Daha önce böylesi bir lig yaşanmış mıydı? Diyerek arşive daldım…
18 takım ile oynanmaya başlandığı tarihe kadar gittim…
1993-1994 sezonundan bu yana tam 24 yıldır böyle bir ilk yarı yaşanmamış…
En benzer sonuç 2012-2013 sezonunda olmuş, lider Galatasaray ile yedinci sıradaki Trabzonspor arasındaki puan farkı ancak 9 olabilmiş…
Genel ortalama ise 14-17 puan arasında farklar olmuş…
Özetle çok çekişmeli bir ikinci yarı bizi bekliyor…
***
Üstüne üstlük 30. Evlilik yıldönümüme…
İzin verirseniz bir teşekkür edeyim, beni öpüp koklayarak maça gönderen eşime…
Birde diyeyim ki;
Geride ne kadar günümüz kaldı ise yaşayalım her dakikasını hep birlikte!
***
Aykut Kocaman sahaya yine Mehmet Topal ve David de Souza ile çıktı…
Yine kazandı…
Hanımla ben ise oğlumuzu ziyaret için hemen ucuz uçak bileti ve doğru bir tarih arayışına girdik.
Tahmin edebileceğiniz gibi EuroLeagu’nun maç takvimini açtık, Fenerbahçe’nin Barcelona’da oynayacağı maça çarpı işaretini koyduk…
Elbette bunu duyan çocuklarımız, kardeşlerimiz ve arkadaşlarımız ile birlikte toplam 12 kişi olduk…
Şehrin merkezine yakın bir apartmanın iki dairesini kiraladık.
***
Barcelona çok iyi huylu bir şehir… Kolay bir şehir, huzur veriyor insana…
Siz takımınıza kırgın, hoşnutsuz ve mutsuz olsanız bile, o enerji sizi maça doğru çağırır!
İlan edilmiş bir çağrı yoktur ortada, ama tüm sarı lacivertliler o sabah bir başka türlü uyanır…
Bir bakarsınız caddede sarı lacivert çiçekler açmış… Hiç maç konuşmayan adamlar formalarını giymiş, ortalıkta dolaşmaya başlamış…
Kafeler, restoranlar dolup, taşmış…
Sessiz bir davettir bu, duyarsız kalamazsınız!
***
Bu pazar öyle bir pazardı…
Takım iki haftadır kazanıyordu… Beşiktaş ligin açık ara liderini perişan etmiş, puan farkını üçe düşürmüştü…
Olsun, ben korkarım!
Sözde şike davası sırasında verdiği demeçler gelir aklıma, korkarım…
“2024 yılı Avrupa Şampiyonası’nın en önemli adayı, Türkiye’dir” der…
Ben korkarım…
Fenerbahçe’nin kazanacağına kesin gözü ile bakılan CAS davasından “aniden vazgeçmesi” gelir aklıma,
Ben korkarım…
Aziz Yıldırım’ın, “ülke menfaatleri dediler, siz bilirsiniz” dedim açıklaması gelir aklıma;
Fenerbahçe, geçen yılın Avrupa Şampiyonu…
Bu yıl Bogdanovic ve Udoh gibi iki tane çok önemli oyuncusunu kaybetti…
Ancak Fenerbahçeliler daha sezon başında Belgrad’da oynanacak Final Four için hiç tereddüt etmeden, biletlerini aldılar…
Neden?
Koçları Obradovic’e güveniyorlar…
Takıma, organizasyona ve sisteme güveniyorlar…
Fenerbahçe, önce Türkiye liginde Darüşşafaka’ya yenildi, sonra evinde Olimpiakos’a yenildi…
Ama sen, kongre için mayıs ayını bekleme başkan.
Yazılanlar, konuşulanlar, saha sonuçları bile önemli değil!
Sen mayısı bekleme başkan!
Biliyorum çok hırslısın, kongreye şampiyon bir takım ile gitmek istiyorsun… İnan alacağın erken kongre kararı, şampiyonluktan daha değerli…
Sen mayısı bekleme başkan!
***
Taraftarı kaybettin başkan!
Bu yıl değil, üç yıl önce kaybettin başkan!
Gençlik ve Spor Bakanımız Osman Aşkın Bak:
Sahada oynayan Türk oyuncularımızın sınırlı sayısına baktı: “İçim acıyor” dedi…
Haklı…
Ligin ilk 10 haftası sonunda oynayan oyuncuların aldıkları dakikaları hesapladım...
Herkesin bildiği gerçeği sayılara döktüm… Acıklı tabloyu birlikte inceleyelim…
Yüzde 50’nin üzerinde Türk oyuncu kullanan bir tek takım var; Trabzonspor…
Aslında sorulması gereken soru şu: