Bir yanda penis boyunu uzatacak ilaçlar veya kremler satmaya çalışan bir sektörün yarattığı algı, diğer yanda pornografik filmlerle özendirilen uzun penis boyu, insanların zihnindeki yanlış algıyı pekiştiriyor. Cinselliği penis boyuna indirgeyen bu yanlış yönlendirme ile uzun penis boyu kadının ve erkeğin cinsel tatminin tek koşulu olarak görülüyor.
Penisinin kısa olduğunu düşünen erkeklerin yaşadığı öz güven kaybı, performans kaygısına dönüşerek dünyalarını karartıyor, onları seksten soğutuyor. Uzun penis boyu takıntısı sanıldığı gibi sadece erkeklerin yaşamlarına bir karabasan gibi çökmekle kalmıyor, kadınların da cinsel yaşamlarını alt üst edebiliyor. Partnerinin penisinin kısa olduğunu düşünen kadınlar cinsellikten zevk alamıyor, boşalamıyor ya da orgazm olamıyorlar.
Oysa, yapılan fizyolojik çalışmaların açıkça ortaya koyduğu gerçek çok farklıdır. Normal penis boyu sert haldeyken ortalama 9-14 cm arasındadır. Penisin 8 santimden kısa olması cinsel ilişkinin gerçekleşmesi için çoğu zaman yeterli olmazken, çok uzun olması da cinsel ilişkinin konforunu bozabilir. Vajina ise, yaklaşık 9-10 cm uzunluğunda, tüp biçiminde ve içine giren penisin büyüklüğüne göre esneyip, uzayabilen bir organdır.
Kadının cinsel ilişkiden haz alması vajinanın ilk 3 cm’lik kısmındaki kaslar ve sinirler sayesinde olur. Yani kadın vajinasının girişteki ilk 3 santimlik kısmını hissedebilir, geriye kalan kısımlardan haz almaz. Ayrıca kadının boşalması ve orgazmında en önemli rol, vajina iç dudaklarının üst kesişim noktasında bulunan klitorisindir.
Klitoris erkeklerdeki penisin kadınlardaki karşılığıdır ve kadınların en hassas bölgesidir. Klitorise yapılan basınç ve uyarı ile boşalma ya da orgazm geçekleşir. Kadınlar "klitoral boşalma" ve "vajinal boşalma" olmak üzere iki tür boşalma deneyimlerler. Klitoral boşalma doğrudan klitorise yapılan baskı ile daha kısa sürede gerçekleşir. Vajinal boşalma ise, ya erkeğin penisinin vajinaya girip çıkarken klitorise yaptığı baskı ya da penisin vajinanın içerisindeki hareketi sırasında, vajinanın giriş kısmındaki kas ve sinirlerin klitorise yaptığı uyarılar ve vajina içindeki G noktasının uyarılması sonucunda oluşan "dolaylı" klitoral boşalmadır. Bu nedenle klitoral boşalma ile vajinal boşalma fizyolojik olarak aynıdır ama duygusal olarak hissedilenler ve alınan zevk açısından farklıdırlar. Çünkü vajinal boşalmada partneri ile birlikte olmak, onunla tamamlanıp bütünleşmek kadına çok daha yoğun duygular yaşatır.
Sabah dinlenmiş vücut ve zihinle sekse odaklanmak diğer zamanlara göre daha kolaydır. Aynı zamanda erkeklerde testosteron hormonunun en çok salgılandığı saatler sabah saatleridir. Buna ek olarak, sabah saatlerinde yaşanılan seksle güne başlamak çifte mutluluk hormonu salgılatacağı için onları gün boyu mutlu kılar. Ayrıca sabah seksi çifte istenildikleri ve arzulanıldıkları hissini yaşatarak güne başlattığı için bu duygu durumu, gün boyu devam eder ve çiftin birbirine olan ilgi ve isteğinin sürekli olmasını sağlar.
Sabah seksi, akşam seksine odaklanmış çifte, günün çeşitli saatlerinde seks olabileceğini ve zevk alabileceğini öğreten bir süreçtir. Monotonlaşan cinsel yaşama da renk katar. Ayrıca bu durum metabolizmanın hızlı çalışacağından da bir çeşit sabah egzersizi olarak düşünebilir.
