Çünkü Cumhurbaşkanlığı Demirel’in deyimiyle, “Hiçbir faninin elinin tersiyle iteceği bir makam” değil. Hele de Başkanlık Sistemi’nin güçlü Cumhurbaşkanlığı.
Diyeceksiniz ki Millet İttifakı, parlamenter sisteme dönüşü hedefliyor. Sembolik cumhurbaşkanı olacak. Bütün yetkiler başbakanda toplanacak. İyi de bu vaadi gerçekleştirebilmek için Anayasa değişikliği gerekiyor. En az 360 milletvekili ile referandum koşuluyla, referandumsuz 400 milletvekili çıkarmaları gerekiyor. Bu nokta çok ciddi ama nedense üzerinde durulmuyor. Belli ki Millet İttifakı’nın en büyük seçim vaadi parlamenter sisteme geçmek olacak.
Peki eğer seçilmeyi başarırsa muhalefetin cumhurbaşkanı parlamenter sisteme dönecek mi? Yetkilerini devredecek mi? Muharrem İnce de daha seçilmeden, durun bakalım hele bir seçilelim diğer işler ondan sonra gelir diye manevra yapmaya başlamıştı. Daha da ötesi Anayasa’yı değiştirecek çoğunluğu bulabilecekler mi?
GÜÇLÜ CUMHURBAŞKANLIĞI
Varsayalım Ekrem İmamoğlu seçildi. Bu millet beni güçlü cumhurbaşkanı olarak seçti, yetkimi son güne kadar kullanacağım derse ne yapacaksınız? Bir de Atatürk, Cumhuriyet’i kurarken yetkilerini devretmedi tam aksine Başkomutanlık ve Cumhurbaşkanlığı yetkilerini elinde tuttuğu için Cumhuriyet’i kurma, devrimleri gerçekleştirme şansını buldu. Atatürk Cumhuriyet’i yetkilerini devrederek değil, gücü elinde toplayarak kurdu derse ne yanıt vereceksiniz?
KILIÇDAROĞLU’NUN UYARILARININ ADRESİ
İmamoğlu seçilirse yetkilerini devretmez kaygısı Kılıçdaroğlu cephesinde vardı. “O zaman parlamenter sisteme dönüş tezimiz tamamen çöker” diyorlardı. İmamoğlu’nun seçildiği günden veda edeceği ana kadar yetkilerini sonuna kadar kullanacağından emindiler. O nedenle Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adayının özelliklerini sıralarken boşuna, ”Temiz biri olacak, vatandaşlar arasında ayrım yapmayacak, nefsine hâkim olacak, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmeyeceğiz demeyecek, yetkilerini Meclis’e devretmeyi kabul edecek, icra yetkisi başbakanda olacak” demedi. Siyasette hiçbir söz boşuna söylenmez. Söylenen her sözün bir adresi vardır. Cumhurbaşkanlığı konusu gündeme geldiğinde Kılıçdaroğlu, her defasında, “Yani bütün yetkileri aldım dolayısıyla ben cumhurbaşkanlığı süresince bütün yetkileri kullanacağım. Hayır. Siz o yetkileri parlamentoya iade edeceksiniz” uyarısında bulunmazdı.
KILIÇDAROĞLU SERT GİRİNCEMeral
İki partinin yöneticileri de Akşener ile Kılıçdaroğlu’nun kamuoyunun bilgisi haricinde de zaman zaman görüştüklerini doğruluyorlar.
Kılıçdaroğlu ile Akşener arasında cumhurbaşkanı adayı konusunda patlak vermiş bir kriz söz konusu değil. Çünkü cumhurbaşkanı adayının belirleneceği sürece girilmedi. Henüz masa kurulup kimin aday olacağı üzerindeki arayış başlamadı. Ama iki liderin önünde cumhurbaşkanı adayını belirlemek gibi zorlu bir sorun duruyor.
Bizde cumhurbaşkanlığı konusu önemlidir.
Bu uğurda darbeler yapıldı. Partiler bölündü.
ORTAK ADAY BASKISI
2023 seçimlerinde Kılıçdaroğlu ve Akşener’i en çok zorlayacak konu cumhurbaşkanı adayı olacak. 24 Haziran 2018 seçimlerinde ortak aday çıkarmayı başaramamışlardı. İki lider bu kez ortak aday çıkarma konusunda tabandan gelen ağır bir baskı ile karşı karşıyalar. Muhalif taban bunu tarihi bir misyon olarak görüyor.
