Terörün köküne kibrit suyu

Cihan İmparatorluğumuza kasteden düşmanlar, sahip olduğumuz coğrafyayı paramparça etmekle yetinmemiş, her bir parça üzerinde, kendilerine uşaklık yapacak ‘çıbanbaşı’ yönetimler kurmuşlardı.

Haberin Devamı

Emperyalistlerin, tüm sömürgelerine tatbik ettikleri bu yöntemin özeti; ‘böl, parçala, kaos üret, birbirine kışkırt, sömür ve yönet!’.

İşgal ettikleri ve sınırlarını cetvelle çizip belirledikleri tüm İslam beldelerinde totaliter (baskıcı-zalim) yönetimler oluşturdular. Cetvelle çizerken, birbirlerini akraba olan yerleşim yerlerinin ortasından geçtiler, beldenin yarısı bir ülkede diğer yarısı öbür ülkede kaldı.

Türkiye-Suriye sınırı, bu durumun tipik örneğidir. On yıllar boyu bu insanlar, dini bayramlarda birbirlerini tel örgüler ardından görebildi; hediyelerini birbirlerine tel örgüler üzerinden atabildiler

Suriye halkının çoğunluğu Sünni Müslüman iken, ülkenin yönetimine Nusayri (Hz. Ali’ye Allah diyen bir inanış) azınlık getirilmiş. Bunun gibi Irak’ta, çoğunluk Şii olmasına rağmen buranın yönetimine de Sünni yöneticiler getirilmişti.

Haberin Devamı

Sahiplerinin sesi bu denli zorba yönetimler de ülkelerini, açık, yarı açık ve kapalı hapishaneler haline getirmek suretiyle baskıyla ve zulümle yönettiler.

Esed, ülkesinden kaçtıktan sonra Suriye’de ortaya çıkan korkunç manzara her şeyi anlatıyor. Tüm emperyalist ülkeler, bu insanlık dramlarının elbette farkındaydılar lakin onlara göre insanca zayiat yoktu. Zira kendi dinlerinden ve ırklarından olmayan bu insanlar, insan sayılmıyordu.

Ve onlara göre bunları telef etmekte herhangi bir sakınca görülmez.

Zulüm payidar olmaz; her şey en ince yerinden zulüm ise en kalın yerinden kopar.

Türkiye’nin sınırındaki bu ülkeler, emperyalistler tarafından terör bataklığına dönüştürüldü ve ülkemizin başına bela edildi.

Emperyalistlerin, bölgemizdeki, görünür jandarması İsrail’dir, görünmeyen jandarmaları ise başta Suriye ve İran olmak üzere bölgemizdeki uydu ülkelerin hemen hepsidir.

İran ve Suriye’deki Esed rejimi, görünürde İsrail düşmanıdır, gerçek ise, bunun tam tersidir.

Batıya ve İsrail’e uşaklık yaptırılan tüm bu ülkeler, Türkiye’ye de düşmanlık yaptırılmak üzere kurgulanmıştır. Türkiye’nin başına bela edilen PKK-PYD-YPG ve DEAŞ terör örgütlerini, ülkelerinde barındıran ve üzerimize saldırtan ülkelere bakın, kimlerin kimlerle ittifak halinde olduğunu görürsünüz.

Haberin Devamı

Şii yayılmacılığı emeli güden İran’ın önü açılmıştı; meydanı boş bulan İran da Körfez boyunca (Yemen dahil) yayılmıştı. İran, kullanıldığının farkında olmadan, yalnızca Sünni Müslümanları katletti.

Emperyalistlerin amacı, İran’ın bu denli katliamları sonucunda, Sünni-Şii savaşı çıkarmaktı.

Türkiye’mizin, bölgemizdeki ‘nazım’ rolü sayesinde bu savaş önlendi.

Ve yine Türkiye’mizin, tüm emperyalistlerin karşı koymalarına rağmen, bölgemizde yürüttüğü ‘ince’ diplomasi sayesinde Suriye’deki zulüm rejimi çöktü ve baştaki zalim Esed, ülkesinden kaçmak zorunda kaldı.

Ve şimdi sıra, Türkiye’mizin başına bela edilen terör örgütlerinin köküne kibrit suyu ekmeye geldi.

 

Yazarın Tüm Yazıları