Paylaş
Yanlış anlamayın, amacım kesinlikle o konuda uzman olmak değil, sadece ilgimi çeken herşeyi denemek. Alain De Botton’dan duyduğum, size başka bir yazıda bahsetmeyi düşündüğüm Rönesans insanları gibi... Hatta geçen yıl, eşimin benim için düzenlediği sürpriz doğum günü partisini önceden öğrenip (gazeteciyiz ya) gitarıyla bize hoş şarkılar çalan müzisyen Mert ile gizlice çalışmış, o gece gelen 40 yakın arkadaşıma “Arkadaş” şarkısını söylemiştim. Tabii herkes çok şaşırdı, alkışladı, ama heyecandan arada detone olduğumdan bazı arkadaşlarım! kıs kıs güldüler. Onlar bu sene listede yok... Şaka bir yana, artık her yıl aldığım yaşlara bayılmasam da sağlıklı ve sevdiklerimle birlikte olabildiğim bir yıl daha geçirdiğim için şükrediyorum. Gelelim, bu sene öğrendiğim yeniliğe... Birkaç ay önce çocukluğumdan beri niyetlendiğim, ama bir türlü başlayamadığım gitar dersine sonunda başladım. Dünyanın en sabırlı gitar öğretmeni sevgili Müge Selçuk, işlerim yüzünden dersleri habire iptal etmeme, evde hiç, ama hiç çalışmamama, yapabildiğimiz her derste en baştan başlamamıza rağmen yine de bana moral veriyor. Hatta Samanyolu gibi eski Türk parçalarından oluşan bir repertuvar bile hazırladık. Eşimin bu haftasonu yine yapacağını umduğum sürpriz doğumgünü partimde çalacağım. Tabi öğretmenimle birlikte... İsteyen dalga geçsin, isteyen gülsün. Ben, her yaşımda yeni bir şey öğrenme sözüme sadık kalacağım ya, önemli olan o...
Bu yazın gözde sporu SUP’ER
BELKİ dikkatinizi çekmiştir. Özellikle Alaçatı Surf Plajı’nda surf tahtasının üzerinde ayakta kürek çekenler yepyeni bir sporu deniyorlar. Oğlum Arda’yı surf kursuna yazdırmak için gittiğim Alaçatı Active Surf Merkezi’nin sahibi Salih Rende’ye “bu nasıl bir spor” dediğimde “Gel, hemen öğreteyim” dedi. Ya dur, nasıl olur derken kendimi, elimde kürekle, Stand Up Paddle yani Ayaküstü Kürek sporu için özel yapılmış board’un üzerinde buldum. Gerçekten kısa sürede dengemi buldum, dönüşleri de hemen söktüm. Zaten sonradan araştırdığımda da kadınların denge merkezlerinin farklılığı nedeniyle bu sporda erkeklerden daha başarılı olduklarını öğrendim.
Hawaii yerlilerinin yaptığı, Hawaii dilindeki adı Hoe he’e nalu olan SUP, surf sporunun en eski şekliymiş. Müthiş bir denge ve kas gücü gerektiren SUP, özellikle kadınlar tarafından tercih ediliyormuş. Çok normal, çünkü uzaktan kolaymış gibi görünse de müthiş bir kol gücü ve kalça-bacak kası gerektiriyor. Yani kadınların en sorunlu bölgelerini çalıştırıyor.. Görün bakın, 3-5 SUP daha yapayım, Madonna’dan daha kaslı kollarım olmazsa, bana da Ayçe demesinler..
Yazın şarkısını açıklıyorum
HANİ her yazın bir şarkısı oluyor ya, dillere pelesenk olan... Bu yazın da var elbet. Ama Demet Akalın ya da Serdar Ortaç’tan bir şarkı seçeceğimi düşünenler için üzgünüm.. Çünkü bana ve dünyadaki milyonlarca kişiye göre bu yazın hatta yılın şarkısı, Fransız şarkıcı Zaz’ın Je Veux adlı hareketli ve sıcak şarkısı... Fransa’nın yeni Edith Piaf’ı denilen Zaz ya da gerçek adıyla Isabelle Geffroy, ‘Je Veux’ ve ‘Les Passant’ gibi harika şarkıların yer aldığı albümü ‘ZAZ’ı 2010 yılında çıkarmış aslında. Fransa’da çok sevilen albümün dünyada tanınması ise, bu iki şarkısına sadece 2 enstrüman ve enstrüman gibi kullandığı çıplak sesiyle, Paris sokaklarında çektiği kliplerin internette yayılmasıyla gerçekleşmiş. Albümünden önce gerçekten sokak şarkıcılığı yapan Zaz’ı, sadece Youtube’da 5 milyondan fazla kişi izlemiş ve paylaşmış. Sanal alemin gücüne en güzel örnek..
68 ruhu geri mi geliyor?
ŞU sıralar, sıkça duyduğumuz Fransızca şarkı “Je Veux”, harika melodisi kadar anlamlı sözleriyle de dünya gençliğini peşinden sürüklüyor. Öyle ki internet sitelerinde Sırpça’dan Yunanca’ya, İngilizce’den Türkçe’ye hemen her dilde altyazılı versiyonlarını bulmak mümkün. Maddi değerlerle dalga geçen, tek gerçekliğin mutluluk ve aşk olduğunu ifade eden şarkının bu kadar popüler olması, bana, söylemleri “Aşk ve özgürlük” olan ’68 kuşağını anımsattı. Acaba kapitalizm ölüyor da gençler sadece ve sadece mutlu olmak mı istiyor, ne dersiniz?
Neyse, size şarkının Türkçe sözlerini yazayım da Fransız kalmayın..
Bana Ritz’de suit verseler, istemem,
Chanel’den mücevherler mi, istemem,
Bana bir limuzin verseler, neye yarar?
Hizmetçiler teklif etseler, ne yapayım ki?
Neuchatel’de bir köşk, bana göre değil
Eyfel Kulesi’ni sunsalar, neye yarar?
Ben aşkı, sevinci ve mutluluğu isterim
Beni mutlu edecek şey sizin paranız değil.
Ben sadece elim yüreğimde ölmek istiyorum
Haydi beraber özgürlüğümü keşfedelim,
Bildiğiniz bütün klişeleri unutun,
Benim gerçekliğime hoşgeldiniz..
Paylaş