[fotogaleri=1353]
Partneri tatmin etme zorlantısı erken boşalmanın en sık görülen nedeni olduğu kadar devam etmesinin de en önemli nedenleri arasındadır. Oysa gerçekte erkek, sevişirken ruhunu ve bedenini koşulsuz bir "armağan" olarak kadına sunar. Kadın, bu armağanı kabul eder ve bundan sonrası kadının işidir. Kadın için "cinsel boşalma" öğrenilebilir bir reflekstir. Bu nedenle kadının, erkeğin onu tatmin etmesini beklemek yerine, boşalmasının sorumluluğunu alması gerekir.
Boşalmayı cinselliğin en önemli amacı olarak görmekten vazgeçen bir kadın, dokunmanın verdiği hazza odaklandığında ve vakti geldiğinde istemli kasılmalarla benim "sıçrama" adını verdiğim tekniği kullanarak boşalabilir.
Bu teknikte; kadın vücudunda istemsiz bir gerginlik hissettiğinde, hem vücudundaki kasları hem de boşalmasından sorumlu olan, makat ve vajina girişini çepeçevre saran, 8 rakamı şeklindeki aşk kaslarını istemli kasarak sıçrama yapar. Ayrıca sevişme ve cinsel birliktelik sırasında, reddedilmeyi ve başarısız olmayı göze alarak, erkekten onu cinsel olarak uyaracak şeyleri yapmasını talep eder.
Bu süreçte kadın, ön sevişmeye odaklanır; partnerinden yaygın, ritmik, kesintisiz ve yeterli süre klitoris uyarısı yapmasını ve başta meme uçları, kulak arkaları, bacaklarının iç yüzleri olmak üzere tüm erojen bölgelerini uzun süre uyarmasını ister. Çünkü kadın boşalmak için bir sıçrayışa ihtiyaç duyar ve bunun için başta aşk kasları olmak üzere vücudundaki tüm kaslarını istemli olarak kasması gerekir.
Sonuç olarak, kadının erkeğin bedenini kullanarak, fantezi kurarak, boşalmasını kolaylaştırmak için zamanı geldiğinde kendini kasarak, yani sıçrama yaparak cinsel boşalmasının, orgazmının ve cinsel tatmininin sorumluluğunu alması, cinsellikte büyük önem taşır.
Kadının boşalması için sadece penise ihtiyacı yoktur, bunu değişik şekillerde başarabilir. "Boşalmak için sorumluluk almak" adını verdiğim bu yaklaşım, kadına sorumluluk yüklerken erkeği özgürleştirerek çifti de özgürleştirir; erkeğin boşalma denetimi kazanmasına yardımcı olur. Böylece tatminkâr bir cinsellik yaşanabilir. Ancak tüm bunların olabilmesi için erkeğin kadını aşkla arzulaması, aşkla sevmesi, aşkla dokunması çok önemlidir. Çünkü seks erkekler için bir gereksinim ve “boşalmak” keyif verici bir hedeftir ama kadın için seks yakınlıktır, romantizmdir, arzulanmaktır ve “boşalmak” bir hedef değil, bir sonuçtur.
Her şeyden önce sekste aşk kaslarınızı çalıştırırsanız birbirinize içten bir şekilde bağlanabilirsiniz. Çünkü bu kaslar genital organlarda cinsel enerji toplamak için kasılır ve gevşek bırakılır.
AŞK KASLARI NASIL BULUNUR?
Aşk kaslarını bulmak kolaydır, çünkü idrarınızı yapmamaya veya durdurmaya çalıştığınızda kasılırlar. Güçlü aşk kasları cinsel duyguların yoğunluğunu arttırır, çünkü orgazm sırasında ritmik bir şekilde kasılırlar. Kaslarınız ne kadar güçlü olursa aldığınız zevk de o kadar büyük olur.
