Yasemin Boran: Neden anlamıyoruz?






Yasemin BORAN
Haberin Devamı

Son günlerde bana gelen mail ve fakslardan 'söylediklerimi anlamıyorlar' şeklinde yakınmalarla karşılaşıyorum. Mesela şöyle diyorlar;

'Ben bir şey anlatırken, onlar bambaşka şeyler düşünüyor ve o düşünceleriyle benim anlattıklarımı değerlendiriyorlar. Önceleri bunun farkında değildim. Ama son günlerde nasıl anlatırsam anlatayım, anlattıklarımı bambaşka anladıklarını gördüm. Verdikleri cevaplar karşısında hayrete düştüm. Sonra anladım ki, anlattıklarımı kendi kafalarındaki başka bilgilerle dinliyorlar ve bambaşka anlıyorlar. Söylemek istediklerimi tam olarak anlatabilmek için ne yapmalıyım?'

İşte buna benzer bir dolu mektup. Sanırım çağımızın en önemli sıkıntılarından biri 'anlaşılmamak' diğeri de 'dinlememek'.

Peki, bu sıkıntıları yaşayan kişinin bizzat kendisi dinliyor mu? Anlatılanları ne şekilde anlıyor? Yani siz, birisini dinlerken kendi kafanızın içindekilerle değerlendirmiyor musunuz? Saf bir niyet ve açık bir yürekle mi, anlamaya çalışıyorsunuz?

Sanırım şu ara kimse kimseyi dinlemiyor. Hani şu efsanede anlatılan Babil Kulesindeki aynı ırktan olup her biri başka bir dil konuşan insanlara benzemiş bulunuyoruz. Hepimiz aynı dili konuşuyoruz ama hiç kimse birbirini anlamıyor.

Dinlediğimiz her bir kelime bizim akıl süzgecimizden geçip başka bir anlama bürünüyor. Bilgi dağarcığımız genişledikçe engin bir denize dönüşüyoruz ama bunun içine düşen kelimeler, minik taşların suyun içine gömülüp kaybolması gibi zihnimizin derinliklerin yitip gidiyor. (Sürecek)

Yazarın Tüm Yazıları