Cumhurbaşkanı adayı olacaksa seçimleri kazanması gerekiyor. CHP’nin başına geçecekse İstanbul’u kazanması lazım. İmamoğlu da bunun farkında.
O nedenle ittifak kurabileceği her kesimle ittifak yapmaya, ittifak yapamadıklarını ise parçalamaya çalışıyor.
“Ya benimsin ya kara toprağın” modunda. Ancak bu durum İmamoğlu’nu dezavantajlı duruma getiriyor. İstanbul seçimlerini kazanmasını sağlayan müttefiklerini birer birer kaybediyor.
1-2019 yerel seçimlerinde CHP’den sonra Ekrem İmamoğlu’nun en büyük destekçisi İYİ Parti’ydi. İYİ Parti’nin İstanbul’daki oy oranı yüzde 8. Bu seçimlere İYİ Parti desteğinden yoksun olarak girecek.
ALEVİLER KIRGIN
2- CHP açısından Alevi oyları olmazsa olmaz kıymetinde. Aleviler, Kemal Kılıçdaroğlu’nun tasfiyesinin sebebi olarak Ekrem İmamoğlu’nu görüyorlar. Seçimlere gün sayıyorlar, Kılıçdaroğlu’nun seçimden sonra geri döneceğine ilişkin sosyal medya paylaşımları yapıyorlar.
Tek neden Kılıçdaroğlu değil. Bir de Alevi ilçe belediye başkanları var. Onlar da aday gösterilmeyecekler arasında yer alıyorlar. Alevi belediye başkanları tasfiye edilirse ikinci hayal kırıklığı yaşayacaklar. Aleviler, CHP’yi desteklerler ama eski motivasyondan uzaklar.
ADAY YAPILMAYACAK
Kan gözlerini bürümüş ama bir o kadar da korkaklar. Beyaz bayrak açan İsrailli üç rehineyi bile öldürdüler. Beyaz bayrak açana ateş edilmez. Ama onlar Filistinlileri beyaz bayrak açtığı halde katlettiği için İsrailli rehineleri de öldürdüler.
BEYAZ BAYRAK AÇMIŞLAR
Gazze’de metruk bir binada tutulan İsrailli 3 rehine, yemek artıklarını kullanarak acil yardım çağrısı yapmış. İsrail askerleri bunu becerememiş. İsrail’in ünlü istihbaratı Mossad, bunun istihbaratını alamamış. İsrailli 3 rehine üstleri çıplak olarak bulundukları binadan çıkmış, beyaz bayrak açarak İsrailli askerin olduğu bölüme doğru koşmaya başlamışlar. Aynı sırada da İbranice bağırmışlar. Ama İsrail askeri taramış. İkisi olay yerinde ölmüş, biri yaralı olarak binaya girmiş. İbranice bağırmaya devam etmiş. İsrailli askerler onu da yaralı olduğu yerde öldürmüşler.
NETANYAHU İLE GÖRÜŞMEDİLER
İsrail şimdi bunun şokunu yaşıyor. Bu olay rehinelerin aileleri açısından bir travmaya neden oldu. Rehinelerin aileleri Netanyahu’nun görüşme isteğini geri çevirdiler. İsrail, 7 Ekim şoku ile bir travma yaşadı. Panik halinde saldırmaya devam ediyorlar. Ama giderek kontrolü kaybediyorlar. Netanyahu, savaş bittiği anda devrileceğini bildiği için savaşı uzatmaya çalışıyor. Ama rehinelerin aileleri yönetim üzerindeki baskılarını artırmaya başladılar. Rehinelerin aileleri Hamas’tan değil, İsrail’in öldürmesinden korkuyorlar. Bir rehine, “Hamas’tan değil, İsrail’in bizi öldürebileceğinden korktuk” demişti. İsrail askerleri, Gazze’deki tünellerden birine girmeyi başarmalarına rağmen rehineleri kurtaramadılar. Bu durum rehinelerin ailelerinin umutlarının tükenmesine yol açtı.
