Yabancı sayısındaki değişikliğin futbolun sorunlarına tek başına çözüm getirmeyeceğini defalarca yazmıştım.
Çözüm yolu ile ilgili de kendi bildiğimce yollar önerdim.
Almanya, İspanya, Altınordu ve basketbol örneklerini verdim.
Bugün sınırsız yabancı bizi nereye götürür ona bakmaya çalışacağım…
***
Federasyon yabancı yasağının kalktığını ilan eder etmez kamuoyu ikiye bölündü;
---- Sahada 11 yabancı yer alır… Türk futbolu bitmiştir...
Türk futbolunun manifestosunu (!) dinledik…
Bir yıldır çalışıyorlarmış (!)
“Devrim” gibi kararlar alınmış(!)
Tarihe geçen manifestoları yazanlardan ve devrim liderlerinden, sözcükleri kullandığım için özür diliyorum…
Yaptıkları iş hacimsiz olunca değerli sözcükler seçtiler…
Kavramların içini yine boşalttılar…
***
Kararlara karşı mıyım?
11’e 11 biten hakkıyla bir tane derbi seyredemeden ilk yarı bitti…
Derbi olduğu zaman, korku ile televizyonun başına geçiyorum…
Oyuncu eksilecek diye endişe içinde maç izliyorum…
Her seferinde korktuğum başıma geliyor…
Bir düdük, bir kırmızı kart, kocaman takımların emekleri bir anda bitiyor.
Hakem rahatlıyor…
Artık kolay bir maçı yönetmeye başlıyor…
Oynansaydı da sonucun hiç önemi yoktu… Bu maç başlamadan bir başlangıç, bitmeden bir sonuçtu…
Kasvetli 2014 yılının mum ışığı, Fenerbahçe sandınız değil mi?
-----Hayır…
“Fenerbahçe taraftarı sözde şike sürecinde verdiği direniş ile öylesine tarih yazdı ki; Ülkedeki birçok kurum ve kuruluşların ders çıkarması lazım!”Ben söylemiyorum dönemin Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ söylüyor…Fenerbahçe yaktığı Fener ile üç yıldır ülkeyi aydınlatıyor…
Tarih, karanlık günlerin aydınlatılmasında, Kadıköy’ün Fenerini yazacak…Ancak bugün ben bu ışıktan söz etmiyorum…
***
Rakip atak yaparken ıslık çalıp seyredenler; Sow ve Diego…Birilerine; Fener’den büyük olmadığını hatırlatmanın zamanıdır!
Bazı oyuncular vardır kendi istatistiğine bakar…
Takımın kazanıp kazanmaması ikinci plandadır…
Attığına, asistine ve kontratına bakar…
Sow gibi, Emenike gibi, Sneijder gibi Bojan Bogdanovic gibi…
(Aman Bogdan Bogdanovic ile karıştırmayın)
***
Gazeteyi okumaya tersten başlayanlardan mısınız?
İlk sayfayı okurken moraliniz bozulduğu için spor sayfalarını okuyarak mı güne başlıyorsunuz?
Spor sayfaları, daha sıkıcı daha moral bozucu gelmeye başladı değil mi?
Takmayın kafanıza…
Siz çevirin yine gazeteyi tersine…
Yeni moda arka sayfada, tam sayfa bir reklam var…
Reklamı pas geçin…
Fenerbahçe’nin bünyesinden gelmiş, önce Aykut Kocaman’a sonra Ersun Yanal’a yardımcılık yapmış bir hocanın birinci koç olması, beni mutlu eder…
Gurur duyarım…
Ancak ters giden bir şeyler var…Olmuyor…Fenerbahçe, tek kulvarda oynuyor ve iyi oynamıyor!
***
İsmail hocam;
Heyecanını anlıyorum…
Her Fenerbahçelinin hayallerini süslediği, en güzel yerdesin.
Galatasaray kulübü başkanı Duygun Yarsuvat, gazeteci Attila Gökçe’ye açıkladı.
------“Fethullah Gülen grubu, Aziz Yıldırım’dan 50 milyon dolar istedi, vermeyince başına bunlar geldi” dedi…Herhangi biri söylese, geçip gidersiniz…
Ancak söyleyen Galatasaray’ın başkanı…
Hem de bir hukuk hocası…
Boşa ve boşuna konuşmayacağı kesin…
***
Yazıyı okuyunca, üç görüntü aynı anda canlandı gözümde…Barış güvercini, tekme izi ve kâğıt peçete...Baştan söyleyeyim safımdır çabuk inanırım…