Paylaş
Öyle kolay unutulacak, öyle bir çırpıda geçiştirilecek bir iş değildi bu.
*
Putin’in Prigojin’in isyanı karşısında öfkeden deliye dönmüş olduğunu fark etmek için ne Rusya uzmanı olmaya gerek vardı ne de Putin uzmanı.
Göz ucuyla bile Rusya’yı ve Putin’i izleyen herkes, Prigojin’in başına bir şey geleceğini az çok tahmin ediyordu.
*
Ne yalan söyleyeyim, ben “havada uçak patlatmak” şeklinde gürültü bir intikam atağı beklemiyordum.
Daha sessiz sedasız bir ortadan kaldırma yönteminin deneneceğini düşünüyordum.
- Mesela yemeğe katılmış bir zehirle.
- Mesela vücuda enjekte edilen bir kimyasalla.
Bu yöntemlerin, “Kremlin tarzı cinayet” olgusuna daha uygun düşeceğini sanıyordum.
*
Havada uçak patlatmak, çok tantanalı, bayağı gösterişli bir ortadan kaldırma yöntemi.
İbreti alem olsun diye bu yöntemin seçildiğini düşünüyorum.
CİNAYET KİME YARIYORSA KATİL İLLE DE O MUDUR
HER alengirli vakada olduğu gibi Prigojin olayında da merhum Mahir Kaynak’ın ortaya attığı o meşhur tez devreye sokuldu.
Neydi o tez? Şuydu:
*
“Bir olay kimin işine yarıyorsa fail odur.”
*
Bu meşhur tezi Prigojin’in öldürülmesi olayına uyarlayanların söyledikleri aşağı yukarı şunlar:
*
Bu olay Putin’in ve Rusya’nın işine gelmez. Süreç Putin’in aleyhine işler. Putin’in itibarı sarsılır. Daha yeni Nijer’de ABD’nin çıkarlarına aykırı bir darbe oldu. Bu darbede Wagner parmağından söz ediliyor. ABD, darbenin failini temizlemiş ve suçu da Putin’in üstüne atmıştır. Bu cinayetten en çok ABD yarar sağlıyor. O zaman fail ABD’dir.
*
Bu mantık ilk bakışta ikna edici gibi görünüyor. ABD’nin bu konularda hiç de sağlam ayakkabı olmadığını da gayet iyi biliyoruz.
Fakat şunu da unutmayalım: ABD’nin işine gelen bir olay illa da onun işi olmak zorunda değil.
*
“Bir olay kimin işine yarıyorsa fail odur” tezi, her zaman derin ve zekice bir yaklaşım olmayabilir.
Olaylar bazen öyle, bazen böyle gelişir.
Her olayın kendine özgü koşullarını sadece bu düz mantıkla anlamaya çalışmak, her zaman derin bir bakışa işaret etmez, bazen de çok sığ bir bakışa işaret eder.
*
Neden Putin ihanet edeni ibret olsun diye rahatlıkla cezalandırmış olmasın?
Ayrıca neden böyle davranmasının itibarına zarar vereceğini düşünsün?
Putin’in hinterlandında bu işler böyle yürümüyor mu?
*
Putin’in hinterlandında bu işler böyle yürür demek, Batı’yı aklamasın sakın.
Orada da bu işler böyle yürür.
Tek fark şudur: Batılılar biraz daha ince yaparlar bu işleri.
CHURCHILL DER Kİ
"RUSYA, bir sırrın içindeki gizeme sarılmış bir bilmecedir."
*
Rusya'daki gelişmeleri izlerken Churchill'in bu sözünü asla akıldan çıkarmamak gerekir.
BENİM GÖZÜMDE MEHMET ŞİMŞEK
- Doğrudan söylüyorum: Kesinlikle itimat telkin ediyor.
*
- Lafı eğip bükmüyorum: Bu işi başaracağına sonsuz inanıyorum.
*
- Beklentimi açıklıyorum: Kararlılığından ödün vermeyecek.
*
- İzlenimimi aktarıyorum: Ne yaptığını gayet iyi biliyor.
*
- Değerlendirmem şudur: Geçilmesi zorunlu bir yoldan geçiyor gibi.
ERDOĞAN KUTU KOLA KONUSUNA GİRDİ
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, dün siyasi literatürümüze “kutu kola skandalı” olarak giren konuya değindi.
Neydi skandal? Şuydu:
*
CHP’nin yeni Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem, seçimden önce bir televizyon programında muhalefetin gümbür gümbür kazanacağını anlatıyordu.
Derken birden şöyle dedi:
*
“Ben bir araştırma yaptırdım. Erdoğan’ın karşısına kutu kola aday olursa hangisine oy verirsiniz diye bir araştırma. Kutu kola yüzde 48.7 çıktı.”
*
Bayağı mavra konusu haline gelen bu skandal açıklamayı dün ilk kez Cumhurbaşkanı Erdoğan da gündemine aldı.
Erdoğan, konuya şöyle değindi konuşmasında:
*
“Milletin ferasetini hafife alanların, milli iradeye ‘kutu kola’ muamelesi yapan edepsizlerin ne hallere düştüğünü hep birlikte gördük.”
*
Eren Erdem dua etsin de Erdoğan bununla yetinsin.
Erdoğan bunu diline dolarsa...
Eren Erdem’in çekeceği var.
AŞIRI SIKICI ŞEYLER
- Azıcık duygulanınca anında en az yedi/sekiz tane şiir yazabilen adamlar.
*
- Yüz yüze konuşarak iki saniyede hallolacak bir mesele için en az 35 mesaj atmak zorunda kalmak.
*
- En klişe siyasi ezberlerin üzerinize boca edildiği ortamlar.
*
- Artık yapan var mı bilmiyorum ama kesinlikle pul koleksiyonu yapmak.
*
- Emekli Alman hayatı.
*
- Ertesi gün mesainin başlayacağı kahrolası pazar akşamüstleri.
*
- Çok konuşan, çok az dinleyen tipler.
*
- Tek kişilik kötü sahnelenen tiyatro gösterileri.
*
- Sekiz bölüm geçtiği halde hâlâ tek bir cinayetin bile işlenmediği sözüm ona polisiye dizileri.
*
- Aynı konuyu her gün hiç bıkmadan aynı tarzda yazan köşeyazarları.
Paylaş