Biliyorsunuz muhalefetin bir Millet İttifakı var. CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve DP’den oluşuyor. DEVA ve Gelecek Partisi’nin katılımı ile bu ittifakın genişlemesi gündemde. Davutoğlu’nun çok sevdiği tanımla muhalefette istikşafi görüşmeler başlamış durumda.
Ama işler planlandığı gibi ilerlemiyor. Şimdi gündemde ittifakın yeniden kurulması ve paylaşım konusu var. Ne kazanıldı ki onun paylaşımı olsun diyeceksiniz. Zaten sorun orada düğümleniyor.
Geçen hafta Kılıçdaroğlu, Akşener ve Davutoğlu birlikte yemek yediler. Dün de Kılıçdaroğlu, Ali Babacan’ı ziyaret etti.
DAVUTOĞLU’NUN ÖNERİSİ
Davutoğlu, Millet İttifakı’nın dağınık hareket ettiğini, cumhurbaşkanı adaylığı konusuna kilitlendiğini ve ‘Erdoğan’ı devirelim gerisi kolay’ düşüncesiyle hareket ettiği için topluma güven verecek çözüm önerileri geliştiremediğini savunuyor. Gelecek, DEVA ve Saadet Partisi’nin, CHP’ye eklemlendiler eleştirilerine maruz kalmaması için oy oranına bakılmadan Millet İttifakı’nın bir vizyon ve ilkeler etrafında yeniden kurulmasını istiyor.
Üçlü görüşmede Davutoğlu’nun iki net önerisi olduğu söyleniyor.
1- İttifakı eşit partiler olarak yeniden kuralım.
2-
Çünkü Sefaköy metrosunu kullanacak olan üç buçuk milyon insan adına oranın bir an önce yapılmasını istiyorum. Ekrem İmamoğlu ya da Murat Ongun gibi polemik peşinde değilim. Hele hele algı operasyonlarıyla ilgim yoktur. İmamoğlu ve Ongun’a da tavsiye etmem. Çünkü millet hizmete bakar. Gereksiz mağduriyetler oluşturmakla, algı operasyonlarıyla bir yere kadar gidersiniz.
İBB’YE YANIT VERİLMEDİ Mİ?
İDDİA1- İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve İBB Sözcüsü Murat Ongun, Beylikdüzü-Sefaköy-TÜYAP metro hattı için 12 Mart 2021 tarihinde Ulaştırma Bakanlığı’na müracaat etmelerine rağmen kendilerine yanıt verilmediğini iddia ediyor.
YANIT1- Oysa hem İmamoğlu’nun açıklaması hem de İBB Raylı Sistem Daire Başkanlığı ile Ulaştırma Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü arasındaki resmi yazışmalar bu iddiayı çürütüyor. Ekrem İmamoğlu kendi açıklaması ve İBB’nin resmi yazışmaları tarafından tekzip ediliyor.
İMAMOĞLU, İMAMOĞLU’NU ÇÜRÜTÜYOR
Sefaköy metrosunun eksiklikleri nedeniyle Cumhurbaşkanlığı tarafından yatırım programına alınmaması üzerine İmamoğlu, yaptığı açıklamada şöyle diyor: “Yaklaşık 320 gündür, Ankara’da Ulaştırma Bakanlığı’nda süren müzakerelerin, süren görüşmelerin, süren toplantıların üzerine...”
Devam ediyoruz: “Benim arkadaşlarım, defalarca Ankara’ya gidiyor. Ankara’daki o iyi niyetli bürokratlarımızın, o güzel düşünceli bürokratlarımızın zor duruma, sıkıntıya düşmesini istemiyorum... Ama bakın AYGM yetkilileri ile bizim yetkililerimiz gayet nizami, ahlaki biçimde teknik olarak masada buluşup konuşuyorlar. Zaten 7 Eylül 2021’deki toplantıda bizden talep edilen ek belgeler var, tasarımlar var, bilgiler var. Bütün revizyonlarıyla bunları, 3 Kasım 2021 tarihli yazımızın ekinde gönderdik. Yapılan toplantıda rapor tutuluyor. Tutanaklar var.”
