Paylaş
Gaziemir’de, Türkiye’nin özel sektör tarafından kurulan ilk serbest bölgesi Ege Serbest Bölgesi’ni kurdular.
Aradan geçen 27 yılda kilometre taşlarına örneği nadir görülecek halkalar eklediler.
Bugün bu sanayi vahasında -aralarında dünya devlerinin de olduğu- önemli bir kısmı yabancı sermayeli 250 civarında firma var.
Yaklaşık 18 bin 500 kişi istihdam ediliyor.
Her yıl 4 milyar doları aşan ticaret hacmi gerçekleşiyor.
Çalışanlar da şanslı, çünkü tüm çağdaş sosyal imkanlara sahipler.
Özetle, burası dünyanın örnek endüstri şehirlerinden biri konumunda.
Ancak...
Bir süredir, gördüğü yoğun ilgi nedeniyle yüzde 100 doluluğa ulaştığı için yeni yatırım alamamanın sancısını yaşıyordu.
Darbe girişimiyle Türk ekonomisine 300 milyar liralık faturanın kesildiği, olağan dışı koşulların yaşadığı bu dönemde, önceki gün Ankara’dan gelen bir haber umutları yeniden yeşertti.
Ekonomi Bakanlığı’nın teklifini değerlendiren Bakanlar Kurulu, Ege Serbest Bölgesi’nin sınırlarını 300 bin metrekare büyüttü.
Peki, bu ne demek?
Ege Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi A.Ş.(ESBAŞ) CEO’su Dr. Faruk Güler’in açıklamasıyla...
200 milyon dolarlık yeni yatırım, 3 bin 500 kişilik ilave istihdam, 2 milyar dolarlık ilave ticaret hacmi demek.
Ve yine Güler’in ifadesiyle...
“OHAL koşullarının yaşandığı ve ülkenin görünen önceliklerinin tamamen farklı olduğu bu ortamda böyle bir kararın çıkması çok güzel.
Hükümetin yoğun gündemi içinde dahi yatırımcının önünü açmak için yoğun çaba gösterdiğinin bir kanıtı.
Bu ortamda bu karar alındığına göre, ekonominin ana hatlarını etkileyecek tüm kararlar da alınıyor demek.
Yoksa, ülkenin tüm ekonomisi içinde Ege Serbest Bölgesi’nin genişlemesi denizde bir damla.”
Aramızdan ayrıldığı 7 Ocak 2012’ye kadar tüm mesaisini, enerjisini, bilgi birikimini burası için harcayan ve yüzde 100 doluluğa ulaştıran Kaya Tuncer’in bayrağını günümüzde eşi Mary Tuncer ve Dr. Faruk Güler’in şefliğinde ESBAŞ ailesi taşıyor.
İnanıyorum ki, Kaya Bey de önceki gün gelen bu müjdeli habere en az onlar kadar sevinmiştir.
Çünkü iyi insanlar asla ölmez.
Türkiye ve İzmir, Kaya Tuncer’i şükran ve minnetle anmaya devam edecek.
***
KİMİN UMURUNDA?
Kuşlar hala ölüyor
BİLİM insanlarının açıklamalarından yola çıkarak...
Bir havai fişek patladığı zaman neler olduğunu madde madde kaleme aldığım yazıma başlık olarak...
“Siz eğlenirken hayvanlar ölüyor haberiniz var mı?”yı atmıştım.
Finali de, “Gelin; bir görsel şov uğruna insan, hayvan, bitki ve çevreye zarar vermekten artık vazgeçelim” diye yapmıştım.
Bugüne kadar sadece Kuşadası Sea Light Oteli, “İnsana, çevreye, doğaya olan sorumluluklarımız ve saygımız çerçevesinde bundan böyle işletme faaliyetleri ile banket çalışmalarımızda havai fişek ve benzeri faaliyetler uygulanmayacaktır” diyerek bu çağrımıza destek verdi.
Onun dışında ne bir resmi-özel kurum, ne de firma aynı duyarlılığı gösterdi.
Ne yazık ki...
Hain darbe girişimiyle birlikte bir süreliğine ara verilen havai fişek şovu kaldığı yerden aynı şekilde sürüyor.