AKŞENER’DEN AÇIK ÇEK
Meral Akşener,
Cihan Paçacı, Meral Akşener’in bilgisi dahilinde Kemal Kılıçdaroğlu’nu aradı. Sabah görüşme kararı aldılar.
Paçacı ile Kılıçdaroğlu, bürokratlıkları döneminden tanışıyorlardı. Birbirlerine ilk isimleri ile hitap edebilecek kadar hukukları vardı. Cihan Paçacı, ittifakın kurulmasının tarihi öneme haiz olduğunu anlattı. Kılıçdaroğlu, alınacak her kararı itirazsız kabul edeceğini söyledi. Paçacı, CHP Genel Merkezi’nden çıkmadan Akşener’i arayıp bilgi verdi. İki lider görüşüp müzakereyi yürüten isimleri değiştirip ittifakı kurmayı başardılar.
Cihan Paçacı siyasetin akil isimlerinden biridir. Millet İttifakı’nı bozmaya çalışanlardan biri değil, tam aksine korumaya çalışan bir isimdir.
ERKEN UYARI
O nedenle CHP’ye yönelik uyarılarını Millet İttifakı yıkılsın diye değil, tam aksine Millet İttifakı ileride zarar görmesin diye yapılmış bir çıkış olarak görmek gerekiyor. İleride yaşanabilecek yol kazalarını önceden sezen tecrübeli bir politikacının ittifakının hukukunu koruma adına yaptığı bir ikaz olarak değerlendirmek gerekir.
Cihan Paçacı’nın, gazeteci Muharrem Sarıkaya’ya söylediği, “Kemal Bey son dönem tekil konuşuyor” sözlerini bir erken uyarı olarak görmek gerekiyor.
KILIÇDAROĞLU’NUN AÇIKLAMASI
Paçacı
Konsensus’un 22-30 Ağustos tarihleri arasında yaptığı ankette “Erken seçime gidilsin mi?” diye sorulmuş.
Ankete katılanların yüzde 57.4’ü seçimler zamanında yapılsın derken, erken seçim isteyenlerin oranı yüzde 42.6 çıkmış.
Araştırmada, “Erken seçim olur mu?” diye de sorulmuş. Ankete katılanların yüzde 69.8’i olmaz yanıtını vermiş. Erken seçim olur diyenlerin oranı ise yüzde 30.2’ye gerilemiş.
Güncel olması nedeniyle Konsensus’un araştırmasından iki başlığı daha paylaşmak istiyorum. Ardından seçim mi, geçim mi konusuna yani ekonomiye ve hayat pahalılığına geleceğim.
YENİ PARTİ KURULMALI MI?
Araştırmada “Yeni partiye ihtiyaç var mı?” diye sorulmuş. Ankete katılanların yüzde 91.4’ü ihtiyaç yok demiş. Kurulmalı diyenlerin oranı ise yüzde 8.6’da kalmış. Bu neyi gösterir? Kurulan yeni partiler bu ihtiyaca cevap verdi mi? Ya da halkımız yeni bir parti arayışında değil, partisinden memnun mu? Alt başlıkları yok. Ama halkımız yeni parti kurulmasını sorunlarının çözümü için gerekli görmüyor. Ayrıca kurulan yeni partiler hayal kırıklığına yol açtığı için milletimiz o defteri kapatmış olabilir.
AŞI KARŞITLARI
Bu çağda aşı karşıtlığı olur mu, insanlar koronavirüsten yaşamını yitirirken aşı karşıtlığı yapmanın anlamı ne diyebilirsiniz. Ben de o görüşte olanlardan biriyim. Ama aşı karşıtlığı da bir gerçek.
Manavgat’ta orman yangınlarıyla boğuşurken, birileri de sosyal medyadan başka bir ateşi yakmanın çabası içindeydi.
“Manavgat’ta şu an yangın falan yok, burada terör var, eli silahlı kişiler var, molotofla ormanları yakıyorlar, ateş açıyorlar bitmek bilmiyorlar, durumun ciddiyetinin farkında olmayanlar var, artık çığırından çıktı her şey, bizim buradan kurtarılmamız lazım, can güvenliğimiz hiç yok” tweet’leri atıldı.