Aşk kaslarının çalıştırmak için; rahat bir şekilde sırt üstü uzanın. Düşüncelerinizi susturmak ve bedeninize yoğunlaşmak için bilinçli bir şekilde nefes alın ve verin. Bir çiçeği koklar gibi nefes alın ve bir mumu üfler gibi yavaşça nefesinizi verin. Hazır olduğunuzda nefes alın ve aşk kaslarınızı kasın ama sadece onları, kalça ve karın kaslarınızı değil. Ne kadar çok egzersiz yaparsanız o kadar kolay yaparsınız bunu. Nefesinizi dışarı verirken kaslarınızı rahat bırakın. Eğer bu size yardımcı olacaksa bu arada “aaahhh” gibi bir ses çıkarın. Daha sonra bedensel reaksiyonlarınızı takip etmek için birkaç kasılmadan sonra bir mola verin. Fazla bir şey hissetmediğinizde endişelenmeyin. Merakınızı kaybetmeyin, egzersiz yapmaya devam edin ve kendinizi olduğunuz gibi kabul edin. O zaman bu kasların bütün potansiyelini geliştirebilirsiniz.
Son olarak; şimdi de aşk kaslarınızı başka bir pozisyonda çalıştırın. Duygularınız şimdi daha mı yoğun? Örneğin sırt üstü uzanın, dizlerinizi kırın ve ayak tabanlarınızı yere koyun. Ya da tam olarak yere çömelin, dizlerinizi ayırın ve topuklarınız yere bassın. Belki bir sandalyede oturarak da yapabilirsiniz.
Aşk kaslarınızı günde en az bir kere birkaç dakika boyunca kasınız. Bu kaslarınızın farkına varır varmaz seks sırasında partnerinizi onlarla uyarabilirsiniz. Bu kasları nefes egzersizlerinde de kasabilirsiniz ve bu arada yukarıya doğru cinsel enerji iletip zevki bütün bedeninizde hissedebilirsiniz.
Aşk kaslarınızı tamamen gevşek bırakabildiğinizde sekste muhteşem duygular ortaya çıkar. Belki de kendinizi partnerinize tamamen teslim edebilir ve etrafınızdaki her şeyi o an unutabilirsiniz. Ayrıca bu egzersizleri erken boşalma, iktidarsızlık, orgazm olamama, disparoni veya vajinismus gibi cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde de kullanabilirsiniz.
Cinsel hayatlarını renklendirmek isteyen çiftler için porno filmler ve seks oyuncakları doğru tercih olabilir. Uzman Psikolojik Danışman A. Cem Keçe, porno izlemenin çiftlerin cinsel hayatlarını canlandıracağını ancak dikkat edilmesi gereken bazı noktalar olduğunu vurguladı.
Kendi kendilerine ya da eşleriyle arzuladıkları cinsel yaşantıyı yakalamakta zorlanan veya cinsel yaşantılarının sıradanlaştığını fark eden çiftler için porno filmlerin uyarıcı, ateşleyici, başlatıcı ve destekleyici işlev görür.
Porno filmler; başka çiftlerin sevişmeyi nasıl başlattığı, nasıl devam ettirdiği, neler yaptığı gibi merak edilen tüm konularla ilgili cevapların bulunabileceği yerler. Porno, monotonlaşmış cinsel birlikteliklere renk kattığı gibi ilişkileri canlandırır, tazelerler. Çiftler porno filmlerde yeni şeyler görür, öğrenir ve bunlar arasından uygun olanları seçerek cinsel yaşamlarına aktarabilirler. Porno ile cinsel yaşantı daha heyecanlı, keyifli, tatmin edici, memnuniyet verici hale gelebiliyorsa bu durum, seyredilen porno filminin çiftin yaşadığı cinselliğe olumlu etkiler yaptığı anlamına gelir. Çünkü cinsellik öğrenilebilen ve geliştirilebilen bir davranış. Ancak porno filmler iki ucu keskin bıçak gibidir. Porno dergiler, porno filmler ve özellikle internet pornosu çift ilişkisinde büyük sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir.
Kıskançlığa neden olabilir
Pornonun bir ilişkide yol açacağı sorunların başında kıskançlık ve gerçek dışı beklentiler, eşe karşı isteğin azalması, eş ile geçirilecek zamandan çalma gelir. Porno, cinsel bilgi eksiğini sadece porno ile tamamlayan çiftlerin yanlış algı ve düşüncelere kapılma olasılıklarını artırır. Bazı çiftler porno filmlerde izlediklerini gerçekmiş gibi algılar ve ulaşılması hiç de gerekli olmayan cinsel standartlara farkına varmadan şartlanmaya başlar. Porno filmlerindeki kadın ve erkek oyuncuların saatler boyu süren hazları, abartılı sesleri, üst üste orgazmlar yaşıyor olmaları beklentilerin değişmesine yol açar. Ayrıca devasa penisler, kusursuz kadın bedenleri hem kadın hem de erkek üzerinde beden algılarının olumsuz yönde etkilenmesine neden olur.