Bu ne demek? Tek cümle ile
Semra Güzel, 29 Nisan 2019 tarihinde Adıyaman’da TSK’nın düzenlediği operasyonla etkisiz hale getirilen PKK’lı, Koçero Meleti kod adlı Volkan Bora’nın sözlüsü olduğunu belirterek çözüm sürecinde görüştüğünü itiraf etmişti. Ancak PKK’lı kurye Hasan Doymaz, ifadesinde HDP milletvekili Güzel’i çözüm sürecinde değil, 2016-2017 yıllarında Volkan Bora’nın isteği üzerine PKK kampına götürdüğünü beyan etmişti.
FOTOĞRAFLARA DEĞİL, MEDYAYA TEPKİ
Semra Güzel’in dokunulmazlığının kaldırılması için ilk adım dün atıldı. Bekir Bozdağ’ın başkanlığında toplanan TBMM Anayasa-Adalet Karma Komisyonu’nda bir alt hazırlık komisyonu kurulması kararı alındı. Komisyondaki tartışmalarda ise HDP milletvekilleri, Semra Güzel’in PKK kıyafetleri giyerek, PKK’nın terör kampında elinde silahlı fotoğraf çektirmesi yerine bu fotoğrafların medyada yer almasına tepki gösterdiler. Anayasa Komisyonu Başkan Vekili Ali Özkaya ise “Siz PKK kisveleri giyerek, PKK kampında, teröristlerle birlikte elinde silahla fotoğraf çektirmesine ses çıkarmıyorsunuz. Ama bunların medyada yer almasına mı tepki gösteriyorsunuz?” diye eleştirdi.
Semra Güzel, PKK kampında eli silahlı fotoğraflarını kabul ederek, bunu çözüm sürecinde sevgilisi Koçero Meleti kod adlı Volkan Bora ile görüşmesi olarak açıklamıştı. Ancak PKK kuryesi Hasan Doymaz, ifadesinde görüşmenin 2016 yılında gerçekleştiğini açıklamıştı.
Semra Güzel’in çözüm sürecinde PKK kampına gittiği yalanı böylece çökerken, PKK ile ilişkisini milletvekili olduktan sonra da sürdürdüğüne dair yeni kanıtlar ortaya çıktı.
PKK KAMPINDA
Sevgilisi Koçero Meleti, TSK’nın operasyonuyla etkisiz hale getirildiği için PKK içinde “değerli aile” kontenjanından milletvekili seçilen Semra Güzel, 24 Haziran 2018 seçimlerinde Parlamento’ya girmişti. Semra Güzel’in milletvekili seçildikten sonra da PKK kamplarını ziyaret ettiği belirlendi. Güzel’in sevgilisi 2017 yılında etkisiz hale getirilmesine ve kendisi milletvekili olmasına rağmen 2019 yılında Habur’dan geçiş yaparak PKK kampına gittiği ortaya çıktı. Bu durum HDP milletvekilinin bir ayağının Meclis’te, diğer ayağının ise PKK kamplarında olduğu değerlendirmelerine neden oldu.
EK FEZLEKE GELİYOR
Eğer ‘Fıstık Diyarı’ olan Şanlıurfa’yı fındık memleketi, taşkömürünü bulduğu için Zonguldak’ın gururu olan Uzun Mehmet’i, Uzun Hasan yapmazsa. Allah’tan şimdilik Seyit Onbaşı ile bir derdi yok. Yoksa onu da Şevki Onbaşı top güllesini kaptığı gibi diye anlatmaya başlar. Hem de Balıkesirlilerin gözlerinin içine baka baka.
İŞTE PAŞAM, İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANLIĞI
Bu arada Kemal Bey, boş kaldığında da bakanlıklar kuruyor. Gençlere mektup yazıp ‘İklim Bakanlığı’nı kuracağım’ diye söz vermişti. İklim Bakanlığı’nı Erdoğan’ın kurduğu ortaya çıktı. Bir de İklim Bakanı var. İstanbul’un mini mini valisi Fahrettin Kerim Gökay, İnönü’ye, “İşte Paşam, İstanbul” demiş ya o misal, işte Kemal Paşam, huzurlarınızda Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum. Kendisi çok çalışkan ve başarılı bir bakandır. O yüzden tanıyor olabilirsiniz. Ara tatil yaklaşıyor ya, Kemal Bey öğrencilere ‘Milli Eğitim Bakanlığı kuracağım’ diye mektup yazarsa şaşırmam. Ama buradan uyarıyorum. Maarif nezareti olarak kökü Osmanlı’ya dayanır ama Cumhuriyet döneminde 2 Mayıs 1920’de Maarif vekaleti olarak Atatürk kurdu.
NASIL HELALLEŞECEĞİZ?
