Ne demiş / Ne diyorum

DEMİŞ Kİ: ABD’nin Ankara Büyükelçisi, özeleştiri vermiş: “15 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve hükümeti desteklemekte yavaş davrandık. Çok sorry.”

Haberin Devamı

- DİYORUM Kİ: Sorun değil Mister Büyükelçi. Fetullah’ı verirseniz bağışlarız.

*

- DEMİŞ Kİ: Kemal Kılıçdaroğlu, siyasetten elini eteğini çekmemesiyle ilgili olarak şöyle demiş: “Demirel’in dediği gibi: Siyasetin giriş kapısı vardır ama çıkış kapısı yoktur.”

*

- DİYORUM Kİ: “Koltuğun tadını aldım, o tadı özlüyorum ve yeniden istiyorum” demek yerine ihtirasına Demirel’i alet etmiş.

MANİPÜLASYONDAN HAPİS CEZASI ALMIŞ

CEMAL Enginyurt’un en iyi bildiği iş: Keriz silkeleme.

Ne demiş / Ne diyorum

*

Borsa şirketlerinden Altınyağ’da yapılan işlemler nedeniyle SPK, suç duyurusunda bulunmuş. Açılan davada Enginyurt ile beraber hareket ettiği iki kişiye 3’er yıl hapis cezası verilmiş. Enginyurt’a ayrıca Ersu Gıda’daki işlemleri nedeniyle de dava açılmış.

*

Haberin Devamı

Hükmümü veriyorum: Keriz silkelemeyi bir alışkanlık haline getirmiş bu adam.

İMAJIMIZI DÜZELTEN FOTOĞRAF

YUSUF Dikeç, muhterem annesiyle çektirdiği fotoğrafı “My most precious”, yani “En kıymetlim” diye paylaşmış.

*

Aşağılık kompleksinin pençesine esir düşmüş ne kadar ezik ev zencisi varsa bu paylaşımın altına...

Ne demiş / Ne diyorum

Annene saygı göstermen iyi ama bu anne bizim dışarıdaki imajımızı bozar” tarzı kusturucu yorumlar yapmışlar.

*

Yusuf Dikeç’e ve muhterem annesine saygıyla şunu ifade etmek isterim:

*

Derdimiz imaj falan değil ama bu fotoğraf ülkemizin imajını Everest’in tepesine çıkarır.

Çünkü olumlu imajın en başında “anayla gurur duymak” gelir.

ŞAHMARAN DİZİSİNDEN UZAK DURUN

- Sonsuz boş zamanınız varsa da uzak durun bu diziden. On dakika izlemek bile insanın sinirlerini harap ediyor.

- Bu diziye maruz kaldıktan sonra benim için “Türkler fantastik dizi çekiyor” cümlesiyle “Türkler uzayda” cümlesi arasında içerdiği ironi açısından hiçbir fark yok.

Ne demiş / Ne diyorum

- Yılan gibi tıslıyorlar dizi boyunca. Her tıslamada gülüyorsunuz. Komik olduğu için değil. Gülünç olduğu için.

Haberin Devamı

- Dizinin birinci sezonu kötüydü, ikinci sezonu daha da kötü. Üçüncü sezonunun nasıl bir şey olacağını varın siz tahmin edin.

- Bitmek tükenmek bilmeyen saçmalıklar silsilesi karşısında ancak şunu söyleyebilirim: Bu diziyi çekenler bizim beğeni düzeyimizle alay etmek dışında bir amaç taşımıyorlar.

SON GÜNLERDE OKUDUĞUM YAZARLAR

- NURULLAH ATAÇ: Alem adam. İlerici bir mizahı var. Okurken çok kahkaha attırdı bana. Bazen çok inatçı ama her zaman eğlenceli. “Uydurukça” denilen olgunun militanı. Çok sektermiş gibi bir izlenim veriyor ama asla öyle değil. Bir polemik ustası. Önüne geleni yere sermiş. İçtenliğiyle başarmış bunu. Hayatımda onun kadar incelikli alay eden birini görmedim.

*

Haberin Devamı

- FETHİ NACİ: Diline, üslubuna bayıldım. Giresunlu. Öyle yoksul bir çocukluk geçirmiş ki okurken ağlarsınız. Kızı Deniz’i bir trafik kazasında kaybetmiş. Aynı kazada Sermet Serdengeçti isimli bir sinema oyuncusu da ölmüş. Kızının ardından yazdıklarını okuyunca anladım ki: Acısını çok soylu biçimde yaşamış.

*

- ERDAL ÖZ: Çok dürüst, çok tutkulu, çok harbi biri. Değişime, yenilenmeye açık. Fazlasıyla açık sözlü. Başına gelen belalar karşısında gerçekçiliğini hiç yitirmemesine hayran kaldım. Espri duygusu fazla değil. Ama tutkusu muazzam. Tutkuyla çalışarak yeteneğinin çok ötesinde eserler vermiş. Ustalıkla yazılmış bir şiir karşısında gözleri kamaşıyor. Güzel bir öykü okuduğunda kendinden geçiyor.

*

Haberin Devamı

- CEMAL SÜREYA: Günlüğünü okuyunca “Tam bir çarpıcı buluş avcısı” dedim kendisi için. Bayılıyor yazarları, şairleri yorumlamaya. Çok da artistik bir yorumlama tarzı var. Zaten çok artist biri. Kelimenin olumlu anlamıyla. Şiirsel. Doğal biçimde şiirsel. Yapmacıksız. “Sizin Hiç Babanız Öldü mü” şiirini babası ölmeden çok önce yazmış. “Kars” şiirini de Kars’ı görmeden.

*

- TAHSİN YÜCEL: Köşe yazılarını topladığı bir kitabını okudum. Dili soğuk, zorlayıcı. Yukarıdan konuşuyor. Esprisi yok ama espriye meraklı. Ayrıca 2000’li yıllarda yazdığı yazılardaki öngörüleri de pek doğru çıkmamış. Romanlarından birkaçını da okumaya çalıştım. Saklamayacağım. Sıkıldım okurken. Gözlerim kapandı. Uyumuşum.

Haberin Devamı

NE KADAR DA ERKEN ÖLMÜŞLER

NURULLAH ATAÇ 58 yaşında ölmüş. Televizyon olayına bile yetişememiş. Oysa teknolojik gelişmeleri nasıl da dört gözle bekliyormuş. ZİYA GÖKALP öldüğünde 48 yaşındaymış. Ne kadar da erken ölüm. Peki ya öykücülüğümüzün büyük ustası SAİT FAİK’in 47 yaşında ölmesine ne demeli? ORHAN VELİ ile ÖMER SEYFETTİN 36 yaşlarında ölmüşler. O muhteşem eserler, ne kadar da kısa bir sürede ortaya çıkmış. Sanki erken öleceklerini biliyorlarmış gibi üretmişler de üretmişler.

ŞAİRLER KİMİ TUTAR 

ULUSLARARASI Nazım Hikmet Ödülü’nün de sahibi olan Filistinli büyük şair Mahmud Derviş, şöyle diyor:

*

Bütün şairler Filistinlidir.

*

Çok doğru.

İsrail, şiire uygun değildir. Şiir olan Filistin’dir. Bütün şairler, doğal olarak Filistinlidir. Eğer gerçekten şairse İsrailli şair bile Filistinlidir.

Yazarın Tüm Yazıları