13.5 milyar dolar havaya...

Ürkmez, geçen yıl Türkiye’de tüketilen toplam enerji miktarının 80 milyar dolar olduğu bilgisini de verdi, “Bunun 54 milyar dolarlık bölümü ithal edildi. Kalan 26 milyar dolarlık kısmı ülkemizde üretildi. Düşünebiliyor musunuz, 77 milyar dolar cari işlemler açığına karşılık 80 milyar dolarlık enerji tüketimimiz var” dedi.
Levent Bey, sözü buradan konutlara getirdi. Bu 80 milyar dolarlık enerji tüketiminin üçte birinin konutların ısıtılmasında kullanıldığına dikkat çeken Levent Ürkmez, “Demek ki, Türkiye olarak ısınmak için yılda yaklaşık 27 milyar dolar harcıyoruz” diye konuştu.
Ülkemizde yaklaşık 19 milyon adet konut bulunduğunu dile getiren Ürkmez, acı bir gerçeğe dikkat çekti:

- Ne yazık ki bu konutların yüzde 90’ında yalıtım yok.
- Olsa ne değişir?
- En az yüzde 50 civarında enerji tasarrufu sağlanır. Yani ısınmak için harcadığımız yaklaşık 27 milyar doların yarısı cebimizde kalır. Toplum olarak bizim şu an yapmaya çalıştığımız göğü ısıtmaya çalışmaktan başka bir şey değil.
Bu rakamın iklim koşullarına ve petrol fiyatlarındaki dalgalanmaya göre yıldan yıla değişebildiğini vurgulayan Levent Bey, “Nitekim, bu sene toplam enerji ithalatımızın 54’ten 60-63 milyar dolara çıkması bekleniyor. Ama şu değişmez gerçek ki, binalarımızda ısı yalıtımı olsa her yıl ortalama 13.5 milyar dolarlık enerji tasarrufu sağlamış olacağız” dedi.
Enerji ve yalıtım fakiri ülkemizin bu konuda atacağı adımlardan ikinci büyük kazancın çevreye yönelik olacağını belirten Levent Ürkmez, ekledi:
“Kullandığımız enerjinin çoğu fosil kaynaklardan üretiliyor. Dolayısıyla ısınmak amacıyla ne kadar az enerji tüketirsek doğaya o kadar az karbondioksit salınımı olur. Ozon Tabakası daha az etkilenir ve dolayısıyla küresel ısınmanın da o oranda önüne geçilir.”
Ürkmez, bir üçüncü konunun da yaşam kalitesi olduğunu kaydetti:
- Yalıtımlı konforlu binalar halkımızın yaşam kalitesini artıracak, aynı zamanda sağlıklı ve mutlu bir ömür sürmelerine de yardımcı olacak.

İzmirli, ‘İklim ılıman’ diyor yaptırmıyor, ama yazın serinlemek için üç katı fatura ödüyor

LEVENT BEY, İzmirlilerin yalıtıma ilgisizliğinden de dert yandı. İzmir’deki yalıtımsız binaların sayısının Türkiye ortalamasının üstünde olduğunu bildiren Levent Ürkmez, şunları anlattı:
- Bunda İzmirlilerin bakış açısı rol oynuyor. ‘Buranın iklimi ılıman. O yüzden ısı yalıtımı gereksiz’ diye düşünüyorlar. Çok yanlış. Zira ısı yalıtımı sadece soğuktan değil, sıcaktan da koruyor. Ayrıca, dikkatten kaçan bir başka husus, yazın serinlemek için kullanılan enerji kışın ısınmak için kullandığımızın üç katı.
Ürkmez, buna rağmen İzmir’le ilgili ümitlerinin sürdüğünü ifade etti. Bu öngörüyü de kentsel dönüşüm projelerine dayandıran Levent Bey, “Birçok bina yıkılıp yerine depreme de dayanıklı binalar yapılacak. Bu konutlarda muhakkak ve muhakkak temelden çatıya ısı ve su yalıtımı vazgeçilmez olmalı” diye konuştu.

Su yalıtımı hayati konu, ihmale gelmez

ÜLKEMİZDE yalıtım denilince akla ilk ısı geldiğini ancak suyun da en az onun kadar hatta çok daha önemli olduğuna işaret eden Levent Ürkmez, buna Marmara Depremi’ni örnek gösterdi:
- O dönemde Isı, Su, Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER) olarak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle ortak çalışma yaptık. Yıkılmış, hasar görmüş 69 bin civarında binayı inceledik. Yüzde 75’inde su yalıtımının olmadığını gördük. Su yalıtımı hayati bir konu. Zira, su yalıtımı temelde başlar. Nem ve rutubet nedeniyle beton çürümeye başlar. Sonra mukavemeti sağlayan demirlere sirayet eder. Halk dilinde küflenme, çürüme olarak adlandırılan korozyona neden olur. Herhangi bir hafif sallantıda dahi bina temelden sallandığı için basın nedeniyle bina dayanamaz ve çöker.

