Böyle bir tarzı mı var Tuncay’ın? Hayır, yok. Yıllardır edebinde / adabında bir görüntü veriyordu. Bırak hakareti, keskin çıkışlar bile yapmıyordu.
*
Neden aniden değişti? Neden aniden çirkinleşti?
*
Bu sorunun cevabını vermek için Tuncay Özkan’ın durumuna bakmak gerekir.
İki veri var elimizde:
*
-
- DİYORUM Kİ: Sorun değil Mister Büyükelçi. Fetullah’ı verirseniz bağışlarız.
*
- DEMİŞ Kİ: Kemal Kılıçdaroğlu, siyasetten elini eteğini çekmemesiyle ilgili olarak şöyle demiş: “Demirel’in dediği gibi: Siyasetin giriş kapısı vardır ama çıkış kapısı yoktur.”
*
- DİYORUM Kİ: “Koltuğun tadını aldım, o tadı özlüyorum ve yeniden istiyorum” demek yerine ihtirasına Demirel’i alet etmiş.
MANİPÜLASYONDAN HAPİS CEZASI ALMIŞ
“MEHMET ŞİMŞEK İSTİFA ETTİ. Pazartesi ülke yangın yeri.”
*
Dikkat edelim: “İstifa etmiş olabilir” demiyor. “Böyle bir söylenti var” demiyor. “Oldu” diyor. “Bitti o iş” diyor. “İstifa etti” diyor. Üstelik büyük harflerle diyor bunu. Yani bağırarak.
*
Olmamış bir olayı olmuş gibi sunmak. Bunu yaparken en küçük bir kuşkuya bile yer vermemek. Ekonomiyi olumsuz etkileyecek bir yalanı büyük bir pişkinlikle dolaşıma sokmak.
Bunlar, bırakın bir milletvekilini, ülkesini azıcık da olsa seven sıradan bir insanın bile yapamayacağı şeyler.
*
Niye yapıyor bunu Cemal Enginyurt? Bu sorumsuzluğunun altında ne yatıyor?
Bu inşaatı yapanlar, İstanbul Belediyesi’nden tadilat için izin almışlar.
Ama yaptıkları resmen ve alenen kaçak inşaat.
Hem de gözbebeğimiz Boğaz’da.
*
Bir çivi çakmanın bile izne bağlı olduğu Boğaz’da, yasalara karşı kibirli bir meydan okumadır bu.
PALAVRA BİR: Ankara’da dört kişi, maymun çiçeğinden karantinaya alındı. DOĞRUSU: Ankara’da hiç kimse maymun çiçeği nedeniyle karantinaya alınmadı.
*
PALAVRA İKİ: Ali Koç, Bahçeli ve Özel’e “İkiniz birleşin ve ülkeyi kurtarın” dedi. DOĞRUSU: Ali Koç, “Siyasi hiçbir yoruma girmeyiz, biz siyasi taraf değiliz” dedi.
*
PALAVRA ÜÇ: Irak ve Türkiye arasında anlaşma imzalandı, Türk askeri Irak’tan çekiliyor. DOĞRUSU: Türkiye ile Irak arasında yapılan anlaşmada ‘Türk askerinin Irak’tan çekilmesi’ diye bir şey yok.
*
Hiçbir teyit sürecinden geçmemiş palavraların “haber” diye servis edildiği bir ortamda...
“
Son videosunu izledim. Entel bir fular bağlamıştı boynuna. Ses tonuna mübalağalı bir ciddiyet katarak konuşuyordu.
*
“Pazar günü önemli bir toplantıdaydım” diye söze başlıyordu Mütercimler. O önemli toplantıda bir bilgi öğrenmiş. Güya Mehmet Şimşek iki hafta önce istifa etmiş, Cevdet Yılmaz araya girmiş, zor bela ikna etmiş falan. Güya zenginlere vergi affı söz konusu olmuş, Şimşek de bundan rahatsız olmuş.
*
Erol Mütercimler’in ballandırarak anlattığı bu kanıtsız, desteksiz, teyitsiz sallamayı...
Mehmet Şimşek yalanladı, Cevdet Yılmaz yalanladı, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi yalanladı.
*
Yalanladılar da ne oldu peki? Erol Mütercimler’de
- Acaba yine “enerciii” diye kafa şişirecek mi?
- Acaba yine videolar çekip mahalle kavgası yapacak mı?
- Acaba yine “Engin bana hapishane al” türü taleplerde bulunacak mı?
- Acaba yine Euro’lardan başına taç yapıp hava atacak mı?
- Acaba yine süslenmiş özel uçakların önünde görgüsüz pozlar verecek mi?
- Acaba yine takipçileri üzerinden bir yükselme denemesi yapacak mı?
- Acaba her şeye tövbe edip bir balıkçı kasabasına yerleşecek mi?
-
Taraftarının hakkını hukukunu korumak istiyor Ali Koç. Böyle bir tutumu var.
Övgüye layık bir tutumdur bu. Şüphe yok.
*
Ama bu iş böyle mi yapılır?
Taraftarın hukuku böyle mi korunur?
Taraftara böyle mi sahip çıkılır?
*
Fenerbahçe Başkanı olmanın bir ağırlığı var.