Yasak haklar iade, ne gam, hayat yine yasak

ADI: Feridun Yazar.

Görevi: HEP Genel Başkanı.

Haberin Devamı

Suçu: Genel başkan olarak yaptığı bir konuşmada fikir suçu işlemek.
Aldığı ceza: Bir yıl hapis, yüz bin lira para cezası.
Suçun işlendiği zaman: 1992, yirmi yıl önce.
Feridun Yazar’a verilen ceza 1999 yılında infaz ediliyor. Arada HEP kapatılıyor.
2002 yılında Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi Yazar’a memnu hakların iadesi kararını veriyor. Memnu haklar, yani kamu haklarından yoksun kalmak. Mahkeme, kamu haklarını kullanabilirsin, diyor. 2009 yılında Yazar’ın talebi üzerine, ona memnu hakların iade edildiğine ilişkin resmi yazı veriyor.
Bu işlemle birlikte, Yazar’ın savcılıktaki sabıka kaydı siliniyor. Memnu haklar açısından sorun kalmıyor. (O size öyle geliyor).
SİLAH RUHSATI
Yazar 1970’li yıllarda Şanlıurfa Belediye Başkanı. Eski belediye başkanı olarak silah taşıma hakkına sahip. Şanlıurfa Valiliğine başvurarak bu hakkını kullanmak istiyor.
7 Ekim 2010 tarihinde bu hakkını kullanmak isteği ile ilgili verdiği dilekçeyi, valilik 24 Şubat 2011’de yanıtlıyor. Yazar’ın aldığı cezayı hatırlatıyor, ardından Ateşli Silahlar Yasasının 16. maddesini vurguluyor:
“... bir yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olanlar ile (...) ideolojik, anarşik, terör ve benzeri şiddet eylemlerine katılma ve bu gibi fiileri teşvik suçlarından birinden hüküm giymiş olanlara hiç bir şekilde ateşli silah ve mermilerini taşıma ve bulundurma izni verilemez”.
Valilik bu maddeye dayanarak, “size silah veremeyiz” diyor.
TAM KOMEDİ
Buraya nasıl geliyoruz? Tıpkı, YSK’nın veto kararı gibi geliyoruz.
Savcılık Yazar’ın sabıka kaydını siliyor, ama polis silmiyor. Valilik ise, polisteki sabıka kaydını esas alıyor. Üstelik, memnu hakların iadesine ilişkin mahkeme kararı var. Daha matrak olan şu.
Son anayasa değişikliği polis kayıtları üzerinden vatandaşın mağdur edilmesini önlüyor. Ama, pratik tam tersi yönde. Anayasanın değişmesine rağmen, valilik hala polis kayıtlarına dayanarak işlem yapıyor.
Feridun Yazar şimdi ne yapsın? Dava açsın. Eh o dava beş, altı yıl sonra sonuçlanır.

Haberin Devamı

Hasta ruhlar

ERGENEKON nereye kadar uzanıyor? Bunu bilmeyecek ne var?
Buzulların hızla erimesi, beyaz kaplanların doğurması, Japonya’daki deprem, Küba’da Fidel’in iktidarı kardeşine devretmesi, Nisan’da yağan karla birlikte yolların kapanması, Barcelona’nın Kral Kupasını kaybetmesi, Berlusconi’nin genç kızlarla fotoğraflarının çekilmesi.
Hiç kuşkum yok, bunların hepsinde Ergenekon’un parmağı var. Kesinlikle var. Listeyi uzatmak mümkün. Ama, bir de, günümüz açısından önemli bir soru var.
YSK’nın BDP’nin bağımsız milletvekillerini vetosu arkasında ne var? Bunu bilmeyecek ne var? Elbette Ergenekon. YSK vetolarıyla ilgili yorumlar akla ziyan. YSK kararından gir, TKP’den çık, AKP iktidarını güçsüz kılmadan gir, Kopenhagen kriterlerinden çık, Kürt Sorunundan gir, üniversiteli gençlerin gösterilerinden çık.
Derin devlet bunların hepsini hesaplıyor, Ergenekon’un rövanşını alıyor.
Aklıma, Gogol’ün ünlü tiyatro yapıtı geliyor, “Bir Delinin Hatıra Defteri”. Adam öyle bir deliriyor ki, sonunda kendisini İspanya Kralı ilan ediyor.
Belli yayın organlarında, malum köşe yazılarında BDP milletvekillerinin YSK tarafından veto edilmesine ilişkin yorumları okuyunca, aklıma başka şey gelmiyor.

Haberin Devamı

Biz nasıl bir ülkede yaşıyoruz

TÜPGAZI dolduramıyor. Doldurunca patlıyor, yirmi kişi ölüyor. Bina çürük mü diye kontrol ediliyor, sağlam raporu veriliyor, bina üç gün sonra çöküyor. Madende grizu patlıyor, insanlar ölüyor, üç ay geçiyor, cesetleri hala çıkartılamıyor. Tersaneleri ölüm kusuyor. Yolları kan gölü.
Memurundan bilmem ne müdürüne kadar şu ya da bundan sorumlu olanlar, hiç bir şey olmamış gibi, koltuklarında arsızca oturuyor. Üniversitesinde düzgün sınav yapamıyor. Düzgün bir seçim yapmaktan aciz. Sıralamaya kalksak, kalın bir kitap olur. Kitap mı, Allah korusun, o nasıl söz öyle.
Bir yasa ötekiyle çelişiyor, anayasa hepsiyle çelişiyor, ister ona göre karar ver, ister ötekine göre. Kağıt üstündeki bu durum pratikte Arap saçına dönüşüyor.
Biz nerede yaşıyoruz? Hukuk devletinde.

Yazarın Tüm Yazıları