GENERALLER HAMAS’IN ELİNDE
Ateşkes ilan edildiğinde Hamas’ın elindeki başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere sivil rehineler serbest bırakılmıştı. Hamas ile İsrail arasında 1’e karşı 3 dengesi kurulmuştu. Bir İsrailli rehineye karşılık İsrail hapishanelerinde tutulan 3 Filistinli serbest bırakılmıştı.
Ama bu kez denge farklı kurulacak. Çünkü rehinelerin niteliği farklı.
İYİ Parti desteğini kaybeden Ekrem İmamoğlu, PKK’nın siyasi uzantısı olan DEM’le anlaşıyor. İmamoğlu’nun bir eli de TİP’in üzerinde.
DEM partisi hafta sonu Ekrem İmamoğlu’nun elini rahatlatacak bir karar aldı. Parti Meclisi’nden, ”Türkiye’nin batısında ortak mücadeleyi verecek, kent uzlaşısı zeminini oluşturmayı öncelikli görev olarak görüyoruz” kararı çıktı.
KANDİL’İN STRATEJİSİ
Kandil, Cumhurbaşkanlığı seçiminde tüm stratejisini Erdoğan’ı tasfiye üzerine kurmuştu. Ümit Özdağ’la yapılan gizli protokole rağmen Kandil Kılıçdaroğlu’na desteğini sürdürdü. Başarılı olamadı. Yerel seçimlerde CHP ile ittifak kararlarından da anlaşıldığı gibi Kandil, Erdoğan’ı kaybettirme stratejisini sürdürüyor. Bakalım Kandil’in dediği mi olacak yoksa Türk milletinin istediği mi?
14 Mayıs seçimlerinden sonra PKK’nın siyasi uzantısı olan partiler, bu kez açık ve şeffaf bir işbirliği olacak demişlerdi. Bakalım bu kez ilkelerini koruyup Özgür Özel’le bir protokol yapacaklar mı, yoksa gizli pazarlıkları mı tercih edecekler?
DEM, BELEDİYE İSTİYOR
İster açık olsun ister gizli pazarlık DEM’in CHP’ye vereceği destek karşısında ilçe belediye başkanlığı istediği söyleniyor. Siyasi kulislerde konuşulduğuna göre; DEM’in sadece İstanbul’da değil, Ankara, İzmir, Aydın ve Antalya’da da ilçe belediye başkanlıkları talep ettiği ifade ediliyor.
ESENYURT VE SULTANGAZİ
FON oluşturarak aralarında Arda Turan, Emre Belözoğlu, Selçuk İnan gibi ünlü futbolcuların yer aldığı kişileri dolandırdığı iddia edilen Seçil Erzan olayını aydınlatmaya yönelik yeni bir gelişme yaşandı.
Denizbank Levent Büyükdere Şube Müdürü Seçil Erzan’ın makam odasını ve şubeye giriş çıkışları gösteren kamera kayıtlarının tahrif edildiği, bazı görüntülerin silindiği ortaya çıkmıştı. Bunun üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı suç delillerini yok etme iddiasıyla Denizbank yöneticileri hakkında TCK’nın 281. Maddesi kapsamında soruşturma başlatmıştı.
HARD DİSKLER SAVCILIKTA
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Seçil Erzan olayıyla ilgili görüntülerin bulunduğu hard disklere el koyduğu öğrenildi. İstanbul Emniyeti Mali Şube Müdürlüğü, Denizbank’a ait hard diskleri inceleyerek hem görüntüler üzerinde yapılan tahrifatları belirleyecek hem de ham görüntülerden Seçil Erzan’ın paraları nerede ve nasıl aldığını tespit etmeye çalışacak.
Bu konuda edindiğim yeni bilgileri paylaşmak istiyorum.