Beklentileri yükselterek cinsel mutsuzluğa neden olabilir!
Partnerleriyle ilgili yanlış ya da abartılı beklentiler erkeğin ve kadının üzerinde performans endişesi yaratır ve bu doğrultuda erkekte empotans, erken boşalma ve orgazmı yaşayamama gibi sorunlar, kadında cinsel mutsuzluk baş gösterir. Denenmeye çalışılan bir takım cinsel ilişki şekilleri eşler arasında anlaşmazlıklar yaratabilir. Dolayısıyla bir yandan cinsel yaşamı renklendirmek için kullanılan porno filmlerin hazzı artıran bir araç olduğunun unutulmaması, diğer yandan da çiftlerin porno filmleri gerçekmiş gibi algılamamaları ve ulaşılması hiç de gerekli olmayan cinsel standartlara ulaşmaya çalışmamaları gerekir. Bundan dolayı çiftlerin dikkatli olması ve porno kullanımı konusunda kendilerini gözlemlemeleri gerekiyor.
Aşk kaslarınızı günde en az bir kere birkaç dakika boyunca kasın. Bu kaslarınızın farkına varır varmaz seks sırasında partnerinizi onlarla uyarabilirsiniz. Bu kasları nefes egzersizlerinde de kasabilirsiniz ve bu arada yukarıya doğru cinsel enerji iletip bunu bütün bedeninizde hissedebilirsiniz.
Aşk kasları egzersizlerini erken boşalma, iktidarsızlık, orgazm olamama, disparoni veya vajinismus gibi cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde de kullanabilirsiniz.
[fotogaleri=1353]
Aşk kaslarınızı günde en az bir kere birkaç dakika boyunca kasın. Bu kaslarınızın farkına varır varmaz seks sırasında partnerinizi onlarla uyarabilirsiniz. Bu kasları nefes egzersizlerinde de kasabilirsiniz ve bu arada yukarıya doğru cinsel enerji iletip bunu bütün bedeninizde hissedebilirsiniz.
Aşk kasları egzersizlerini erken boşalma, iktidarsızlık, orgazm olamama, disparoni veya vajinismus gibi cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde de kullanabilirsiniz.
[fotogaleri=1353]
Ülkemizde her 10 kadından birinde görülen ve çiftlerin cinsel hayatlarını kâbusa çeviren vajinismus, yıllardan beri “cinsel birleşme sırasında vajina kaslarının kasılması ve cinsel ilişkiyi engellemesi” olarak tanımlanmaktadır. "Aslında vajina kaslarının kasılmasına neden olan beyindir, bu nedenle de bu hastalığa vajinismus yerine “beyinismus” denmesi daha doğru olur." diyen CiSED Onursal başkanı Cem Keçe, tüm yönleri ile vajinismusu anlatıyor.
Ülkemizde çiftlerin cinsel terapiye başvurma nedenlerinde vajinismus ilk sıralarda yer alır. Diğer ülkelerde bizdeki kadar yaygın olmayan vajinismus, ülkemizde cinsel hayatı aktif olan her 10 kadından birinde görülmektedir. Bunun temel nedeni de kadına çocukluğundan itibaren aşılanan cinsellikle ve özellikle kızlık zarıyla ilgili olumsuz telkinlerdir. “İlk gecenin çok acılı, ağrılı olacağı, oluk oluk kanlar akacağı, canının çok yanacağı ama dişini sıkması gerektiği, içinde bombalar patlayacağı, cinsel ilişkinin tıpkı iğnenin deliğinden limonu geçirmeye benzediği, deliğin küçük ve dar olduğu, kızlık zarının yırtılacağı, delineceği, patlayacağı, çok kanama olursa hastaneye kaldırılabileceği, ilk gece kadın ve erkeğin birbirine kilitli kalabilecekleri” gibi olumsuz telkinler çocukluktan itibaren kadının kafasına yerleşir ve cinsel ilişkiyi gözünde fazlaca büyütmesine neden olabilir. Bunları duyarak büyüyen bir genç kızın ileride cinsel hayatında sorun yaşaması kaçınılmazdır. Çünkü vajinismus aslında kadının kendini korumasıdır, savunmasıdır. Yani vajinismus bir savunma mekanizmasıdır.
