Herkesin hayalinde mutlu ve sağlıklı bir ilişki yaşamak vardır fakat pek çok kişi yaşadığı birlikteliklerde zaman zaman sorunlarla karşılaşır, çoğu zaman sorunların sebeplerini bulamaz ve çıkmaza girer. Bu durum, hem kişiye hem partnerine hem de ilişkisine zarar verir. Çiftler yorulur ve farkında olmadan hem birbirine hem de ilişkilerine gereksiz yere zarar verirler.
Kişi çevresindeki ilişkilerde gözlemlediği sorunların nedenlerini kolaylıkla bulup, fikir yürüterek çözüme ulaştırabilirken, kendi ilişkisindeki sorunları çözümlemekte zorlanabilir. Bu nedenle çiftler yaşadıkları ilişkilere yukarıdan ve dışarıdan bakabilmelidir. Böylece ilişkilerini sağlıklı ve mutlu bir şekilde yürütebilirler, birbirlerini mutlu edebilirler ve birbirleri için vazgeçilmez olabilirler. İşte erkekleri mutlu etmenin şifreleri:
1-Takdir edin ve onaylayın!
İnsanlar her zaman ve her yerde, evde, işte, okulda ve ikili ilişkilerinde takdir edilmeye, övgü duymaya ve onaylanmaya ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle, başarılarının küçüklüğüne ya da büyüklüğüne bakılmaksızın, erkeklere ihtiyaç duydukları şey verildiğinde daha çok başarılı olmak için çalışmaya devam ederler. Dolayısıyla, bir erkeği etkilemenin ve yakın tutmanın ilk kuralı onu takdir etmek ve onaylamak, ne kadar beğenildiğini belli etmek ve her zaman yapıcı olmaya çalışmaktır. Çünkü erkekler kendilerini mutlu ve başarılı hissettikleri yerde kalmaktan asla vazgeçmezler. William James’ın dediği gibi “İnsan doğasındaki en derin prensip, takdir edilme isteğidir.” Ayrıca kadınlar ilişki içinde, sosyal çevrede ve alınacak kararlarda partnerleriyle iletişime geçmeli ve onların fikirlerini önemsemelidir. Diğer bir değişle, “SEVGİLİNİZİ ÖNEMSEYİN!” önerisiyle birlikte, partnerlerinin kendileri için çok önemli ve değerli olduklarını onlara göstermelidirler.
2-Güvendiğinizi hissettirin!
Erkekler kendilerine güvenildiğinde başarılı olurlar ve yakın olmaya çalışırlar. Kendisine güvenilmediğini düşünen bir erkek çok hata yapar ve güvenmeyen kadından uzaklaşır. Uzaklaşmak bazen bağırıp çağırıp kavga çıkartmayla, bazen küsmeyle, bazen aldatmayla bazen de kadını kışkırtıp kendinden uzaklaştırmayla gerçekleşebilir. Çünkü güvensizlik erkeklere çok acı verir. Ve hiçbir erkek kendine acı veren bir kadına yakın olmak istemez.
Yeni evlenen çiftlerde mutluluğun yanı sıra evlilik korkusu da fazlasıyla yaşanır. Özellikle ilk cinsel ilişki, çiftler için çok önemlidir. Bu konuda kadın ve erkekte farklı korkular olur. İşte bu korkuların neler olduğunu ve bunları yenmenin yollarını, CİSED Onursal Başkanı Cem Keçe ayrıntılarıyla anlattı.
İlk cinsel ilişkinin hem kadın hem erkek için önemli bir başlangıç olduğunu ifade veren Cem Keçe; “İlk gece için hem kadının hem de erkeğin aklını kurcalayan bazı sıkıntılar vardır. Kadın için ilk ilişkide çok ağrı duymak, çok kanama olması ya da hiç kanama olmaması, bekâretin ispatlanması gibi endişeler mevcutken, erkekte en sık ereksiyon olamama, eşi tatmin edememe ve penis boyuyla ilgili endişeler ön plandadır” dedi.
Yanlış inanışlardan kurtulmanın yolu
Bu korku ve beklentilerin hurafe dediğimiz cinsel mitlerin ötesinde olmadığını belirten Cem Keçe sözlerine şöyle devam etti: “Yerleşmiş olan bu yanlış inanış ve tutumları değiştirmek ve çiftleri rahatlatmaksa oldukça zordur. Bilgisizlik ve korku ile yaşanılan ilk cinsel deneyim, çiftlerin birbirlerine olan sevgi ve saygılarını yitirmelerine ve suçluluk duyguları ile birbirlerinden uzaklaşmalarına, evlilik ve cinsel sorunların oluşmasına neden olabilmektedir.
