CUMA gecesi 18’inci Kristal Elma’yı da devirdik. Bu kez Maslak TİM’de yapılan ödül töreni geçen seneye göre çok daha eğlenceli idi. Bir kere neredeyse Kristal Elma’nın resmi sunucusu haline gelen ve kendini tekrar eden Okan Bayülgen’den vazgeçmek oldukça yerinde bir karar olmuş.
Cenk ve
Erdem Bey’ler
"seri" konuşmaları ve esprileri ile Kristal Elma’nın
"sönük" geçmeye aday havasını dağıtıp ayrı bir canlılık kattılar.
"Sönük" geçmeye aday diyorum çünkü Kristal Elma’ya ilgi biraz düşüktü. Gözümüz medyanın ve reklam sektörünün birçok
"ağır abisi"ni aradı ama bulmadı.
Cenk ve
Erdem bu
"sönük" ortamı, ortama uygun tam kıvamında esprilerle aydınlattı.
Geçen yıl törenlerden sonra yazdığım
"Kristal Elma’ya Zihniyet Devrimi Şart!" başlıklı yazıda
"Ne olurdu Kristal Elmaları Vuslat Doğan Sabancı, Ertuğrul Özkök, Ergun Babahan, Zafer Mutlu, Sedat Ergin, Ayşe Sözeri Cemal, Orhan Girgiç, Viki Habif verseydi... Ya da büyük ödülleri Aydın Doğan, Turgay Ciner? Ne olurdu? Her ihtiyacın olduğunda medyaya koşacaksın, ama ödül törenine gelince burnunu zirvelere çevirip medyayı yok sayacaksın. Kristal Elma’ya ateş lazım, daha fazla katılım, daha fazla heyecan lazım. Kristal Elma’ya Serdar Erener, Ali Taran, Hulusi Derici lazım. Onlar olmadan Kristal Elma olmuyor. Turkcell, Bonus, Vestel olmadan Kristal Elma olmuyor. Reklamcılar statükoyu yıkamazsa kim statükoyu yıkacak bu ülkede?" diye yazmıştım.
Reklamcılar bu yıl statükonun önemli bir bölümünü yıkmışlar. Beyinlerine sağlık! Kristal Elma ana sponsorları arasına Doğan Yayın Holding ve Merkez Grubu’nun yanı sıra, Türk Medya (Çukurova Grubu) ve Zaman Gazetesi de dahil olmuş...
Kristal Elma dağıtımında da medya bu kez yok sayılmamış. Ama bu kez de medyadan katılan sayısı az.
Mehmet Ali Yalçındağ,
Ayşe Sözeri Cemal,
Ergun Babahan dışında Kristal Elma’ya medyadan katılan üst düzey yönetici parmakla saysan sayılıyordu. Oysa medya da
"mış gibi yapmamalı", tam kadro Kristal Elma’da olmalı, varlığıyla yaratıcılığa, reklam ajanslarına sahip çıktığını göstermeli.
Zaman’dan Genel Yayın Yönetmeni
Ekrem Dumanlı’nın yerine ödülleri veren çalışma arkadaşının
"Ekrem Bey’in küçük bir işi çıktı gelemedi" açıklamasıyla düştüğü komik durum bence tüm medyanın kulağına küpe olsun. Kusura bakmayın ama medyanın Kristal Elma’dan daha önemli bir işi yok. Reklamlar
"yaratıcı" olmazsa, reklamcı güdülenmezse reklam işini zor yapar. Sonucunu da burada söylemeyeyim isterseniz...
Kristal Elma’da yeni kategorilerKRİSTAL Elma’da bu yıl kategoriler yeniden düzenlenmiş... Uluslararası standartlara paralel Ortam Reklamı, Yaratıcı Medya Kullanımı gibi yeni kategorilere yer verilmiş. İnternet kategorisi de web sayfaları ve internet reklamları olarak iki bölüme ayrılmış.
