Meral Akşener, sistem değişmiş gibi başbakanlığa talip oldu. Muhalefet sanki seçimi kazandı, Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturdu da, şimdiden kabine konuşulmaya başlandı. Ha bir de, Anayasayı değiştirip parlamenter sisteme dönüş var.
Tabii faturayı CHP’ye gönderen kamuoyu araştırma kuruluşlarının yayınladığı sonuçlara inanırsanız Erdoğan gidici, AK Parti yakında yüzde 10 barajının altına düşüyor. Muhalefeti iktidarlı günler bekliyor.
Muhalefet de buna inanmış durumda. Sonrası, seçim gecesi yaşanacak olan hayal kırıklığı olacak.
Çünkü bağımsız araştırma kuruluşlarının anketlerinde durum hiç de öyle görünmüyor. Erdoğan önde. Bu millet Erdoğan’ı seviyor.
Hilmi Daşdemir’in başkanı olduğu Optimar’ın 19-22 Eylül tarihleri arasında 1938 kişi ile yüz yüze anket yöntemiyle yaptığı anket, cumhurbaşkanlığı seçimlerine dönük önemli sonuçlar veriyor. İktidar da muhalefet de kendilerini kandıran ve algı operasyonlarına hizmet eden anketlere inanmak yerine bu iki yılı iyi değerlendirsinler.
ERDOĞAN AÇIK ARA ÖNDE
Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili sonuçları paylaşacağım. Ancak dikkatimi çeken bir noktanın altını çizmek istedim. O da hem kararsızların hem de oy kullanmayacağım diyenlerin oranının çok düşük olması. Cumhurbaşkanlığı seçiminde halkın kararını verdiğini gösteriyor.
Cumhurbaşkanı
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli ise seçimlerin zamanında yapılacağını belirterek sürekli olarak 2023’ü işaret ediyorlar. İktidar erken seçim tartışmalarının önünü kesmek için bir hazırlık yapıyor.
Anayasa gereği bütçenin yılbaşından en az 75 gün önce Meclis’e sunulması ve mali yılbaşından önce çıkarılması gerekiyor. O nedenle ekim ayının ortasında Meclis’e sunulacak olan bütçe, aralık ayının üçüncü haftası da kabul edilerek Meclis’ten geçecek.
Bunu bütçe takvimi vermek için yazmadım. Tam aksine erken seçim tartışmalarına ışık tutması için aktardım. Anayasa’nın 76. maddesinde, “Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz” deniliyor. Bunun konumuzla ne alakası var, demeyin.
AK Parti ve MHP seçim yasası ve siyasi partiler yasası üzerinde çalışmalar yapıyorlar. AK Parti’de Hayati Yazıcı, MHP’de ise Feti Yıldız tarafından yürütülen çalışmaların bir kısmı kamuoyuna yansıdı.
SEÇİM YASASINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER
1- Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Devlet Bahçeli seçim barajının yüzde 7’ye indirileceğini açıkladılar.
2- Seçimlere girmek için Meclis’te grup kurma imkânı kaldırılıyor. Böylece bir gece içinde CHP’den 15 milletvekili transferiyle İYİ Parti’nin seçimlere girmesinin önünü açan düzenleme tarihe karışıyor. Genel kongreyi yapma ve Türkiye genelinde teşkilatlanma şartı ise korunuyor.
3-
1- Şimdiye kadar Kemal Kılıçdaroğlu ile Meral Akşener arasında böyle bir görüşme yapılmamış. “Asla” böyle bir görüşme olmamış. Ne gizli, ne açık.
2- Kılıçdaroğlu ile Akşener şu ana kadar Cumhurbaşkanı adayları üzerinde bir müzakere yapmamışlar. Yani Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş olmasın, Kemal Bey sen ol ya da olma. Ya da şunu aday gösterelim diye bir müzakere yapılmamış.
SEÇİM SÜRECİNDE
3- Millet İttifakı bir aday belirlemeyecek mi? Belirleyecek. O zaman bunu liderler tespit etmeyecek mi? Edecek. Peki Akşener ile Kılıçdaroğlu ne zaman bir araya gelip bu işi görüşecekler? El cevap: Ne zaman ki seçim kararı alınıp resmi seçim takvimi işlemeye başlar, liderler toplanıp kimin aday olacağını konuşur.
