Yasemin Boran: Tuhaf havalar

Yasemin BORAN

Havalar ne tuhaf, farkında mısınız? Bu mevsim İstanbul gri, puslu ve bulutlu. Tam da yazlıkları çıkartıp üfül üfül dolaşacağımızı sevinçle beklerken, şu hale bak. Güneşin pırıltılarını sadece bir kaç gün yaşayabildik. Sonra bir de öğrendik ki, sular seller götürüyormuş Güney'i. Antakya sular altında kalmış. Nasıl üzüldüğümü anlatamam. Çok fazla şaşırdığımı söyliyemeyeceğim. Çünkü, çevrenin canına okumaya devam ediyor. Doğanın dengesini bozuyoruz. Sonuçlarına da katlanacağınız pek tabii. Ama yine de üzülüyorum. Zor durumda kalan, felakete uğrayanlar için ayrı üzülüyorum. Sonra suların götürdüğü mahsul için üzülüyorum. Topraklar için üzülüyorum. İklim dengesinin bozulduğu için üzülüyorum. Ve bütün bunların yaratacağı gelecek sonuçları düşünüp üzülüyorum. Çünkü, meydana gelen her türlü olay, dönüp dolaşıp bize geri yansıyor.

Biliyorsunuz yansımalar dünyasında yaşıyoruz. Bizimle hiç ilgisi yokmuş gibi gözüken çok uzaktaki olaylar bile nihayetinde gelip bizi de etkiliyor. Kaçacağımız, göçeceğimiz hiç bir yer yok. Dünyanın bir köşesinde dengeler bozuldu mu, ucu bize kadar yansıyor. Tabii bunun tersi de meydana geliyor. Yani bizim bugün etkilendiğimiz bir durumdan yarın dünyanın uzak bir köşesi etkileniyor. Ve neden bunları yaşadığını bilemiyor. Bir zamanlar dünyanın çok büyük olduğunu zannediyorduk. Okyanusta yapacağımız bir deneyin kimseye bir zararı olmaz diye düşünüyorduk. Japonya'da patlayan bir bomba sadece Japonya'ya zarar verecek sanıyorduk. Ve bu zannetmelerimiz ne yazık ki, hala devam ediyor. Hala çevreye verdiğimiz zararların geri dönüp bize zarar vereceğini anlamıyoruz. Ama artık anlasak iyi olacak diyorum, Yasemince...