PaylaÅŸ
Yakın dostlarımız Zeynep ve Süha Tanrıöver çifti bayramda Amerika Charleston’da yaÅŸayan kardeÅŸleri nörolog Ekrem Kutluay’ı ziyarete gideceklerini söyleyerek, bizi de davet etmiÅŸlerdi. Çocuklarımız da aynı sınıfta olduÄŸundan güzel bir tatil olacağını düşünerek kabul ettik. Böyle uzun bir tatili deÄŸerlendirmek için gayet güzel bir fırsattı.Â
Güney Carolina’da bulunan ve son yıllarda Amerika’nın en güzel şehirlerinden seçilen Charleston gerçek bir film sahnesi gibi. Her köşesi, her binası ayrı güzel. Koloniyal dönemin en güzel, en önemli şehirlerinden biri... Amerikan Kuzey- Güney savaşının da en önemli şehirlerinden. Hatta o dönemi anlatan Mel Gibson’un Patriot filmi tam bir doğal dekor olan şehirde çekilmiş. Sadece o değil, Barbra Streisand’ın Dalgaların Prensi, Ryan Gosling’in Notebook’u, Nicole Kidman ve Renee Zelweger’li Cold Mountain, Bagger Vance Efsanesi, Tom Hanks’li Forrest Gump, Tom Cruise’un Days Of Thunder gibi birçok filmde Charleston’dan sahneler var. Hani biz de İzmir, doğal plato olsa burada daha çok film, dizi çekilse diyoruz ya onlar bunu başarmış. Çünkü şehri ve tarihi yapısını koruyan Tarihi Chaleston Derneği ‘Şehirlerin biyolojik bir organizma’ olduğunu ve mutlaka buna uygun olarak büyüme ve değişmesi gerektiğini savunuyor. Ne dersiniz aynı bizdeki gibi değil mi?
İklimi İzmir’i andırıyor. Ama İzmir’den ayrılan öyle farklı noktaları var ki maalesef çok üzücü... Bunları daha sonraki yazılarımda çok daha detaylı anlatmak istiyorum, çünkü öyle bir yeri görünce İzmir ve Ege’ye yaptığımız kötülükleri daha net görebildim... Biz, birçok şeyin değerini bilmiyoruz gerçekten...
Bir başka kasırga
Dönüş yoluna çıktığımızda başımıza, adı şirin ama kendi korkunç Sandy Kasırgası çıkmasın mı? Charleston’ı vurdu, yok Washington’a gidiyor, aman New York Havaalanı kapandı derken, biz son anda uçağa binebildik. Kasırgaya yakalanmamak için yolu bayağı batıya doğru uzatarak Münih aktarmalı olarak İzmir’e varabildik. Vardık varmasına, pek de sevindik kasırgadan kurtulduğumuza ama o da ne, meğer esas kasırga bizim ülkedeymiş.
Biz orada bizim ülkedeki haberleder uzak kalmıştık da bir Amerikalı, International Herald Tribün gazetesinde sizin ülkeyle ilgili haberleri gördünüz mü, ülkeniz karışmış deyince bir korkuya, dehşete kapıldık. Gazete, haberleri oldukça büyük ve detaylı vermiş ama döndüğümüzde biraz daha netleşti her şey. Evet, bizde de gündemde fırtına kopmuş, ama bizimki doğa yoluyla değil korkular, hoşgörüsüzlük ve özgürlük çizgilerinin mutlak değerler değil, muğlak çizgilerle belirlenmesinden oluşmuş.
Yakında orada seçimler yapılacak. Amerikan kültürünü beğeniriz beğenmeyiz, ama şunu kabul etmeliyiz ki başa gelen kim olursa olsun, temel değerleri değiştirmesi mümkün olamıyor. Çünkü temel değerler ve kurallar o kadar kesin ve net belirlenmiş ki, kimin seçildiğinin çok da önemi yok. Böyle olunca da bir bardak suda fırtına kopmuyor...
PaylaÅŸ