Cinselliği ilk kez yaşayacak çiftin birbirini tanıması ve cinsel olarak birbirilerine kendilerini doğru bir şekilde ifade etmeleri gerekmektedir. Çiftlerin ilk geceden mükemmel bir evlilik ve mükemmel bir cinsellik beklemeleri yanlıştır. Yeni evlenecek ya da çiçeği burnunda olan çiftlerin ilk yapmaları gereken doğru ve güvenilir cinsel bilgi edinmeleri, kendi bedenlerini ve cinsel organlarını tanımalarıdır. Ayrıca çift cinsellikle ilgili konuşmalı, birlikte cinsellikle ilgili yayınları okumalı, cinsel olarak nelerden hoşlanıp hoşlanmadıklarını birbirlerine ifade etmelidir.
Çift birbirini yeterince tanır, ilk gece ile ilgili gerçekçi beklentilere sahip olur ve sadece o ana odaklanıp sevişmenin tadını çıkarırsa, keyifli ve sorunsuz bir ilk ilişki yaşayacaktır. Bu nedenle ilk gece ile ilgili abartılı beklentiler yerine daha gerçekçi beklentiler oluşturmak önemlidir.”
“Evlilik kelimesi beni çok korkutuyor!”, “Henüz evliliğe hazır değilim!”, “Evlenmek hiç bana göre değil!”, “Evlenmek istiyorum fakat bir türlü bunu başaramıyorum!”, “Evlenmek istesem bile, evlenebileceğim biri yok!” şeklindeki tüm yargılar evlenme kararı almaktan kaçınmak anlamına gelebiliyor ve evlilik korkusu olarak değerlendiriliyor. Yeni bir aile sahibi olmanın anahtarı olan evlilik, birbirini seven iki karşı cinsin toplum ve yasalar tarafından verilen izinle aynı evi paylaşmalarıdır. Bununla bitmeyen evlilik; aileden ayrılarak büyüyebilmek için bir araç, toplumsal statü sahibi olmak, ekonomik destek almak, çocuk sahibi olabilmek, düzenli ve sağlıklı cinsel yaşama kavuşabilmek, ait olma duygusunun güvencesini hissetmek gibi pek çok güzel şeyle anlam bulan sosyal bir kurumdur.
Evlilik korkusu nedir?
Evlilik korkusu, evlendikten sonra alınması gereken sorumluluklar, kaçırılacak fırsatlara olan düşkünlük, kişinin yakın çevresinde, ailesinde ve toplumda gözlemlediği olumsuz evlilik örneklerinden edindiği bilgiler ve tecrübeler nedeniyle kişinin yaşadığı içsel bir korkudur, psikolojik olarak yaşanan bir bağlanma korkusudur. Karşı tarafa bağımlı yaşamak, onun fikirlerini önemsemek zorunda kalmak, bir başkasının sorumluluğunu almanın dayanılmaz ağırlığı, fedakârlık yapmanın beklenmesi, maddi ve manevi imkânları paylaşma zorunluluğu gibi durumlar evlilik korkusunu besleyen unsurlardır.
İnsanlar evlilikten neden korkar?
Uzun zaman tek başına bekâr yaşayan kişiler başka bir insanla birlikte yaşamayı kabul etmekte zorlanıp evlilikten kaçabilirler. Pek çok kişinin evlenmekten korkmasının en baştaki nedenlerinden biri birey olmaktan bir şekilde çıkma endişesidir. Bunun dışında, doğru insanı bulma umudunun az olması, boşanmanın zor olması, yanında mükemmel bir insan olsa bile yeni insanlarla tanışma fırsatını kaçırmak istememe, kişinin bireysel olarak sadece kendi istekleri doğrultusunda davranamayacağını düşünmesi, daha önceki düzenin artık başkasına göre uydurulma gereksinimin ortaya çıkması, her anına tanıklık eden birinin varlığından duyulan rahatsızlık, şu ana kadar hiç tanımadığın kişilerle akraba olma düşüncesi, kılıbık olma korkusu, bazı davranış ve düşünceleri değiştirme zorunluluğu insanları evlilikten korkutan nedenlerin sadece bir kaçıdır.
“Yorumlanmamış ve analizi yapılmamış bir rüya okunmamış bir mektuba benzer” diyen CİSED Onursal Başkanı Cem Keçe, cinsel içerikli rüyalar hakkında bilgiler verdi.
