinatörü
WBL Ders Koordinatörü, Öğretim Görevlisi
İYİ İŞ YAPANLAR BİRBİRİNİ BULUR
* DLD ile tanışmanız nasıl gerçekleşti?
TOBB İzmir Kadın Girişimciler Kurulu ile imzaladığımız bir protokol çerçevesinde oluşturduğumuz “Women in Business Life-İş Yaşamında Kadın” adında bir dersimiz var. Ders oluşturuluş ve uygulanış şekliyle Türkiye’de bir ilk ve bildiğim kadarıyla hala da tek. Her hafta iş dünyasından farklı bir konukla birlikte dersi işliyoruz. Bu konuklardan biri de çok sevdiğim ve değer verdiğim Hırvatistan Fahri Konsolosu Amway Avrupa Dış İlişkiler Bölge Müdürü Candan Çorbacıoğlu idi. Başka bir organizasyonda DLD yönetim Kurulu BaşkanıJale Ergelen’e benden söz etmiş ve mutlaka tanışmamız gerektiğini söylemiş. Jale Hanım da beni DLD’nin tanışma etkinliğine davet edince ilk buluşmamız gerçekleşti. Programdan o kadar etkilendim ki mutlaka fakültedeki öğrencilerimizin bu öğrenme-gelişme-değişme sürecinin içinde olmaları gerektiğini düşündüm. Tanışmamızın ertesi günü Dekan Yasemin Arbak’a programı anlattım. Fakülte olarak yeniliklere çok açığız ve ilkleri gerçekleştirmede son derece hızlı, üretken ve cesur olabiliyoruz. Hemen bir işbirliği protokolü önersinde bulunduk ve 25 Nisan 2016’da imzaladık. DLD için de bir fakültede olmak bir ilk, yenilik ve heyecan. Sonuç olarak tanışmamızı “iyi iş yapanlar birbirlerini bulurlar” diye açıklayabilirim.
* DLD ve Üniversite ile işbirliği hangi alanlarda gerçekleşecek?
DLD ile imzaladığımız işbirliği protokolü çerçevesinde önceliğimiz Kıvılcımlar Programı’nın başarıyla fakültemizde uygulanması. Zaman içinde, oluşturduğumuz danışma kurulu ile birlikte sadece fakülteyi değil belki tüm üniversite bünyesindeki kız öğrencileri de kapsayacak eğitim projeleri düşünüyoruz. Ayrıca şu an bir sivil toplum örgütü, üniversite, yerel yönetim ve Birleşmiş Milletler işbirliği oluşturacak bir proje üzerinde çalışıyoruz.
AMACIMIZ KADINLARIN GÜCÜNÜN FARKINA VARMASI
* Özellikle genç kızlarımıza yönelik bu programın içeriğinde neler olacak?
Aslında programın ana teması kızlarımıza kendi yaşamlarının kahramanı olabilecekleri bilincini yerleştirmek ve beraberinde sadece bir alanda başarılı olmaya değil, hayatın kendisini başarmaya odaklanmalarını sağlamak. Dolayısıyla sekiz ay süresince hem iş dünyasında onları farklılaştıracak modern dünyanın gereksinimlerine uygun eğitimler alacaklar, hem de kolaylaştırıcılarıyla yapacakları haftalık toplantılarla standart eğitimlerin içinde pek var olmayan, ama DLD’nin çok önemsediği, bizim de çok desteklediğimiz bir değerler eğitiminin içinde olacaklar. Aynı zamanda kendi geliştirecekleri bir sosyal değişim projesini eğitim yılı içinde uygulayıp, yıl sonunda düzenlenen bir zirvede Türkiye’nin her yerinden programa katılan kıvılcımlarla paylaşacaklar.
* Bu işbirliğinin topluma ve özellikle genç kızlarımıza, kadınlarımıza nasıl bir yansıması olabilir?
Kişisel olarak sivil toplum örgütleriyle üniversitelerin birlikte çalışmasının toplumsal gelişme ve değişmeye çok olumlu katkılar sağlayacağına inanıyorum. Her şeyden önce dekan, dekan yardımcıları, hatta bölüm başkanları kadın olan bir fakültede çalışan biri olarak, kız öğrencilerimize fakültede iyi birer rol model olduğumuzu düşünüyorum. İnsan bilmediği, görmediği bir şeyin hayalini kuramıyor. Hayal edebildiği şeylere ulaşması içinse her insanın kendi potansiyelinin farkında olması ve yüksek bir içsel motivasyonla yola devam etmesi gerekiyor. Bizim görevimizin öncelikle farkındalık yaratmak olduğunu düşünüyorum. Her kadın kendi potansiyelini gerçekleştirecek güce sahiptir; yeter ki kendi gücünün farkında olsun. Dolayısıyla iyi örnekleri ne kadar çoğaltabilirsek “O yapmış, ben de yapabilirim” diyenlerin sayısı da o kadar artacaktır.
Paylaş