GÖRÜNTÜLER 160 CD’YE YÜKLENMİŞ
Denizbank yönetimi Seçil Erzan olayı patlak verdikten sonra 10 Nisan günü kamera kayıtlarını topluyor. Bu, delillerin yok edilmemesi açısından önemli. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Denizbank’tan 17 Nisan tarihinde bu görüntüleri talep ediyor. Özel hayatın gizliliği nedeniyle Seçil Erzan’ın odasında kamera bulunmuyor ama odasını ve şubeye giriş çıkışları gösteren 77 kameranın kaydı inceleniyor. Denizbank olaya ilişkin olarak 1 Mart-7 Nisan tarihleri arasındaki görüntüleri izliyor. 37 günlük görüntüler 25 Nisan tarihinde banka tarafından 160 CD halinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na teslim ediliyor.
GÖRÜNTÜLERDE TAHRİFAT TESPİT EDİLDİ
AK Parti seçim kampanyası için çalışmalara başladı. CHP’nin gündeminde ittifak arayışları ve Ekrem İmamoğlu ile Özgür Özel olmak üzere iki başlı bir sistem olduğu için ‘araf’ta bir durum söz konusu. Kurultay’da Kılıçdaroğlu’nu destekleyenlerin tasfiye edilmesi, yerlerine ise Ekrem İmamoğlu’nun mu, Özgür Özel’in mi istediği isimlerin geleceği konusunda da bir kafa karışıklığı mevcut. Vatandaş ise kendisine en iyi hizmeti verecek isimleri istiyor.
AK Parti’de yerel seçim hazırlıkları başladı. İki eksen üzerinde çalışmalar yürütülüyor. Bir yanda belediye başkan adaylarının belirlenmesi diğer yanda ise seçim kampanyası için hazırlıklara başlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan Ankara ve İzmir büyükşehir belediye başkan adaylıkları için milletvekillerinden üçer isim yazmasını istedi. Anketlerde bu kez artık aday adaylarının isimleri sorulacak.
OCAK AYINDA LANSMAN
Aralık sonuna kadar aday belirleme çalışması sürecek. Ocakta ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim beyannamesinin açıklanacağı ve aday tanıtımının yapılacağı bir lansman yapılacak. Bu yazdıklarımdan seçim çalışmalarına yeni başlanacağı sonucunu çıkarmış olabilirsiniz. Ama aslında AK Parti seçim kampanyasının hazırlıklarına başladı. Üç hafta önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kapsamlı bir sunum yapılmış.
AK Parti’nin yerel seçim kampanyasını Türkiye yüzyılı vizyonu ve 2023 seçim kampanyasını yürüten ekip yapacak. Seçim kampanyası bir birikim gerektiriyor. AK Parti’de o var.
ERTAN AYDIN YÜRÜTECEK
Seçim kampanyası genel merkez ile daha önceki seçim kampanyasını yürüten Prof. Dr. Ertan Aydın tarafından eş güdüm içerisinde yürütülecek. Kampanyayı yürütecek olan Prof. Dr. Ertan Aydın seçim kampanyaları konusunda deneyimli ve çok başarılı bir isim.
GENEL MERKEZDE HAMZA DAĞ
1-Seçil Erzan, mahkemeye verdiği yeni ifadesinde Denizbank Genel Merkezi’nde zorla alıkonulduğu ve tehdit edildiğini iddia etti.
2-Seçil Erzan’ın makam odasını ve Denizbank şubesine giriş çıkışları gösteren kamera kayıtlarının tahrif edildiği, bazı görüntülerin silindiği ortaya çıktı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı suç delillerini yok etme iddiasıyla Denizbank yöneticileri hakkında soruşturma başlattı.
ÜNLÜ FUTBOLCULAR
İsterseniz önce Seçil Erzan’dan başlayalım. Seçil Erzan’ın ponzi yöntemiyle aralarında Galatasaray’lı eski futbolcular Arda Turan, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan’ın da yer aldığı eski futbolculardan yüksek kâr vaadiyle 45 milyon dolar aldığı tespit edilmişti.
