Paylaş
Ama sen, kongre için mayıs ayını bekleme başkan.
Yazılanlar, konuşulanlar, saha sonuçları bile önemli değil!
Sen mayısı bekleme başkan!
Biliyorum çok hırslısın, kongreye şampiyon bir takım ile gitmek istiyorsun… İnan alacağın erken kongre kararı, şampiyonluktan daha değerli…
Sen mayısı bekleme başkan!
***
Taraftarı kaybettin başkan!
Bu yıl değil, üç yıl önce kaybettin başkan!
Metris’te, Silivri’de, Çağlayan’da, Bağdat Caddesi’nde, Anıtkabir’de, polis coplarının, gaz bombalarının senden ayıramadığı taraftarı, kaybettin başkan!
Hem de öyle müzmin muhalifleri, paralı askerleri falan değil aklıselim bütün taraftarı kaybettin başkan!
Üç yıldır küstüler, umutlarını yitirdiler…
Maç kazanamadıkları için değil, tarihten beri “bildikleri Fenerbahçe’yi” göremedikleri için gitmiyorlar! Görebilme umutlarını da yitirdiler…
Araştırma yapmadan, plansız alınan yeni oyuncuların dertlerine çare olmadığını gördükleri için gitmiyorlar…
“Bilimin, aklın ve teknolojinin” uzağında kalındığını anladıkları için gitmiyorlar…
Özellikle futbolun iyi yönetilmediğini ve bu yapı ile yönetilemeyeceğini gördükleri için gitmiyorlar…
Aslında başkanım;
Benim bitişim daha erken oldu.
“Bu takımı antrenörler mi şampiyon yaptı?” dediğin an bittim… O an matematik umudumu kaybettim. Yönetim biçimine güvenimi yitirdim.
***
Dünyada futbolun değişmesi, teknolojinin çok yaygın kullanılması ve yabancı oyuncu transferinde sınırın kalkması ile “eski tip yönetimin”, “yönetebilme şansı” kalmamıştı…
Bunu sen hepimizden iyi biliyordun…
“Kurumsallaşayım” dedin… CEO getirdin, sabredemedin!
Basketboldaki gibi yabancı bir menajer getirdin… Ne dedi ise yaptın… Olmadı…
Yapılması gereken değişimi hepimizden iyi bilmene rağmen, sevdanı emanet edemedin!
3 Temmuz da araya girdi…
Uzun sürdü, halen bitmedi…
Bizde sustuk ve “devam” dedik!
Şimdi zamanıdır başkan…
Hem de 30 Mayıs 2015 günü, “bayrağı bırakacağım dediğin ele”, bayrağı bırakmanın zamanıdır başkan…
İnan bayrağı devralacak el de, seni hiç bırakmayan çubuklular da, Yargıtay kararının amansız takipçileri olacaktır!
Yarın olursa geç olacak, dün olsaydı erkendi…
Bugün zamanıdır başkan…
Mayıs ayını bekleme başkan!
***
Başkanım;
Denk gelir de okursan, “sen de kimsin?” diyeceksin...
Muhtemelen bir tek yazımı bile okumamışsındır… Tanımıyorsundur…
Yazdıklarımın daha iyi anlaşılması için bugün biraz anlatmalıyım:
Sen gözaltına alındığın gün “yazmak” istedim.
Kısmet oldu, o günden bu yana yazıyorum…
Yazma isteğim, tek başına sen değilsin…
Sana, Fenerbahçe’mize ve hatta ülkeye kurulan “komplo” yazdırdı beni…
Etrafta “acaba” diyen bir tek yazanın olmaması yazdırdı beni…
Tam altı yıldır yazıyorum.
Bu camianın içinden değilim. Kimseler tanımaz beni…
Sen Metris’te tutsak iken o kadar çok yazdım ki seni ve yaptıklarını;
“Kripto Aziz Yıldırım” diyenler oldu…
Aziz Yıldırım, “kod adı ile yazı yazdırıyor” dediler…
“Hürriyet’in Aziz Yıldırım kontenjanı” diyenler oldu…
Arkadaşlarım arasında adım halen, “Aziz Yıldırımcıdır”.