Yabancı ortağa kapımız açık halka arz için acele etmiyoruz

BTM, 2011’de yüzde 10 büyümüş.
- Bu yılki hedefiniz ne?
- Yüzde 25. Maliyetleri sıkı kontrol altına aldık, ar-ge’ye daha fazla önem verdik, inovasyona yatırım yaptık, kalite ve imaja dönük çalışıyoruz.
- İhracat nasıl gidiyor?
- 37 ülkeye satışımız var. Geçen yılki ihracatımız 8.5 milyon dolar. Bu sene 13 milyon dolar hedefliyoruz.
Levent Ürkmez, sektördeki büyük ölçekli firmaların yüzde 70’ine yakınının yabancı olduğunu kaydetti.
- Size ortaklık teklifi var mı?
- Zaman zaman oluyor. Bize yeni teknoloji getirecek, katma değer yaratacak, ihracatımızı artıracak tarzda bir ortak varsa buyursun gelsin.
- Halka arz düşünüyor musunuz?
- Düşündük ama şu son Mortgage krizinden sonra dünya borsaları tepetaklak oldu. O nedenle şu anda zamanlamanın uygun olmadığını düşünüyoruz. Ekonomi oturduktan sonra ileride neden olmasın!

3 bin lira veriyorsunuz 2 yılda kendini amorti ediyor

- 100 METREKARE evin ısı yalıtım maliyeti nedir?
- Yaklaşık 3 bin lira.
- Peki, su yalıtımı?
- Bina maliyetinin yüzde 2’si civarında. İnanın ikisi de sonrasındaki kazançlar itibariyle çok komik.
- Sistem kendini ne kadar sürede amorti ediyor?
- Konuya ısı yalıtımı açısından bakarsak, 3-4 yıl öncesinde 4 senede amorti ediyordu. Şimdi bu süre enerji fiyatlarının anormal artması nedeniyle 2 yıla düştü. Diyelim ki, ayda 500 liralık enerji harcamanız var. Yalıtım kredisi aldınız. Kaçağın önünü kestiğiniz için faturanız otomatikman yarıya düşüyor. Bu 250 lirayı da kredinin ödemesinde değerlendiriyorsunuz. 2 yıl sonra borcunuz bitiyor ve o para cebinizde kalıyor.

İzmir sahilindeki binaların çoğunun temeli peksimet gibi

ÜRKMEZ, İzmir’de de binaların büyük çoğunluğunun ortalama yaşının 20-25 ve temellerinde su yalıtımı yapılmamış olmasının depreme karşı
ne kadar savunmasız olduğumuzu gözler
önüne serdiğinin altını çizdi:
- İzmir’de özellikle sahil şeridindeki binalar büyük risk altında. En az yarısında su yalıtımı yok. Çoğunun temeli peksimet gibi. Bir depremde yıkılma, tıpkı iskambil kağıtları gibi çökme olasılıkları diğerlerine oranla 3-5 kat daha fazla. İşte bu nedenledir ki, kentsel dönüşüm projesinde öncelikle bu konunun takipçisi olacağız.

Merdivenaltı o kadar çok ki arz talepten fazla

TÜRKİYE’DE eskiye nazaran yalıtım bilincinin oluşmaya başladığını, sektörün tanıtım atağına geçtiğini, devletin enerji politikalarını revize ettiğini, buna paralel yeni projelerde ısı yalıtım zorunluluğu getirildiğini aktaran Levent Ürkmez, tüm bunlara bağlı olarak önlerinin açık olduğu düşüncesinde.
- O halde sektörün büyüme hızı nasıl?
- İnşaat sektörü 2010’da yüzde 15 büyürken biz yüzde 22 büyüdük. Bu rakam geçen yıl yüzde 11’e karşı yüzde 18 olarak gerçekleşti. Yine de sıkıntılarımız var.
- Nedir sıkıntılarınız?
- Destekler hala yetersiz. Örneğin, ABD ve Avrupa’da verilen kredinin yüzde 25’i hibe. Kalanı için de faiz uygulanmıyor. Bizde ise ancak birkaç banka düşük faizli kredi veriyor. Merdivenaltı çok yaygın. Öyle ki, onların yüzünden arz talepten fazla. Bunlar aynı zamanda kayıtdışı. Dolayısıyla haksız rekabete neden oluyorlar. Kaliteyi de düşürüyorlar. Devletimizin bunları sıkı denetlemesi gerekiyor.