Paylaş
Galatasaray kulübü başkanı Duygun Yarsuvat, gazeteci Attila Gökçe’ye açıkladı.
------“Fethullah Gülen grubu, Aziz Yıldırım’dan 50 milyon dolar istedi, vermeyince başına bunlar geldi” dedi…
Herhangi biri söylese, geçip gidersiniz…
Ancak söyleyen Galatasaray’ın başkanı…
Hem de bir hukuk hocası…
Boşa ve boşuna konuşmayacağı kesin…
***
Yazıyı okuyunca, üç görüntü aynı anda canlandı gözümde…
Barış güvercini, tekme izi ve kâğıt peçete...
Baştan söyleyeyim safımdır çabuk inanırım…
• Bir barış güvercini gördüm…
Fenerbahçe’ye ve Yıldırım’a uzatılmış…”Hadi barışalım artık!” diyor…
• Sırta vurulmuş bir tekme izi gördüm:
Sanki evinde oturduğun arkadaşı, evinden kovarmışçasına… Gülen grubuna atılmış bir tekme izi...
• Bir de kâğıt peçete gördüm:
Ortak sorumluluktan siyasi iktidarı temizleyen bir peçete…
Bir cümlede üçünü birden gördüm…
Açıklama son derece kahramanca ve samimi olmuş olabilir…
Arkasında beklentiler de olmuş olabilir…
Ben şimdilik bunları göremem niyet de okuyamam…
***
Duygun Yarsuvat, ünlü bir hukukçu…
Kamuoyunda ikinci planda kaldı ama çok önemli bir şey daha söylüyor;
“-Aziz Yıldırım, 6222 sayılı yasa kapsamında yargılandı. Normal olarak asliye ceza mahkemesinde yargılanması gerekirdi. Ama Giresunspor eski başkanı Olgun Peker’le ilgili iddialar kapsamında olayı çete suçu olarak gördüler ve ağır cezaya gittiler. Bence bu yanlıştı. Normal olarak asliye cezada yargılansaydı, tutuklanmazdı. Bu dava ile ilgili yargılama usulü kararları üç gün içinde değişti. İyi olmadı.”
Hocam, tebrikler!
Bunu birçok kişi söyledi ama seninki en anlamlısı oldu…
Bir de “keşke” diyorum;
Dün başkan değildin…
Ancak,
Galatasaray ile adın özdeşleşmiş ciddi bir hukukçuydun…
Keşke bunları, 3 yıl önce söyleyebilseydin!
Yaralar çok çabuk sarılır…
Benim de kahramanım olurdun…
***
İnanın hukuk ile hiç ilgim yoktur…
Teşvik verilmiş mi? Şike yapılmış mı?
Onu da bilemem…
Ancak 4 Temmuz günü “örgütü soktular ya bu işe”…
O gün benim için bitti bu dava…
Devlet Güvenlik Mahkemelerini, Sıkıyönetim Mahkemelerini hatırladım birden…
“Dava siyasidir” dedim…
O gün, bu neden ile yazmaya başladım ve hala yazıyorum…
Bugün davanın siyasi olduğuna kimsenin şüphesi yok…
Hangi siyasi gurubun yaptığı tartışılıyor…
Aslında burası beni hiç ilgilendirmiyor…
Bence siz de ilgilenmeyin…
Ben Fethullah Gülen’i tanımam ki…
Çünkü hesap soramam…
Ben kime oyumu verdiysem ondan hesap sorarım…
Onun seçtiği adamlara karışamam…
Devletin Hâkimi, Savcısı, Polisi, hata yaptıysa;
Hata onları oraya getirenindir bence…
***
Ünal başkan da gitti…
Başkanlar değişir...
Başkanların eylemlerine, camiaların verdiği tepkiler önemlidir…
Benim aklımda onlar kalır…
• Ofsayttan atılan gole sevinenleri sevmem…
• Rakibin kırmızı kart görmesi için ispiyon edenleri de sevmem…
• Rakibinin mutsuz olmasından mutlu olanlardan hiç haz etmem…
• “Adalete Fener yakmak” için Anıtkabir’e gelen sarı kırmızılı formalıların ayrı bir yeri vardır bende;
Unutmam…
• Ergenekon ve Baloz davalarına karşı çıkıp;
“Konu Fenerbahçe olunca; “Aziz Yıldırım yapmıştır” diyen ‘dostları da’ unutmam(!)
***
Ülkemiz her gün turnusol kâğıdı gibi…
Asit miyiz baz mı hemen çıkıyor ortaya…
Her gün sınavdan geçiyoruz…
Çok konuşuyor gibiyiz…
Aslında susuyoruz…
3 Temmuzdan bu yana;
Teşvik alan tüm eski futbolcular sustu…
Teşvik veren kulüp yöneticileri de sustu…
Bunlara şahit olan basın mensupları da sustu…
Bir Mecnun başkan çıktı ortaya… Onu da kimse dinlemedi…
Şimdi Yarsuvat başkan konuşmuş…
Belki dengeler değişti…
Olsun;
Önemlidir, değerlidir…
Elinde delili olmadan konuşmuş olsa da değerlidir...
İşimize geldiğinde susmak, suça katılmak kadar onursuzluktur!
Paylaş