Beyinismus nedir?
Vajinismus yıllardan beri vajinanın ilk 1/3’lük kısmındaki kasların cinsel birleşmeyi engelleyecek şekilde istem dışı kasılması olarak tanımlanıyor. Vajinismus dendiğinde sadece vajina kaslarının kasılması akla gelse de aslında cinsel birleşme sırasında her kadında farklı tepkiler olabilir. Sadece vajina kasları değil, kadının tüm vücudu kasılabilir, bacaklarını kapatabilir, eşini elleriyle itebilir, hatta panik atak benzeri bir durum yaşanabilir. Peki, başta vajina kasları olmak üzere vücuttaki kasların istem dışı kasılması neden olur? Vajina durup dururken kendi kendine kasılmaz, vajinanın kasılmasına neden olan beyindeki cinselliğe dair olumsuz duygu ve düşüncelerdir. Aslında vajinismusa neden olan genellikle vajina değildir, beyindir. Bu nedenle de vajinismus yerine beyinismus demek daha doğru olacaktır.
Penis ve vajina figürandır, başrol oyuncusu beyindir
Cinsellik tamamen beyinle ilgili bir süreçtir. Cinsel organlar denildiğinde akla penis ve vajina gelir ve toplumda cinselliğin penis-vajina birleşmesinden ibaret olduğuna dair yaygın bir yanlış inanış vardır. Oysa ki en büyük cinsel organımız beyindir, çünkü cinsellikten alınan haz tamamen duygularımız ve düşüncelerimizle bağlantılıdır. Eğer kişinin cinsellikle ilgili olumsuz duygu ve düşünceleri varsa, cinsel ilişkiden haz alması da zordur. Sağlıklı ve mutlu bir cinsellik için kişinin konsantre olması ve kafasının başka şeylerle meşgul olmaması gerekir.
“Cinsel yaşantınız nasıl gidiyor?” Yoksa siz hala tutkulu ve sağlıklı bir birlikteliği yakalayamadınız mı?” Öyleyse size sauna, spa ve erotik masajdan yararlanmanızı tavsiye ediyoruz. Sıcak ortam gözünüzü korkutmasın! Yapmanız gereken şey, saunaya girmek, erotik masaj yapmayı öğrenmek ve size verilen ev ödevlerini yerine getirmek. Üstelik bu ödevler çok zevkli!
Modunuzu değiştirin...
Cinsel yaşamla ilgili yalan yanlış ve eksik bilgiler, toplumsal baskılar, günlük koşuşturma ya da stres derken, çiftler çoğu zaman cinsel birlikteliğin keyfine varamıyor. Ülkemizde cinsel sorunların çözümünde faydalı olan “Spa & Wellness Merkezleri” var ve sayıları gün geçtikçe artıyor. Bu merkezlerde hijyenik bir ortamda rahatlama ve gevşeme sağlanabiliyor. Sauna, spa ve hamam gibi aktiviteler sadece cinsel organlara kan akımını hızlandırmakla kalmayıp, kişinin modunu değiştirerek ve iyi hissetmesini sağlayarak endorfin, seratonin gibi mutluluk hormonlarının salgılanmasını hızlandırıyor, kan dolaşımını hızlandırarak cinsel isteğin artmasına yol açıyor.
Seks sıcağı sever mi?
Seks sıcağı dolaylı olarak sever. İnsanlar sekse çağrıyı çoğu zaman koku ve görüntüyle yapıyor. Çıplaklık ve giyilen rahat giysiler, seks çağrısının daha sık olmasını sağlıyor, cinsellik artıyor. İnsanların cinselliği havadan sudan etkilenebiliyor. Yazın gelmesiyle birlikte cinsel istekte artış oluyor yani insanlar havalar ısınınca daha çok seks yapmaya başlıyorlar. Çünkü güneş ışığı cinsellik için önemlidir, ışık kesildiği zaman mutluluk hormonu olan seratonin seviyesi düşüyor, insanlar daha mutsuz oluyor. Doğanın baharda yeniden canlanması gibi insanların cinsel hayatı da hava sıcak olunca canlanıyor…