Altındağ’da Emrullah Yalçın’ın Suriyeli biri tarafından bıçaklanarak öldürülmesi üzerine sosyal medyadan örgütlenen bir grup, 6-7 Eylül olaylarının bir provasını gerçekleştirdi.
EN KRİTİK YEDİ YIL
Bu örnekleri uzatmak istemiyorum. Ama sosyal medyadan yürütülen operasyonlar artık ülkelerin milli güvenliğini tehdit eden bir boyuta ulaştı. Gezi olaylarından bu yana Türkiye, son 7 yıldır sosyal medya operasyonlarına maruz kalıyor. Bu 7 yıl içerisinde 2 cumhurbaşkanlığı seçimi, 2 yerel seçim, bir anayasa referandumu, 3 genel seçim yapıldı, bir de 15 Temmuz darbe girişimine maruz kaldık. Siyasi hayatımızın en kritik 7 yılında sosyal medya operasyonları tam gaz devam etti.
Sosyal medya üzerinden Türkiye’ye yönelik 5’inci kol faaliyeti sürdürülüyor. Sosyal medya operasyonlarının arkasında yabancı istihbarat servisleri ve terör örgütleri bulunuyor. Amerika’nın dünyayı nasıl izlediğini ifşa eden ajan Edward Snowden, “Biz istihbaratın ne olduğunu yeniden tanımladık” demişti. Sosyal medya üzerinden ise ülkeler yeniden dizayn edilmek isteniyor. Hem de bu çok kirli yöntemlerle yapılmak suretiyle.
SOSYAL MEDYA ÇALIŞMASI
Cumhurbaşkanı
Böylece seçim barajı yüzde 7 mi olsun 5’e mi indirilsin tartışması da son buldu.
Ancak Cumhur İttifakı liderlerinin birbirini destekleyen kararları birçok senaryonun yazılmasına neden oldu. Onlara değineceğim. Ancak sürece ilişkin birkaç tespitimi paylaşmak istiyorum.
AK Parti ve MHP uzun bir süredir Siyasi Partiler ve Seçim Yasası üzerinde ayrı ayrı çalışma yapıyor. AK Parti’de Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı MHP’de ise Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız görevlendirilmiş durumda. Yazıcı ve Yıldız önce partilerinin hukukçularının görüşleri doğrultusunda bir taslak metin oluşturdular. Erdoğan ve Bahçeli’nin talimatları doğrultusunda düzenlemeler yeniden şekillendi. Taslağın olgunlaştığı bir aşamada Hayati Yazıcı ile Feti Yıldız telefonla görüşerek mutabık kaldıkları maddeleri belirleyip, üzerinde çalışılacak hususları not ettiler. Daraltılmış bölge ve ittifak içinde baraj konusu üzerinde çalışılacak noktalardan. Yazıcı ve Yıldız iki liderin talimatlarını aldıktan sonra bu kez ortak komisyon halinde çalışmalara başlayacaklar. Nihai metin liderlerin de onayından sonra kamuoyuna açıklanacak.
SENARYOLAR, SENARYOLAR
Ancak Erdoğan ve Bahçeli, seçim barajının yüzde 7 olması konusunda ittifak ettikleri halde bile bu kadar senaryo yazıldığına göre gerisini siz düşünün. Kimi MHP’yi Cumhur İttifakı’ndan ayırdı, kimi MHP’nin barajın altına düştüğü için seçim barajının yüzde 7’ye çekildiğini savundu, kimi Cumhur İttifakı’nı dağıtıp, Erdoğan’ın yerine cumhurbaşkanı adayları ilan etti.
ERDOĞAN VE BAHÇELİ’NİN YAKLAŞIMI
Seçim Yasası ve Siyasi Partiler Yasası üzerinde yapılan çalışmaları takip etmeye çalışıyorum. Üzerinde çalışılan bir-iki madde var ama aşılmayacak bir sorun gibi görünmüyor. Erdoğan ve Bahçeli yarın açıklanacak deseler, açıklanacak noktaya gelmiş durumda. Bunu nereden çıkarıyorum? Hem başından beri bu süreci takip eden bir gazeteciyim hem de Erdoğan ve Bahçeli’nin yaklaşımları bana bu kanaati veriyor. Yıllarca koalisyon görüşmelerini, ittifaklar içinde krizleri izlemiş bir gazeteciyim. Liderlerin yaklaşımlarının önemli olduğunu biliyorum. Liderler kriz isterse kriz çıkar, çözüm isterse çözüme ulaşılır. Erdoğan ve Bahçeli çözüm odaklı hareket ediyorlar. Bir de kurmaylarına verdikleri çok önemli bir talimat var.