Rüyalar; çocukluğumuza kadar uzanan ve bilinç dışımıza ittiğimiz, bastırdığımız ve kökeninde cinsellik ve saldırganlık dürtüleri barındıran, bilinçdışımızda saklı, düşünce, his, korku, kaygı ve arzuların, kısa bir süre için de olsa bilinç düzeyine çıkmasıdır. Yani rüyalar bilinç dışımıza açılan kapılardır. Bilinç dışı ayıp, günah, yasak tanımaz. Bu nedenle rüyalar kişinin kendi kendine bile itiraf etmediği arzuları barındırır. Ayrıca rüyalar; uyanıkken aklımızı kurcalayan kaygı ve düşünceleri içeren zihinsel işleyişlerin bir sonucu da olabilir. Hatta eski Mısırlılar zamanında rüyaların gerçek üstü bir dünyanın habercileri olduğu düşünülüyordu.
Rüyalar sembolik anlamlar taşır...
Rüyaları gizil anlamlı rüyalar ve görünür içerikli rüyalar olmak üzere ikiye ayırmak gerekir. Gizil anlamlı rüyalar; bilinç dışı ve id (altbeyin) rüyalarıdır ve sembolik anlamlar taşırlar. Takıntılar sembollerle ifade edilirler ve takıntıların daha az oluşması için; iki yaşından sonra çocukların, kardeşleri, anne ve babaları ile aynı yatakta yatmamalarını öneriyoruz. Vajinismustan erken boşalmaya kadar cinsel terapide yapılan psikolojik yorumları bu rüyalar üzerinden yapılır. Örneğin penis rüyalarda bir yılan, uzun bir ağaç ya da sivri uçlu kalem şeklinde sembolize edilebilir. Görünür içerikli rüyalar ise; günlük hayatımızda duyduğumuz, yaşadığımız olaylarla bağlantılı olarak gördüğümüz süperego (üstbeyin) rüyalarıdır. Patronuna kızan bir işçinin rüyasında patronunu döverken görmesi buna örnek olarak verilebilir.
İyiye yorulmuyor...
Cinsel içerikli rüyalar toplumda pek iyiye yorulmaz, tatsızlıklara, sıkıntılara, dedikodulara işaret ettiği yönünde bir inanç vardır. Rüyaların görüldüğü REM uykusuna etkili moleküller arasında; asetilkolin, dopamin, karbolin, dimetiltriptamin ve seks hormonları olarak bilinen östrojen ve testosteron vardır. Seks hormonlarının düzeyleri, FSH ve LH adlı moleküller tarafından kontrol edilir. LH hormonu, erkeklerde testosteron sentezini artırır. Rüyaların cinsel içeriği ve erkeklerde görülen cinsel organ sertleşmesi bu mekanizma ile meydana gelir. Cinsel içerikli rüyalar, genellikle cinsel isteklerin uzun süreli karşılanamamasına bağlı görülebilir.
Sanılanın ve bilinenin aksine kadınların asıl cinsel organlarının vajinaları değil, klitorisleri olduğunun altını çizen CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe, bu hassas bölge hakkında önemli bilgiler verdi ve görevlerini sıraladı.
Kadınların ve hatta erkeklerin çoğu, kadın cinsel organının sadece vajinadan ibaret olduğunu sanırlar ama aslında gerçek başkadır. Gerçekte kadınların en hassas bölgesi olan, boşalma ve orgazm oluşumunda merkezi öneme sahip çok önemli bir anatomik yapı daha var, o da klitoristir.
Klitoris, kadınların boşalması ve orgazmı için çok önemli
Klitoris, kadınların en hassas bölgesidir. Damar ve sinirlerden oldukça zengin bir yapıdır. Yaklaşık 8000 sinir lifi bulunur. Bu lif yoğunluğu peniste bulunanın yaklaşık iki katıdır. Vücudun başka hiçbir bölgesinde bu kadar yoğun sinir lifi yoktur. Ancak kadınların çoğu cinsel organlarının yapısını bilmiyor çünkü ülkemizde cinsel eğitim verilmiyor. Bu da ileride cinsel sorunların yaşanmasına yol açabiliyor.
Kadınlarda en sık gördüğümüz cinsel sorunların başında boşalma ve orgazm sorunları geliyor. Aslında kadınlar kendi bedenlerini tanımadıkları, nelerden hoşlandıklarını bilmedikleri için partnerlerini de yönlendiremiyorlar ve bu yüzden de boşalamıyorlar. Oysaki klitoris kadınların boşalması ve orgazmı için çok önemlidir. Kadınların boşalması ve orgazmı büyük ölçüde klitorisin uyarılması ile gerçekleşebiliyor. Erkekler de cinsel ilişki sırasında partnerlerini mutlu etmeye, cinsel performanslarına ve penis boyuna fazlasıyla kafayı takıyorlar ve sadece penis-vajina ilişkisine odaklanıyorlar. Oysa kadının ruhunu okşayıp klitorisini de uyardıklarında zaten kadınlar rahatlıkla boşalabiliyorlar.