Ancaaak... Her yıl olduğu gibi bu yıl da Kristal Elma’da basın ve televizyonun dayanılmaz ağırlığı olduğu bir gerçek. Açıkhava, radyo ve internet reklamcılığımızda da
"yaratıcılığın" ne kadar zayıf olduğunu anlamak için Kristal Elma’ya katılmak yeterli. Destekleyici medyalara ayrılan bütçeler az olabilir ama yapılan işler bu kadar kötü mü olmak zorunda mı! Bu mecralar büyümek istiyorsa öncelikle yaratıcı işlerin sayısını nasıl artıracaklarını düşünseler iyi olur.
Reklamcılar ödül dağıtımında oldukça ustalaştılar. Çok sayıda ödülü çok kısa sürede hatasız bir şekilde vermek takdir edilecek bir şey. Özellikle Türkiye’de... Ödül dağıtan birçok kurumun ödül dağıtımı için Kristal Elma’nın yöntemini benimsemesinde fayda var. Tek sorun ödül dağıtımın biraz geç başlaması... Bitişin de biraz yalapşap olması.
Önerim seneye törenin cumartesi günü yapılması ve 20.00’de başlaması. Saat 22.00’de sahnede reklamcı zekasını öteleyen canlı performansla bitirilmesi. Sanki böyle yapılırsa Kristal Elma geçici olarak yaşadığı
"durgunluk" dönemini atlatacak gibi...
Jüri dedikodularıSONUÇLARA gelirsek... Her yıl en fazla dedikodu jüri üyelerinin, kendi ajanslarının işlerine oy verme hakları olmadığı halde, kendi ajanslarını kayırdıkları üzerinedir. Bu yıl da aynı dedikodular çoğunlukta.
Hatta jüride
"Sen benim işime oy vermedin ben de senin işine vermeyeceğim" gerginliği yaşandığı bile söyleniyor...
Sonuçlara baktığımızda en fazla ödül alan Markom, TBWA, Medina Turgul, Rafineri, Alice BBDO, DDB&Co.’nun bir elemanlarının jüride temsil edildiğini görüyoruz. Ancak Lowe, 3. Kuşak, Manajas, Art Grup, Y&R, ve Ultra’nın da bir elemanları jüride olmasına rağmen onlar niye Kristal Elma’lara boğulmadılar acaba?
Ya da Ogilvy, Güzel Sanatlar’dan bir eleman jüride olsalardı onlar da en az bir Kristal Elma alırlar mıydı?
Tayfa’nın hiçbir elamanı jüride olmamasına rağmen Tayfa nasıl iki ödül aldı? 76 ajans yarışmaya katılmasına karşın, sadece 26 ajansın Kristal ya da Başarı Belgesi alması düşündürücü değil mi? Medina/Turgul’dan
Jeffie Medina Jüri Başkanı olduğuna göre 17 Başarı Belgesi’nden daha fazla Kristal Elma çıkarması beklenmez miydi?
Krista Elma’nın geleceği için jüri ile ilgili bu tür sorgulamaların öncelikle bitirilmesi lazım.
Hemen bir Reklamcı Konseyi oluşturulsun ve Kristal Elma jürisi masaya yatırılsın. Aile içi evlilikten doğan çocuğun durumu ortada olduğuna göre gerekirse jüri dışarıya açılsın.
Konseye
Serdar Erener, Hulusi Derici, Ali Taran gibi küskünler de gelsin. Herkes eteğindeki taşı döksün ve Kristal Elma
"dedikodu" zulmünden kurtulsun. Yoksa bu
"dedikodu" çamuru Kristal Elma’yı bitirecek ona göre... Kitle iletişimciler, dedikodu iletişimine yenilecekler!
Bence de bu sene jüri biraz
"göreli olarak genç" reklamcılardan oluşmuştu. Jüride deneyimli deneyimsiz reklamcı karışımının daha iyi kurulması gerektiğini düşünüyorum. Jüri sorunu çözülürse, Kristal Oscar rahatlar. Şunu da söyleyeyim
"göreli genç" jüri neredeyse tüm kategorilerde Kristal Elma vererek geceyi rahatlattı. Dediğim gibi karışım önemli.
Çekirgelikİnsanlara hiçbir zaman tavsiye vermemelerini tavsiye ederim
(P.G.Wodehouse)