Denizbank Levent Büyükdere şubesi müdürü olan Seçil Erzan, Fatih Terim fonu adı verilen işlemi yaparken Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş ile Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Aydoğdu’nun ismini güvence olarak kullanmıştı.
FON OLAYI NASIL PATLAK VERDİ
Bülent Çeviker’in dolandırıldığı iddiasıyla 31.3.2023 tarihinde Denizbank Genel Merkezi’ne yaptığı başvuru üzerine Denizbank avukatlarının şikâyeti nedeniyle 7 Nisan 2023 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Seçil Erzan hakkında soruşturma başlatmıştı. Fon olayıyla ilgili şikâyet üzerine harekete geçen Denizbank yöneticileri Seçil Erzan’ı Çorlu’daki evinden alarak üç gün süreyle Denizbank Genel Merkezi’nde sorgulamışlardı.
SEÇİL ERZAN’IN İLK İFADESİ
“Peki eğer İmamoğlu kaybederse ne olur?” diye sordum; “İmamoğlu İstanbul seçimlerini kaybederse CHP Genel Başkanı olmak ister. Partiyi olağanüstü kurultaya götürür” diye karşılık verdi.
“O zaman Özgür Özel’in durumu ne olur?” diye sorma gereği duydum; “Bu durumda Özgür Özel, CHP’nin en kısa ömürlü geçiş dönemi genel başkanı olur” diye konuştu.
KILIÇDAROĞLU’NU ZİYARET
Siyasette kimseyi hafife almam. Hele hele Özgür Özel’i hiç almam. Özgür Özel, Kılıçdaroğlu’nun en yakın kurmayı olduktan sonra onu devirmeyi başardıysa, Ekrem İmamoğlu’na karşı da bir önlem alıyor demektir.
İMAMOĞLU YÖNETİYOR
CHP kurultayından sonra Özgür Özel ile Ekrem İmamoğlu ilişkisi, “Eş başkanlar” olarak tarif edilmişti. Ama süreç içinde Ekrem İmamoğlu ipleri ele geçirmiş gözüküyor. Özgür Özel giderek ‘Gölge Genel Başkan’a dönüşüyor.
“
O nedenle uluslararası bir sorun patlak verdiğinde gözlerin çevrildiği isimlerden biri Erdoğan oluyor. Erdoğan, Rusya-Ukrayna krizinde aktif arabuluculuk yaparak esir değişimi ve tahıl koridorunun açılmasında etkili olmuştu.
7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e yönelik operasyonunda ve İsrail’in, Gazze’ye saldırıları başladığında da Erdoğan benzer bir misyon üstlendi. Taraflara itidal çağrısı yaptı. İsrail’in sivil katliamları karşısında ise sesini en çok yükselten lider oldu.
TEMAS GRUBU KURULDU
Türkiye’nin öncü rolü sayesinde İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap liginin ortak toplantısından bir eylem planı çıktı. Daha önce kınamayla yetinen İslam ülkeleri, bu kez dışişleri bakanlarından oluşan 7’li Temas Grubu kurdu ve hem kalıcı ateşkesin sağlanması hem savaş sonrası Filistin’in geleceği konusunda bir eylem planı ortaya koydu.
7’li Temas Grubu’nun ABD ve Kanada ziyaretleri ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ABD Dışişleri Bakanı Blinken ile görüşmesi hakkında paylaşacağım bilgiler olacak. Ama bu süreçte öncelikle eksik olan halkaya dikkat çekmek istiyorum.
BIDEN ARARSA GÖRÜŞÜRÜZ DEMİŞTİ
Gazze savaşının başladığı günden bu yana Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Biden arasında bir görüşme gerçekleşmedi. ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ın Ankara ziyaretinde de Erdoğan memleketi Rize’deydi. Blinken’ın arzusuna rağmen Erdoğan tarafından kabul edilmesi mümkün olmadı.
Erdoğan