Klitorisin çok önemli 3 işlevi var
Klitorisin başlıca 3 işlevi var. Klitoris öncelikle;
Şarkıcı Katy Perry'den kısa bir süre önce boşanan komedyen Russell Brand, özel hayatıyla ilgili yaptığı açıklamayla herkesi şaşırttı. Bir TV programına katılan Brand, telefonla bağlanan bir seyircinin "En fazla kaç kez orgazm olduğu" sorusuna "Sadece bir gecede dokuz kez" diye cevap vererek gündeme bomba gibi düştü. Biz de cinsel ilişki sırasında, bir gecede dokuz kez orgazm olmanın mümkün olup olmayacağını CİSED Onursal Başkanı Cem Keçe’ye sorduk.
Erkekler gerçekten bir gecede defalarca boşalabilir mi, yoksa bu bir efsane mi, cinsel mit mi? İşte bu soru, herkesin kafasını karıştırıyor. Çünkü erkeklerin ardı ardına cinsellik yaşayabilmesi, bir gecede defalarca cinsel ilişkide bulunabilmesi ve performanslarının hep doruk noktalarında olması beklenir. Oysa cinsel ilişkinin ardından yaşanılabilecek yeni ilişkinin ya da ilişki sıklığı ve süresinin normal bir değeri yoktur. Normallik, kişiden kişiye, çiftten çifte değişkenlik gösterebilir. Çünkü kişide cinsel ilişki sıklığını belirleyen, cinsellik dürtüsünün doyurulma ihtiyacıdır. Bireyin veya çiftin gerekli bulduğu cinsel ilişki sıklığı, günde birkaç kere de olabilir, ayda bir kere de…
Erkeklerin fizyolojisi buna müsaittir
Erkekler çözülme (resolution) adı verilen bu dönemde cinsel açıdan uyarılamazlar, hatta uyarılmayı istemezler ve penisleri hemen ikinci bir seks için sertleşemez. Tamamen normal ve olağan olan çözülme dönemi, erkeğin yaşına, seks yaptığı ortamına, partnerine ve o günkü ruhsal durumuna göre birkaç dakikadan birkaç saate kadar değişebilir. Erkekten erkeğe, aynı erkek için günden güne değişiklik gösterebilir. Bu nedenle aynı gece birde fazla boşalma kesinlikle bir efsane veya bir cinsel mit değildir. Erkeklerin fizyolojisi buna müsaittir.
Basına açıklama yapan Russell Brand’in tek bir gecede yaşadığı 9 boşalma, aslında gerçekleştirilebilir bir eylemdir. Ancak çok sıra dışı bir durumdur. Genç erkekler bunu çok özel koşullarda yapabilirlerken, orta yaş ve üstü erkekler uyuşturucu kullandıklarında veya mani gibi ruhsal bir durum yaşadıklarında aynı gecede 9 defa boşalabilirler.
Bipolar bozukluk olabilir
Russell Brand’in “Yoğun bir enerjim vardı ve ne onu bir şekilde harcamam gerekiyordu, çılgınca bir şeydi!” ifadesi, bipolar bozukluk gibi karmaşık bir ruhsal rahatsızlığı akla getiriyor. Bipolar bozuklukta, ruh hali değişimleri ağır bir depresyondan, aşırı coşkuya kadar değişebilir. Ruh hali değişiklikleri çok hafiften çok fazlaya kadar yayılabilir ve dakikalardan saatlere kadar uzanan bir zaman diliminde aşamalı veya aniden gerçekleşebilir.
CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe, yaptığı bir açıklama ile vajinismus gerçeğinin gölgede kalan yanlarını anlattı. Vajinismus erkekleri olarak adlandırılan erkeklerin ve partnerlerinin kısır döngüye giren sorunlarına değindi.
“Vajinismuslu kadınların partnerleri yani vajinismus erkekleri; zamanla ve hastalık ilerledikçe istenmedikleri, reddedildikleri veya yeteri kadar sevilmedikleri duygularına kapılabiliyorlar. Bu duygulara kapılan erkeklerde zamanla sertleşme yetersizliği, cinsel isteksizlik veya erken boşalma ortaya çıkabiliyor” diyen Keçe sözlerine şöyle devam etti:
“Kadının korkuları kadar erkeğin de cinsellikle ilgili kaygıları olabiliyor ve iki tarafın korkuları vajinismusu besleyebiliyor. Ne zaman ki kadın tedavinin sonlarına doğru ilişkiye hazır hale geliyor, o zaman erkekte de başarılı olup olamayacağı kaygısıyla yeni bir sorun başlayabiliyor. O güne kadar hiçbir sertleşme sorunu olmayan erkeklerde dahi, bu tedirginlik ve başarısızlık korkusu ortaya çıkabiliyor, bu heyecanla birlikte sertleşme de sağlanamayabiliyor.