Hemen her gün bir kesimi tehdit ederek, Özgür Özel gibi Diyanet’in okul öncesi çocuklara verdiği din eğitimini “Ortaçağ zihniyeti” olarak tanımlayarak nasıl helalleşeceğiz? Bizim hayatımızın gayesi olan çocukların Kuran-ı Kerim’i öğrenmesi sizin için Ortaçağ zihniyeti oluyorsa bu helalleşme işi nasıl olacak? Helalleşmek için önce samimiyet gerekli. Yoksa bunlar seçim öncesi reklam kokan hareketler olmanın ötesine geçmez. Bu arada CHP’nin savaş açtığı Diyanet’i de Atatürk kurdu.
KILIÇDAROĞLU’NUN BAŞÖRTÜSÜ İLE MÜCADELESİ
Bu itirazlarıma rağmen yine de
Ve İstanbul’a yapılacak olan bir hizmeti engellemez. Tam aksine teşvik eder. Erdoğan sadece İstanbul’a değil, Türkiye’nin neresine bir çivi çakılacaksa onu engellemek bir yana dursun teşvik eder. O nedenle bu işin altında ne var diye araştırdım.
EROL ÇAKIR HATIRLATMASI
Ayrıca İmamoğlu seçildiğinde Erdoğan, “Vali Erol Çakır’ın bize yaptığını biz buna yapmayacağız” demişti. Erol Çakır’ın valiliği Erdoğan’ın hizmetlerini engellemekle geçmişti. En son Çin gezisi için izin vermemişti. Oysa Erdoğan daha İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı olduğunda Ekrem İmamoğlu’nu davet ederek görüşmüştü. Görüşmeden sonra Ekrem İmamoğlu’nun heyecanını hiç unutamıyorum. Ayrıca Erdoğan, bakanlarla birlikte CHP’li büyükşehir belediye başkanlarının da katıldığı bir toplantı yapmıştı. CHP’li büyükşehir belediyelerine yönelik bir önyargı, hizmetleri engellemek için özel çaba yoktu. Aziz Kocaoğlu’nun İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde İzmir’in su sorunu ve İZBAN’ın metro hatları konusunda çözüme destek sağlayan bir iktidardan söz ediyoruz. İstanbul halkına verilecek bir hizmete neden engel çıkarsınlar.
SEFAKÖY METRO HATTI
Ekrem İmamoğlu’nun, “İstanbul halkına ihanettir, kötülüktür” dediği Beylikdüzü, Sefaköy, TÜYAP metro projesiyle ilgili olarak bir belge paylaşacağım. Bakalım ihaneti kim yapmış, bu iş kimin beceriksizliği ve işbilmezliği sonucuymuş.
Ulaştırma Bakanlığı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na gönderdiği yazıda, İBB ile bakanlık arasında Sefaköy Metro hattına ilişkin bir yazışma sürecinin yaşandığı anlaşılıyor. Ulaştırma Bakanlığı, İBB’ye, 12 Mart, 28 Mayıs ve 3 Kasım 2021 tarihli yazılarla ‘Sefaköy metrosunun Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın yatırım programına alınması için gerekli onayın verilmesini talep ettiniz’ diyor. Ama devamı var. “Projelerin incelenmesinde Bakanlığımızca onay verilmesi için zorunlu olan ‘kesin proje” vasfında proje teslim edilmediği, avan aşamasında kalmış doküman sunumu yapıldığı anlaşılmıştır, eksiklikler ise temsilcileriniz ve proje firmanıza bildirilmiştir” deniliyor.
Anayasa’yı değiştirip Türkiye’yi tekrar parlamenter sisteme döndürecekler.
Tüm sorunları çözüp ülkeyi uçuşa geçirecekler.
Ama bir sorun var.
Bunu yapacak olan muhalefet liderleri henüz hangi sırayla oturacaklarını belirlememişler.
Harf sırasına göre otursalar Ali Babacan ile Ahmet Davutoğlu en başa geliyormuş.
Yaş sırasına göre otursalar Temel Karamollaoğlu ile Kılıçdaroğlu’nun önde oturması gerekiyormuş.
Millet İttifakı liderleri hangi sıra düzenine göre oturmaya karar verirlerse Türkiye’ye çağ atlatacaklar. Yok o da yanlış oldu. Çağ atlatmayacaklar. Eski Türkiye’ye dönecekler.
