Maltepe’ye anıt heykel dikelim

HABER İzmir’den.

1862 yılında kurulan hava gazı fabrikasıyla ilgili. Fabrika 1994 yılında kapanmış. Bir süre otobüs garajı olarak kullanılmış.

Şimdi ise kültür ve sanat merkezine dönüştürüldü.

Restore edilen tesiste, kafeterya, sanat atölyeleri, okuma salonu, hediyelik eşya satış birimi, sergi salonu bulunuyor.

Bir de açık hava sineması.

İzmirliler, çimlere oturarak seyredeceklermiş filmleri. Bir de 200 yıllık zeytin ağaçları dikilmiş.

Önce imrendim. Sonra da Anadolu Ajansı’nın bu haberi beni geçmişe götürdü.

Ankara’da, Maltepe’deki havagazı fabrikasına.

1980’lerin sonuna doğru kapanmıştı fabrika. O dönemde kültür ve sanat merkezi olarak yeniden düzenlenmesi düşünülüyordu.

Sonra ne mi oldu?

Hatırlıyor musunuz?

Yıkıldı.

Yerine, başka herhangi bir alana da yapılabilecek Maltepe Pazarı inşa edildi.

Cumhuriyetin ilk sanayi yapılarından biri, endüstri müzesi veya kültür merkezi olabilecekken yıkıldı.

MALTEPE PAZARI

GEÇİCİYDİ

Oysa fabrika 1991 yılında "sit alanı" olarak koruma altına alınmıştı.

Ama Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in ısrarlı girişimleri ve dönemin Kültür (!) ve Turizm Bakanı Atilla Koç’un yardımıyla koruma kararı 2000’li yıllarda kaldırıldı.

Hatırlatalım, Koç, bakanlığından önce Gökçek’in genel sekreterlik görevini yürütüyordu.

Bunun ardından Temmuz 2007’de Gökçek, Belediye Meclisi’nde fabrikanın alanına Maltepe Pazarı’nın "geçici" olarak yerleştirileceğini şu sözlerle anlatıyordu:

"EGO’da gaz depoları yıkıldı. Şu an temizleniyor. Esnafa yeni yer yapılana kadar eski havagazı fabrikasının tahsis edilmesine ve esnaftan işgaliye parası alınmasını öneriyorum. Ancak esnaf tahsis edilen alanı kendisi kullanacak ve başkasına kiraya veremeyecek. Yeni yer yapıldığı anda da burayı boşaltacak."

80 ÖNCESİNE

DÖNMEK KORKUSU

Gökçek hemen hemen katıldığı bütün programlarda bazı kesimleri ideolojik davranmakla suçluyor.

Bu ideolojik kelimesi bana hep "80 öncesine mi dönmek istiyorsunuz?" sorusunu hatırlatır.

Ortaokuldayken, yaşlı bir edebiyat hocamız yanlışlıkla sınıfa giren okul fotoğrafçısını kovduktan sonra bizlere dönmüş, "Sınıfa giren ya anarşist olsaydı" diyerek bir başka öcüyle daha tanıştırmıştı bizi.

Şimdi Gökçek kendisi gibi düşünmeyen herkesi "ideolojik" davranmakla suçluyor.

Oysa...

Bu ülkede çağdaş bir sosyal yaşam, bağımsız bir sanat anlayışı, özgür düşüncenin önünü açmak için 80 yıl önce atılan adımlar ideolojik değil miydi?

Evet sanatın yanında yer almak çoğu zaman ideolojik bir tavırdır.

Tıpkı şimdi Gökçek’in bunlara karşı attığı adımların, sanata, kent tarihine, kent bilincine yönelik tavrının kendi "ideolojisine" uygun olması gibi.

ODTÜ Mimarlık Bölümü’nden Araştırma Görevlisi Bilge İmamoğlu, Havagazı Fabrikası’nı konu edindiği yazısında Başkent’in kaybolan değerlerini anlatırken, "Tehdit altında olanın nostalji duygusu değil, toplumsal bellek üzerinden tarihin kendisi olduğunu fark etmek gereklidir" diyor.

UNUTULMAYACAK

O SÖZLER

İşte bu bilinçli kaybediş ideolojik değil mi?

Gökçek geçen hafta bir programında sitem etmiş.

"Ben bir ara bir ifade kullandım. ’Tükürürüm böyle heykelin içine’ dedim. 15 yıldır bana hep soruyorsunuz, 15 yıldır beri unutmadınız" diyor başkan.

Hep deriz, balık hafızalı bir toplumuz diye.

Ama arada unutmadığımız şeyler de oluyor.

Başkan kızıyor ama işte biz bunların unutulmamasıyla övünüyoruz.

Şimdi benim teklifim şu:

Eski havagazı fabrikasının bulunduğu alandaki Maltepe Pazarı yıkılsın. Bu alan bir parka dönüştürülsün ve bir anıt dikilsin.

Bir ülkenin kültürel değerlerinin, tarihinin nasıl yok edildiğinin hazin öyküsü anlatılsın.

Şüphesiz, bu anlatılırken, buna katkı sunanlar da unutulmasın.
Yazarın Tüm Yazıları