4- Sadece aday ismi mi konuşulacak, sadece iki lider mi belirleyecek? Hayır. Millet İttifakı’na dahil olacak partilerin liderleri belirleyecek. Ama önce ortak aday çıkarıp çıkarılmaması kararı alınacak. O konuda da uzlaşmaya varılırsa sıra aday isminin belirlenmesine gelecek.
5- İmamoğlu ve Yavaş’ın geri adım atması, Akşener’in Cumhurbaşkanı adayı olmayacağını ilan etmesi üzerine ortada tek Kemal Kılıçdaroğlu kaldı. Kılıçdaroğlu için “Cumhurbaşkanı aday adayı” yorumu yapılıyor.
KILIÇDAROĞLU KONUSUNDA SORU İŞARETLERİ
6-
CHP’li Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ne demişti: “Cumhurbaşkanı adaylığı sadece başarı, sadece birikimle olmuyor. Ulusal ve uluslararası karar vericilerin işaret edeceği bir insanı yapacaklar” demişti.
1) Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun belediye başkanlığında devam etmek istediklerini açıklamaları sağlandı. Böylece İmamoğlu ve Yavaş’ın, cumhurbaşkanlığı tartışmaları sürecinde yıpranmasının önüne geçildi.
2) Meral Akşener, cumhurbaşkanı adayı olmadığını, başbakanlığa talip olduğunu açıkladı. Böylece cumhurbaşkanı adaylığı konusunda Akşener mi olacak, Kılıçdaroğlu mu olacak tartışmasının önüne geçildi. Kafa karışıklığına son verildi.
HDP OPERASYONU
3) Kılıçdaroğlu, HDP ile Kürt sorununu çözebileceklerini belirterek, kapatma davası öncesinde HDP’ye hayat öpücüğü verdi. HDP’yi yeniden güçlü bir siyasi figüre dönüştürdü.
4) HDP, ittifaka girmeyeceğini açıkladı. Böylece Millet İttifakı üzerindeki HDP ile ittifak yapıyorsunuz ithamının kalkması amaçlandı. Ama asıl önemli olan HDP, cumhurbaşkanı adaylığı konusunda muhalefetle anlaşabileceğini açıkladı.
5) Böylece HDP’nin cumhurbaşkanı adayı çıkarmadan, muhalefetin ortak cumhurbaşkanı adayına destek vermesi garanti altına alındı.
LİDERİN TAVRI BELİRLEYECEK
Favori cumhurbaşkanı adayları olarak gösterilen Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu, geri adım atmak zorunda kaldılar. Meral Akşener, cumhurbaşkanı adayı olmadığını, başbakanlığa talip olduğunu açıkladı.
Bu gelişmeler, Kılıçdaroğlu’nun adaylığı için önündeki tüm engellerin kalktığı şeklinde yorumlandı.
İKİ ÇEKİNCE
10 ay önce cumhurbaşkanı adaylığı için ismi geçmeyenlerden biriydi Kılıçdaroğlu. Hatta sohbetlerimizde de parti genel başkanlarının aday olmasına sıcak bakmadığını ifade ediyordu. Bunu açıkladı da. Parti liderlerinin sadece kendi partisinin ya da ittifakın bir bölümünün oyunu alabileceğine, ancak kucaklayıcı bir ismin daha doğru olduğuna işaret ederdi. Belediye başkanlarının da bir dönem daha hizmet etmesi gerektiğini savunurdu. Aklını cumhurbaşkanı adaylığına takan belediye başkanının verimli olamayacağını söylerdi.
DÖNÜM NOKTASI
Ama ne zaman ki Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adayı olmaya karar verdi, denklem değişti. Hep söylüyorum, Kılıçdaroğlu’nu hafife almayın diye. 7 Aralık 2020 tarihi bir dönüm noktası oldu. Bütçe görüşmeleri sırasında AK Parti milletvekillerinin sataşması üzerine, “Cumhurbaşkanı adayı olmadığımı size kim söyledi?” çıkışını yaptı. CHP lideri o günden bu yana yaptığı hamlelerle önce Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nu minder dışına itti, sonra Akşener’in aday olmayacağını açıklamasını sağladı. Akşener için geçerli değil ama İmamoğlu ve Yavaş’ın adaylığının son ana kadar masada olduğunu düşünenlerdenim.