Onu bildiğim için seçim barajı üzerinden Cumhur İttifakı içinde bir kriz aranmasının siyasi gerçeklerle örtüşen bir tarafını görmüyorum. İttifak içinde sorunlar yaşanabilir, irili ufaklı krizler çıkabilir. Hatta bir ara köprüler atılmıştı. Ama öyle bir kriz yok. Sorunlu bir süreç yaşanıyor olsa onu yazarım. Ama yaşanmıyorsa ille de kriz var diye tutturulmasının anlamı yok.
Muhalefet, İstanbul ve Ankara seçimlerini işbirliği yaparak kazanmayı başarmıştı. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş, 25 yıl sonra İstanbul ve Ankara’yı AK Parti’den almıştı. Bu başarı muhalefette 2023 seçimlerine de ortak adayla gidersek başarılı oluruz umudunu doğurdu. İstanbul modeli muhalif seçmende motivasyona neden oldu.
Millet İttifakı liderleri Kılıçdaroğlu ve Akşener de 2023 seçimlerine giderken, ortak cumhurbaşkanı adayı çıkarılması konusunda güçlü mesajlar vermişlerdi. Ben iki liderin önceliğinin hâlâ ortak adaydan yana olduğunu düşünüyorum.
Ancak Kılıçdaroğlu’nun seçimleri kazanabilmek için ortak aday çıkarılmasının ne denli önemli olduğu vurgusunu yapması beklenirken, 2023 seçimlerinde muhalefetin birden fazla cumhurbaşkanı adayı olabileceğini söylemesi hesapları karıştırdı.
Peki Kılıçdaroğlu, birden çok adayın muhalif seçmende moral bozukluğuna yol açacağını düşünemedi mi? Kılıçdaroğlu bunu ölçecek kadar siyasi tecrübeye sahip bir lider. Ama aynı zamanda usta bir oyuncu.
KILIÇDAROĞLU’NUN HAMLESİ
1) Kılıçdaroğlu, ortak adaya odaklanmakla birlikte, birden fazla aday kartıyla elini güçlü tutmak istedi.
2) CHP Lideri’nin bu önerisinin zamanlaması önemliydi. Millet İttifakı lideri Meral Akşener’in, Ekrem İmamoğlu’nu İkinci Fatih’e benzettiği konuşmasından sonra yaptı.
3) Ortak cumhurbaşkanı adayını
Hap gibi konuştu. Satır araları dahil, Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını çok iyi analiz etmek gerekiyor. En çok da Ekrem İmamoğlu’nun kurmaylarını toplayıp, bu mesajları iyi değerlendirmesi gerekiyor.
1- Kılıçdaroğlu, “Bizim adayımızı Millet İttifakı belirleyecek” dedi. Burada daha önceki beyanlarına aykırı bir durum yok.
Ama tabii ortak aday olursa. Bu şerhi neden düştüğümü az sonra anlayacaksınız.
2- “Millet İttifakı liderleri olarak önce ilkelerimizi konuşacağız” dedi.
ÖNCE DEKLARASYON YAYINLANACAK
Burada İmamoğlu’nu sınırlamaya dönük bir manevra var. Çünkü Millet İttifakı güçlü parlamenter sisteme dönüşü savunuyor. Cumhurbaşkanı adayı belirlenirken, kamuoyuna bir deklarasyon yayınlanacak. Ama önce bu deklarasyonu aday olacak kişinin kabul etmesi gerekiyor.
Sistem değiştirilerek 2 yıl içinde parlamenter sisteme geçileceği, seçilen cumhurbaşkanının yetkilerini başbakana devredeceği, icra yetkisinin hükümette ve başbakanda olacağı, cumhurbaşkanının ise sembolik yetkileri olacağı taahhüt edilecek.
3-