MİLLET İTTİFAKI
Soylu, Kılıçdaroğlu’nun Pensilvanya ile diş muayenehanesinde görüştüğünü ve 15 Temmuz’dan önce gerçekleşen görüşmede, “Yurtta barış, dünyada barış” sloganının konuşulduğunu söylemişti.
Her konuda video çekip, gece yarısı tweet’ler atan Kılıçdaroğlu bu iddia karşısında suskunluğunu koruyor. Ama CHP’de başka ilginç bir gelişme yaşanıyor. Nedir o?
Süleyman Soylu daha önce de bu iddiayı gündeme getirmişti. Hem de bir defa değil, birkaç kez. Ama o zaman CHP’ye yakın medya sessiz kalmıştı. Bu kez muhalif medya Soylu’nun iddialarına ilgi gösterdi. Kılıçdaroğlu’nun, Pensilvanya ile o dönem danışmanı olan diş doktoru Ali Arif Özzeybek’in muayenehanesinde görüştüğüne dair dosyayı yayınladılar. Ali Arif Özzeybek ise görüşmeyi yalanlamadı, sadece “Ben bu konuyla ilgili konuşmak istemiyorum” demekle yetindi.
15 TEMMUZ’UN SLOGANI
Burada önemli olan iki nokta var. Görüşmenin 15 Temmuz’dan önce gerçekleştiği ifade ediliyor. İlginç olanı, 15 Temmuz darbe girişiminin bildirisinin altında “Yurtta Sulh Konseyi” ismi yer alıyordu. Görüyoruz ki o slogan Kılıçdaroğlu’nun 15 Temmuz’dan birkaç ay önce Pensilvanya ile görüşmesi sırasında “Yurtta barış, dünyada barış” olarak telaffuz edilmiş.
Pensilvanya’nın 15 Temmuz darbe girişiminin hazırlıklarına 1 Kasım seçimlerinin hemen ardından başladığı ortaya çıktı. Belli ki darbenin sloganı da önceden belirlenmiş. Ama bunun Kılıçdaroğlu ile görüşme sırasında kullanılması önemli.
İMAMOĞLUCU MEDYANIN İLGİSİ
Bence ikinci ama daha önemli bir nokta var ki, o da
Kılıçdaroğlu’nun ve Akşener’in PKK’lı teröristle fotoğrafı nedeniyle HDP milletvekili Semra Güzel’le ilgili tek bir laf etmemelerini eleştirmiştim. Ama bu kadarını beklemiyordum. Kılıçdaroğlu sorulardan kaçamayacağını anlayınca, “Bu fotoğrafın muhatabı Erdoğan’dır” dedi.
Sen, PKK kampına giden, PKK’lıların giydiği kıyafetleri giyen, eline silah alıp PKK’lı teröristle fotoğraf çektiren HDP milletvekiline tek bir söz söyleme, bir de kalk bu işin faturasını da Erdoğan’a kes.
Sayın Kılıçdaroğlu, Atatürk’ün partisinin genel başkanı olarak siz PKK’lı teröristle fotoğrafa tepki göstermezseniz millet seçimde size gereken cevabı verir.
Ha bir siyasetçinin elinde silah olmaz deseniz, bir siyasetçinin yeri PKK’nın terör kampı değil, Parlamento’dur deseniz, bir siyasetçi teröristlerle birlikte fotoğraf veremez deseniz, ondan sonra çözüm sürecini mi eleştiriyorsunuz başka bir şey mi söylüyorsunuz onun bir anlamı olur.
HDP’Lİ MİLLETVEKİLİNE SESSİZ
Ellerinde binlerce şehidimizin kanı olan PKK’lı teröristlere, onlarla fotoğraf çektiren HDP milletvekiline, elinde silahlı Semra Güzel’e bir çift söz etme, ondan sonra kalk, “Bizim parlamentomuzda, PKK terör örgütünün uzantılarını görmek istemiyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a faturayı kes. Sayın Kılıçdaroğlu, sizin faturayı keseceğiniz yer Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlığı makamı değil, Kandil olmalı. Sizin eleştireceğiniz Erdoğan değil; elinde silahlı, PKK’lı teröristle görüntü veren HDP Milletvekili Semra Güzel olmalı. O silah kime karşı kullanılacak? Bir milletvekilinin elinde, Mehmetçiğe doğrultulan terörist silahı olur mu?
HDP İLE İŞBİRLİĞİ SÜRECİ
Cumhurbaşkanı