Reklamcılar tehlikenin farkında değil

KRİSTAL Elma ödül töreninde cuma gecesi salondan gelen alkışlara bakarsak büyük ödülün hakkı üç reklamındı..

İlki Cumhuriyet Gazetesi için Concept’in yaptığı "Tehlike’nin Farkında mısınız?" reklamı, diğeri Rafineri’nin Profilo Küçük Ev Aletleri için yaptığı, diğer reklamları "ti"ye alan mizahi ürün reklamları ve sonuncusu RPM Radar’ın Detan için yaptığı "iskambil kağıdı" basın reklamı.

Televizyonda büyük ödülü alan McDonald’s "Tavuk Kanatlı Promosyon" reklamı iyi fikir içeriyor, Kristal Elma hakkı ama fikrin uygulamasında yönetmenin katkısını unutmayalım. Zaten Ali Tara En İyi Yönetmen Ödülü dalında da ödül McDonald’s filminin yönetmeni Özer Feyzioğlu’na verildi. Büyük ödül ise yönetmenin eli değmeden önce bile yaratıcı duran Cumhuriyet ya Profilo reklamlarından birine verilmeliydi. (Tercihim Profilo)

Basın dalında ise ödül alan Cafe Del Mondo kampanyasının Kristal Elma’yı almasında bir anormallik yok. Ancak Detan reklamı Cafe Del Mondo reklamından çok daha basit ve yaratıcı bir fikirdi.

Özeti salondan gelen alkışlar doğruydu... Yoksa Jüri sistemini tamamen değiştirip tüm salona mı oy verdirsek? Neden olmasın?

Birkaç sorum daha var. Jüri henüz yeni başlayan Ala Turca Keyf televizyon reklamına Kristal Elma verdi. Bir, bu kadar yeni başlayan bir reklam nasıl ödül alıyor? İki, bu reklamdaki yaratıcı fikri jüri nasıl anladı? Üç, birlikte mi anladılar, yoksa herkes tek başına mı anladı?

Fen ve teknoloji şart

DÜN yaklaşık 800 bin öğrenci OKS sınavına girdi... Bu öğrencilerden başarılı olanlar Anadolu liselerine, fen liselerine, diğer adı büyük liselere girecekler. Sonra ne olacak. Orayı bitirecekler. Sonra? ÖSS’ye girip üniversiteyi kazanacaklar. Sonra? Mezun olup sürüye dahil olacaklar ya da en parlakları kaybolup gidecek. Sonra? Bir şey yok. Eski tas eski hamam. Türkiye öyle yerinde sayacak... Aynı şeyleri aynı şekilde yaparak nasıl değişim yaratabiliriz ki!

Bahçeşehir-Uğur Eğitim Kurumları Başkanı Enver Yücel ve ekibi ABD’ye yaptıkları ziyaretten sonra, değişim yaratmanın fark yaratmaktan geçtiğini bir kez daha görüp Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Lisesi’ni kurmuşlar. Geçen hafta içlerinde benim de dahil olduğum bir grup köşe yazarına yeni liseyi anlatılar.

Amaç bilim adamı yetiştirmek (ÖSS’ye hazırlığı da asla ihmal etmeyeceğiz diyorlar). Model ABD’deki ünlü Thomas Jefferson lisesi. Yeni lise için sadece 3 trilyon laboratuar yatırımı yapılıyor. 800 bin öğrenci arasından 48 öğrenci seçilecek ve geleceğin bilim adamı yetiştirilecek.

Derslere aynı ABD’de olduğu gibi Bahçeşehir Üniversitesi Fen-Edebiyat ve Mühendislik Fakültesi öğretim üyeleri girecekler. Fark bilim ve teknolojiye yönelik laboratuar eğitimlerinde. Ve de en önemlisi bilim felsefesinin öğrencilere bir düşünce biçimi olarak öğretilmesinde.

Değişimi körüklemek işte bu. İhtiyacımız olan vizyon bu. Lise’de eğitimin maliyeti öğrenci başına yılda 25.000 YTL olacakmış. Enver Yücel "% 50 öğrenciyi Vakfı’mız burslu okutacak" diyor. "Bir öğrenci de sen okut!" çağrısını yaptığı iş adamlarından 20’si şimdiden "Evet" demiş. Geleceğe sahip çıkmak işte bu... Gerçek sosyal sorumluluk projesi işte bu...

Eğitim alanında sosyal sorumluluk projesi yapacağız diye şirket paralarını har vurup harman savuranlar Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Lisesi’ni bir inceleseler iyi olur...

Dinci gazetelere reklam vermeyin

VATAN’da Yavuz Semerci reklamverenlere yönelik olarak "Şiddet içeren yayınlara reklam vermeyin" dediğinde bu görüşe karşı çıktım.

"Bugün televizyonlara reklamla çekidüzen vermeye kalkan işadamı yarın reklamla gazetelere, radyoya, internete de çekidüzen vermeye kalkarsa ne yapacağız?" diye sordum.

Çok geçmeden dinci gazetelerden biri fırsatı kaçırmadı. RTÜK’le ilgili bir toplantıyı bahane ederek başlığı çaktı: Müstehcen Yayınlara da Reklam Verilmesin!

O zaman ben de diyorum ki dinci yayınlar da laik Türkiye Cumhuriyeti’nin altını oyuyor, onlara da reklam verilmesin!

Sanırım tehlikeyi daha iyi anladınız değil mi? Reklamlar "yayın politikasına" endekslenmeye başlarsa kimin nerede duracağını kimse bilemez?

(*) Dinci gazeteler kendilerine "dinci" deyince kızıyorlar (Burada islami propaganda amaçlı broşürleri kastetmiyorum. Onlar başka...) Niye anlamıyorum? Gazetelerinde "evrim kuramını" savunan bir yazıya ya da habere yer verebilirler mi? Hayır. Onların işi "yaradılış" kuramıyla. "Yaradılış" kuramının da dinden beslendiği biliyoruz. O halde bu kızgınlık niye?

Çekirgelik

Bir kişi onu kızdırabilecek şeyler kadar büyüktür

(Bits and Pieces)
Yazarın Tüm Yazıları