Yasemin Boran: Yerli malı kullanmalı

Yasemin BORAN

Benim çocukluğumda ‘‘Yerli malı, yurdun malı/herkes bunu kullanmalı’’ diye bir slogan vardı. Okullarda ‘‘Yerli Malı’’ konulu kompozisyonlar hazırlanır, günlerce çalışırdık. Sonra ne oldu, bilmiyorum ama yabancılaştık. Hem de her konuda. Neredeyse mutfağımızın yarısı, yiyecek-içecek yabancı mallarıyla dolu. Kedilerimizi, köpeklerimizi bile yabancı mamalarla besliyoruz. Ya tavuklar, atlar ve çiftlik hayvanları... Onları da yabancı yemlerle büyütüyoruz. Geçenlerde bir tavuk çiftliğinin sahibiyle sohbet ediyorduk. Zor durumda olduklarını öğrendim ve çok şaşırdım. Nedenini öğrenince daha da şaşırdım. Efendim tavuklara verdikleri mısır bile yurtdışından geliyormuş. Çünkü, bizim mısırların nem oranı ve kalitesi çiftlik tavuklarını besleyecek nitelikte değilmiş.

Bugüne kadar bizim yerli mısırla beslenen lezzetli tavuklarımız acaba nasıl semiriyorlardı, diye düşünmeye başladım. Çiftlik tavuklarının kısa bir sürede semirmeleri için özel bir yeme ihtiyaç varsa ve de temel maddesi mısır ise, acaba biz kendimiz niye sahip olduğumuz mısırları yabancı kaliteye ulaştırmak için çalışmıyoruz? Acaba üretmek, almaktan daha mı, pahalıya geliyor? Bilemiyorum. Zaten bu işlerden de pek anlamam. Ama düşünüyorum. En azından düşünmeyi biliyorum. Sonra elin memleketine gidiyorsun. Ve sen orada yabancısın. Senin gibi başka yabancılar da var. Koreli, İspanyol, İtalyan vs... Onlarla arkadaşlık ediyorsun. Sonra bir de bakıyorsun, adam bir şey alacağı zaman kendi memleketlisinin satış yaptığı mağazaları arıyor. Gidip oralardan alışveriş yapıyor. Şaşırıyorsun. Soruyorsun. Kendi memleketenin dışında niye memleket malları aldığını anlamıyorsun. Tabii bunda anlaşılmayacak bir şey yok. Adam yabancı ellerde kendi memleketini destekliyor. Buna karşılık bizim aklımızın ucundan bile böyle bir düşünce geçmiyor.

Çok mu zenginiz, yoksa düşüncemiz mi, kıt. Ama her ne olursa olsun yaşadığımız şu son tecrübeden sonra düşünmeye başlasak ve yerli malı kullansak diyorum,

Yasemin'ce...