Ateş Yalazan - Arşiv Balıkçısı
Ateş Yalazan - Arşiv Balıkçısı
Ateş Yalazan - Arşiv BalıkçısıYazarın Tüm Yazıları

ABD 46 sene önce de uçakları vermemişti

Türkiye-ABD ilişkileri son yıllarda S-400 ve beraberindeki F-35 kriziyle sıkıntılı zamanlar yaşıyor.

Haberin Devamı

Türkiye, F-35 programında çıkarılınca, uçaklar için ödenen 1.4 milyar doların iade edilmesini değişik seviyelerde dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da, Rusya Devlet Başkanı Putin ile Soçi’de bir araya geldiği zirveden dönüşünde, 30 Eylül’de bu konuda net konuştu.

ABD 46 sene önce de uçakları vermemişti

“Ya uçaklarımızı ya da parayı verecekler.”

İki ülke ilişkilerinin sinir uçlarını geren bu krizin bir benzeri bundan tam 46 yıl önce yaşanmıştı.

Türkiye 1972 yılında her biri 100 milyon lira değerinde 40 Fantom savaş uçağı almak için ABD ile anlaştı.

Uçakların üreticisi McDonnel Douglas, Türkiye’ye 16 jeti teslim etti.

1974 yılındaki Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında iki ülke ilişkileri büyük bir girdaba girdi.

Haberin Devamı

ABD Temsilciler Meclisi, 18 Aralık 1974’te aldığı kararla 5 Şubat 1975 tarihinden geçerli olmak üzere Türkiye’ye silah ambargosu uygulamaya başladı.

Bu kararla birlikte ABD, Fantom uçaklarının Türkiye’yi teslimini durdurdu.

Ancak Türkiye, anlaşma gereği ödeme yapmayı sürdürdü.

McDonnel Douglas firması da Türkiye için Fantom üretmeye devam etti.

ABD 46 sene önce de uçakları vermemişti
2 MAYIS 1975

ÜSTÜNE PARA İSTEDİLER

Ürettiği uçakları Türkiye’ye gönderemeyen firma, jetleri bir hangarda beklemeye aldı. Herhangi bir zarar görmemesi için de sigorta ettirdi.

Ancak firma hangar kirası ile sigorta bedelini de Türkiye’den talep etti.

Her ay, uçak başına 500 bin liralık bir fatura çıktı.

Türkiye ise tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini belirterek bu ödemeye karşı çıktı.

2 Mayıs 1975 tarihli Hürriyet’in sürmanşetinde “Böyle yüzsüzlük olmaz” denildikten sonra “Amerika yollamadığı Fantomlar için depo kirası istiyor” başlığı vardı.

Bu gelişmeler yaşanırken, 24 Temmuz’da ABD Kongresi, ambargoyu yumuşatmayı görüşmek için toplandı.

ABD Başkanı Ford da, Başbakan Süleyman Demirel’e gönderdiği mesajda ambargonun kalkmasından “umutlu” olduğunu söylüyordu.

Haberin Devamı

Ancak oylama Ford’un umduğu gibi sonuçlanmadı. Yunan lobisi baskın geldi, ambargonun kaldırılması reddedildi.

Bu karardan hemen bir gün sonra, 25 Temmuz 1975’te Türkiye, ülkedeki ABD üslerine el koydu. Bir tek İncirlik, NATO görevleri için kapsam dışında tutuldu.

İki ülke arasında bu kadar derinleşen kriz ancak 4 Ekim’de, parası ödenen silahların teslim edilmesi yönündeki kararla kısmen aşıldı.

Ambargonun tamamen kalkması ise ancak 26 Eylül 1978’de oldu. Bu tarihten sonra Türkiye, 5 ABD üssünün yeniden açılmasına izin verdi.

ÜMİT BESEN DE NİRO OLUNCA

“Are you talking to me?”

Türkçe meali:

“Benimle mi konuşuyorsun?”

Daha sonra da gündelik hayatımıza girdiği haliyle, “Bana mı dedin?”

Haberin Devamı

Bu unutulmaz replik, usta aktör Robert De Niro’ya Oscar adaylığı getiren “Taksi Şoförü” filminden.

Peki bu repliği niye hatırlattım?

ABD 46 sene önce de uçakları vermemişti

22 Kasım 1982.

Haberin başlığı, “Bu da bizim taksi şoförü.”

Haberi okudukça tebessüm etmemek mümkün değil.

“Ümit Besen; Robert De Niro, Banu Alkan; Jodie Foster oldu.”

Filmin adı “Biçare”.

Çekimleri yeni bitmiş, vizyona girmek üzere.

Gerçi haberin sonlarına doğru öğreniyoruz...

Biçare’nin Taksi Şoförü’ne benzetilmesinin tek nedeni, Ümit Besen’in bir taksi şoförünü canlandırması.

Onun dışında filmler arasında hiçbir benzerlik yok.

Zaten Biçare’nin hikayesi de bildiğiniz gibi.

Fakir bir taksi şoförü, paraya önem veren bir kız, zengin ailenin oğlu vs...

Haberin Devamı

Martin Scorsese duysa, ne yapardı bilinmez.

Neyse tek tesellimiz, duymamış olduğunu varsaymamız.

ABD 46 sene önce de uçakları vermemişti
31 ARALIK 1981

GECELERİ BUZDOLABINI KURCALAYAN SİYASETÇİ

31 Aralık 1981’de Yavuz Gökmen’in bu röportajı yayınlandığında Turgut Özal henüz çok tanınan bir siyasetçi değildi. Darbe döneminin Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı olarak ekonominin başındaydı.

Röportaj öncesinde kızı Zeynep Özal, Turgut Bey’in evdeki yaşamıyla ilgili ipuçları veriyor.

Özal’ın gece yarısı kalkıp buzdolabındaki tavuk budunu “kaşla göz arasında” mideye indirdiğini anlatıyor. Turgut Bey buzdolabına giderken de, “Köprüden geçti gelin” türküsünü mırıldanıyormuş.

Özal’ın müzik zevki konuşulurken söz klasik müziğe geliyor. Özal da “Opera sever misiniz?” sorusuna şu yanıtı veriyor.

Haberin Devamı

“Pek severim diyemem. Ama operaya gidince uyumuyorum hiç olmazsa. Hoşuma gidiyor.”

Yazarın Tüm Yazıları