Altı yıldır senin mücadeleni yazıyorum. 3 Temmuz öncesi ve sonrası Türkiye spor tarihine kattıklarını yazıyorum. Sadece Türk spor tarihine değil Türkiye siyasi tarihine kattıklarını yazıyorum…
Abartmıyorum;
FETÖ örgütüne karşı direnişin lideri sensin! Akıncıların ise arkandan yürüyen sarı lacivertliler…
Buna rağmen; “Mayısı bekleme başkan” diyorum… …
***
Başkanım;
22 yıllık Fenerbahçe kongre üyesiyim… Senin ilk aday olduğun kongrede, ben de ilk defa oy verme hakkına kavuştum. O günden bugüne, bütün oylarımı sana verdim!
Hiç pişman değilim!
Gurur duyuyorum!
Aslında sana vermedim başkan, yaptıklarına ve yapabileceklerine verdim!
Türk sporuna ve Fenerbahçe’ye kattıklarına verdim.
En dar zamanında, diğer sporlara verdiğin değerlere verdim…
Kulüplerin kendi ayakları üzerinde durabilmesi için yarattığın projelere ve uygulamalara verdim…
3 Temmuz günü başlattığın direniş ateşine verdim!
Sana verdiğim tüm oylara, sadece basket takımımızı seyrederken aldığım keyif bile yeter!
Teşekkür ederim!
Katkıda bulunanların hakkını yemek istemem ama senin eserindir, Ataşehir’deki Spor Salonu…
Senin eserindir, Avrupa Şampiyonu basket takımı…
Senin eserindir, Avrupa Şampiyonu kadın voleybol takımı…
Senin eserindir, 200 metre Dünya Şampiyonu Ramil Guliyev…
Çok yazdım, hepsini yazdırma başkanım…
Ama veda zamanıdır başkanım…
Hem de hemen şimdi zamanıdır, mayısı bekleme başkanım…
***
Teknoloji ve bilgi o kadar hızla değişiyor ki başkan, hepimiz arkada kalıyoruz.
Fenerbahçe öylesine büyük ki başkan, hepimizi geride bırakıyor…
Fenerbahçe geride kalmasın başkan!
Kocaman Adamı da, kendini de yıpratma başkan!
Aykut Kocaman’ın devam kararına ilişkin, “Çocuk oyuncağı mı bu” diyorlar!
Desinler!
Aykut Hocam başarısız olmuş, düzeltemeyeceğini hissetmiş, “Sözleşmem, param, pulum” demeden istifasını yönetime vermiş…
“Yarı yolda bırakamazsın, düzeltirsen ancak sen düzeltirsin” demişsiniz, dönmüş…
Evet, kariyeri zedelenmiş, ama ayıp etmemiş…
Biz neler gördük:
Sözleşmesinin sonuna kadar orada olmak için aklımızla alay eden yabancı hocalar gördük…
Ülkenin tapılan insanlarının milli takımdan dilekçe ile tazminatlarını istediklerini gördük…
***
Başkanım;
Göreceksin, kongre kararını aldığın anda takım düzelecek…
Camia büyük bir kıvılcım bekliyor… Yine her zamanki gibi sen yak o kıvılcımı…
Bazen de büyük bir liderin fedası ile yanar bu ateş…
Gönlümden geçen aday olmaman!
2015 yılı kongresinde söylediğin gibi alkışlarla ve el ele, meşaleyi Ali Koç’a devretmen!
Aday olursan, ilk kez oyum sana değil başkan!
Fenerbahçe’nin çizgisinin, sportif başarısından daha önemli olduğunu 3 Temmuz günü bir kez daha anladım başkan…
O günden bu yana tek kelime etmedim. Fenerbahçe çizgisinin değişmeyeceğine emin olduğum için, bugün gönlüm rahat!
Senin de rahat olsun başkanım…
Açık söyleyeyim, rakibin bir başkası olsaydı yine de düşünürdüm başkan…
Ancak düşünmeyeceğim…
Kongre yarın da olsa, mayıs ayında da olsa, oyum bu kez sana değil başkan!
Benim gözümde bugün bıraksan da, mayıs ayında tekrar seçilsen de; zaten çok büyüksün!
Mayısı bekleme ve bir kat daha büyü be başkan!
Paylaş