Kadın iyileşme sürecine girdiğinde erkek kendini ispatlamak zorunda hissedebiliyor ve bu yoğun stres altında başarısızlıklar yaşanabiliyor. Bu durum zamanla daha ağır bir cinsel strese dönüşebiliyor. Tedavi görmüş eşin veya olaydan haberi olan yakın çevrenin olumsuz etkileri, beklentilerin karşılanmadığı hissiyle erkekte özgüven yitirilmesine sebep olabiliyor ve var olan olumsuz durum kısır döngüye yol açarak, aylar boyu süren sertleşme sorunlarına zemin hazırlayabiliyor. Kadının vajinismusa yol açan korkuları ve kasılmaları tedavi edilip iyileştirilse de, bazen erkekteki sertleşme sorunu devam edebiliyor.”
Erkek terapist rolünde
Vajinusmus sorunu ile karşılaşıldığında erkeklerin genellikle ne yapacaklarını bilemediklerini ve kendilerini çaresiz hissedebileceklerini ifade eden CİSED Psikoterapi Eğitimleri Koordinatörü Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Cebrail Kısa şunları söyledi:
“Vajinismus erkekleri yaşadıkları çaresizliği aşmak için, ilk cinsel denemelerin üzerinden bir aya yakın bir zaman geçmişse, artık bunun için profesyonel bir destek alınması gerektiğini kabul etmeli ve eşlerini zorlamadan tedaviye yönlenmelidirler.
Genellikle çiftler, cinsel hayatları monotonlaşmış olsa dahi, suçluluk duygusu yaşamaktan kaçınmak adına cinsel hayatlarını renklendirecek cinsel fantezilerden, seks oyunlarından ve seks oyuncaklarından yararlanmak istemiyor. Bu suçluluk duygusunun altında yatan kültürel düşünce sistemi, aile baskısı, cinsel mitler ve korkular, cinselliğin vazgeçilmezlerinden biri olan seks oyuncakları kullanımını olumsuz bir şekilde etkiliyor. Fakat düşünülenin aksine, hem cinsel fanteziler hem de seks oyuncakları bilinçli bir şekilde kullanıldığında, aşırıya kaçılmadığı ve kimseye zarar verilmediği takdirde, çiftlerin cinsel hayatına pozitif yararlar sağlayabiliyor. CİSED Onursal başkanı Cem Keçe, tekdüze giden cinsel hayatın daha iyi olması için seks oyuncaklarının kullanımı hakkında merak edilenlere açıklık getiriyor.
Cinsel hayatınızı renklendirmenin yolları
Her konuda olduğu gibi seks hayatının da monoton bir döneme girmesi beklenen ama kader olmayan bir durumdur. Yeter ki çift bu durumu alışkanlık haline getirmesin! Zaman zaman yaşanan tek düze hayat mücadelesi dâhilinde nasıl ki işten, evden, okuldan, aileden ve hatta çocuklardan bile soğutabiliyorsa, cinsel hayattan ve partnerden zevk alınmaması da olasıdır. Bu durumda yapılması gereken en önemli şey iyileştirme yöntemlerini öğrenip uygulamaya geçmek olacaktır.
Çiftler cinsel hayatlarını daha iyi bir noktaya getirebilmek için seks oyunları oynayabilirler ve seks oyuncaklarından faydalanabilirler. Eğer çiftin henüz bir seks oyuncağı yoksa ilişkilerine renk katmak için mutlaka bir tane almayı düşünmelidir. Çeşit çeşit toplar, kelepçeler ve kostümler, silikon dildolar, titreşimli vibratörler, penil oyuncaklar, cinsel isteği artırıcı spreyler, renkli, kokulu, geciktiricili, tırtıllı, halkalı, noktalı ve titreşimli prezervatifler hem daha çok zevk alabilmek hem de cinsel performansı artırmak için yapılması gereken en kolay ve hızlı değişim seçenekleridir. Deneyince farkı görmek mümkündür…
BU OYUNCAĞI KİMSE ELİNİZDEN ALAMAYACAK!
Seks oyuncaklarını tanıyalım