KARAR ANI
Bazen, kazandığınızı düşündüğünüz anda kaybetmiş olursunuz.
1- Meral Akşener, 2023 seçimlerinde cumhurbaşkanı adayı olmama kararını 24 Haziran seçim gecesinde almıştı. Çünkü cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalacağını, kendisinin ikinci turda Erdoğan’la yarışacağını beklerken, partisinden dahi az oy aldı.
2- İYİ Parti’nin yükselişe geçtiği süreçte, tek kadın aday olması ve muhafazakâr kesimden oy alacağı beklentisiyle partisi en şanslı cumhurbaşkanı adayı olarak görülüyordu. Akşener de buna uzun süre ses çıkarmadı.
3- Cumhurbaşkanı adaylığı tartışması yıpratıcı bir hal almaya başladı. Bundan sonra daha sert bir mücadele sürecine girileceğini gördü. Kendisini ve partisini ateş hattının dışına çekti. Kurmayları bu açıklamadan sonra Akşener’in çok rahatladığını ifade ediyor.
4- Başbakanlığa talip olduğunu belirterek hem sistem değişikliği konusuna sözde değil özde inandığını gösterdi, hem de İYİ Parti’ye seçimlerden birinci parti olarak çıkma hedefini koydu.
SEÇİLECEK ADAY VURGUSU
5- Akşener’in açıklamasının püf noktasını “seçilecek aday olmalı” sözü oluşturuyor. Bu hem Kılıçdaroğlu’na hem de cumhurbaşkanlığına hazırlananlara bir mesaj.
6- Akşener, cumhurbaşkanı adayının belirleneceği zaman masaya, “seçilecek aday” ölçüsünü koyacak.
7-
Sürecin önünü tıkayan olmayacağım, diye açık çek veriyor. En son Halk TV’de Suat Toktaş’ın programında cumhurbaşkanı adaylığı tartışmalarının aksını değiştirecek bir açıklama yaptı. ”Ben cumhurbaşkanı adayı değilim. Ben başbakanlığa adayım” dedi.
Akşener’in hamlesiyle birlikte, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adaylığı konusunda yeni bir durum ortaya çıktı.
6 Ağustos tarihli, ”Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayı, Akşener başbakan adayı” başlıklı yazıda bu formülü gündeme taşımıştım. Akşener beni yanıltmadı. Yanlış anlaşılmasın, haberimin kaynağı İYİ Parti değildi. Hatta onlar, “Bizim liderimiz ortak cumhurbaşkanı adayı olmalı” diye bana sitem etmişlerdi. Ama ben o günkü yazımdan da anlaşılacağı üzerine bunu Millet İttifakı’nın 2023 stratejisine dönük olarak yazmıştım. Kılıçdaroğlu ile Akşener arasındaki görev dağılımı olarak yansıtmıştım.
Akşener’in 12 Temmuz’da Tunceli’de yaptığı, “Sayın Kılıçdaroğlu’nun adaylığına saygı duyarım, en doğal hakkıdır” şeklindeki açıklama CHP’de, Kılıçdaroğlu’nun ortak adaylığına bir yeşil ışık olarak yorumlanmıştı.
Kılıçdaroğlu 2 yıl içinde parlamenter sisteme geçişe öncülük edecek, Akşener ise parlamenter sistemin başbakanlığını üstlenecek, denilmişti.
O model işlemeye başladı mı?
AKŞENER, O ÇIKIŞI NEDEN YAPTI
Kılıçdaroğlu’nun, Kürt sorununun çözümünde HDP’yi meşru muhatap kabul ettiği yönündeki açıklaması, HDP cephesindeki güç savaşını da ortaya çıkardı.
PKK-HDP cephesinde güç odakları var:
Öcalancılar
Kandilciler
Selahattin Demirtaşçılar
Avrupa’daki PKK yapılanmasının gücünü hafife aldığım düşünülmesin. Çözüm sürecinde Öcalan’ın mektupları üç adrese giderdi. Bunlardan biri de Avrupa’ydı.
Kılıçdaroğlu’nun hamlesiyle PKK-HDP ekseninde fay hatları harekete geçti.
Sezai Temelli