Ve hala canlar yanıyor, hayvanlar ölüyor (ya da sakat kalıyor), bitkiler soluyor, ormanlar yanıyor, tarih tahrip oluyor, denizler kirleniyor.
Benim umurumda, ya sizin?
***
SEVECEKSEN BÖYLE SEV
Can dostlar için
‘beyaz’ bir gece
ÖYLE bir ülkede yaşıyoruz ki...
Bir kesimimiz hayvanları ne kadar seviyorsak, bir kesimimiz de o kadar nefret ediyor.
Bir kesimimiz daha var ki, gerçek hayvan sevgisinin ne olduğunu bilmedikleri için...
Ya çocuklarına karne hediyesi olarak...
Ya sevgililerine 14 Şubat ya da doğum günü sürprizi yapmak için...
Ya da yazlıklarına götürmek amacıyla alıyorlar.
Ve sonra da onları, çocuğunun-sevgilisinin hevesi geçince, tatil bitip eve dönme zamanı gelince vicdanları sızlamadan sokağa bırakıveriyorlar.
Çünkü onları birer canlı değil de eğlence aracı, oyuncak olarak görüyorlar.
Şehirlerimiz ve özellikle tatil beldelerimiz bu ve benzeri nedenlerden ötürü kedi köpekten geçilmiyor.
Çeşme ve Alaçatı’da da durum farklı değil.
Tatil için akın edenler, dönüş yolculuğunda nedense onları unutuveriyor.
Ama unutmayanlar da var.
Çeşme Alaçatı Doğa ve Hayvan Severler Derneği (ÇESAL) ile Funda Arkas’ın sahibi olduğu RUE 1387 bunlardan sadece ikisi.
Geçen yıl olduğu gibi yine el ele verdiler.
8 Ağustos Pazartesi gecesi Aya Yorgi Koyu’ndaki Sole&Mare’de davetiye geliri ÇESAL’a bağışlanacak ‘White Night Party’ düzenlediler.
Tüm davetlilerin beyaz giyeceği gece, sürpriz DJ ve sanatçıların katılımıyla renklenecek.
Funda Hanım’ın çarpıcı bir tespiti var.
Diyor ki:
“Çeşme sokaklarında 4 binden fazla köpek, bir o kadar da kedi sahipsiz olarak dolaşıyor.
Yaz başında bir hevesle alınıp yaz sonunda sokağa terk edilen cins köpekler, yeterli kısırlaştırma olmadığı için sürekli üreyenler ve annesiz yavrular, hepsi de bakıma ve yardıma muhtaç halde.
Özellikle kışın yazlıkçıların da gitmesiyle beraber sahipsiz ve aç kalıyorlar.”
Kişi başı giriş ücretinin 100 TL olduğu bu partiyle sahipsiz ve terk edilmiş hayvanların doyurulmaları, tedavi ettirilmeleri, sahiplendirilmeleri, kısırlaştırılmaları, bakımlarının yapılması, yani yaşatılmaları hedefleniyor.
Geçen yıl elde edilen gelirle barınağın fiziki koşulları iyileştirilmiş ve beslenmeyle ilgili ihtiyaçlar karşılanmıştı.
Alaçatı’ya bu kez ‘iyilik’ için gelmeye ne dersiniz?
***
HAFTANIN FOTOĞRAFI
BU haftanın fotoğrafı da yazıişleri müdürlerimizden Nejat Bekmen’den...
Sevgili Nejat bunları Fethiye Ölüdeniz Kelebekler Vadisi’nde çekmiş.
Çöp tenekelerinden birinin üzerinde “Manzaranın aşkına çöpünü bana at”, diğerinde ise “Çöp bende kanka” yazıyor.
Bölgenin ruhuna uygun olarak biri mavi, diğeri yeşil boyanmış.
Üzerlerine de yine bulunduğu yerin adına uygun sarı, kırmızı ve mavi kelebekler kondurulmuş.
Ben çok beğendim.
Genelde çöpü çöpe değil de yere atma alışkanlığına sahip bir topluma bu cennetten farksız alanı kirletmemeleri için iyi ve ince bir düşüncenin eseri olarak algıladım.
Benzer örneklerin çoğalması dileğiyle, emeği geçenlere çevre adına kocaman bir teşekkür.
Paylaş