YAŞ’tan tamam ya darbeden zarar görenler

12 Mart 1971 darbesinden sonra 600 subay, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra 397 subay, 176 astsubay, 28 Şubat 1997 darbesinden sonra 1750 subay ve astsubayın orduyla ilişkisi kesiliyor. Disiplinsizlik gerekçesiyle.

Ayrıca, 477 askeri öğrenci askeri okullardan atılıyor. Disiplinsizlik gerekçesiyle.

Bu insanlar özlük haklarından mahrum. En basitinden emekli aylığı alamıyor.

Benzer durum Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarıyla orduyla ilişkisi kesilenler için geçerli.

Yolsuzluğu yok, uğursuzluğu yok, devlet sırrını açıklamak yok, sahtecilik yok, kesinleşmiş mahkumiyetleri yok ama, disiplin suçuyla orduyla ve askeri okulla ilişkileri kesildiği için, özlük haklarından mahrum bu insanlar.

Bu insanlar yargıya başvuramıyor, haklarını arayamıyor.

RASİM ÇAKIR’IN GİRİŞİMİ

Ancak, son referandumda bazı Anayasa maddeleri değişiyor ve her türlü ilişik kesme kararına karşı yargı yolu açılıyor. Bunun için yasa gerek.

AKP’nin yargı yolunu açmasındaki asıl amacı Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarıyla ilişkisi kesilenlerin haklarını iade etmek. Bu tür YAŞ kararlarına Başbakan ve Milli Savunma Bakanı itiraz ediyor, o itiraz kayda geçiyor ya, işte şimdi itiraz kayda geçmekle kalmayacak, yargı yolu açılacak.

AKP yargı yoluna açan tasarıyı Meclise getiriyor. Komisyonda tasarı görüşülürken farklı bir girişim oluyor.

CHP Edirne Milletvekili Rasim Çakır tasarıyla sadece YAŞ mağdurlarının haklarının iadesinin söz konusu olduğunu söylüyor ve ekliyor:

“Darbelerden zarar görenler ve askeri okullardan atılan öğrencilerin hakları ne olacak?”

Çakır onların da haklarının iadesi için bir yasa önerisi hazırlıyor. Onlar için de, yargıya başvurma yolunun açılmasını öneriyor.

HÜKÜMET NE DER

Komisyona Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül katılıyor.

Gönül, “Hükümetin kararını bilmiyorum” diyor. Bilmediği için komisyonda gündeme gelen Rasim Çakır’ın yasa önerisine karşı çıkıyor.

Hükümetin kararını bilmiyorum, derken, aslında Başbakan Erdoğan’ı kastediyor.

AKP’nin tasarısı komisyondan AKP’nin istediği gibi geçiyor, darbe mağdurları yine mağdur olarak kalıyor. Malum, AKP için amaç özellikle YAŞ kararları.

CUMARTESİ BULUŞMASI

Hayvan severler, cumartesi anneleri, sanatçılar, rektörler derken, Başbakan Erdoğan cumartesi görüşmelerinde son olarak YAŞ kararları ile silahlı kuvvetlerle ilişkisi kesilenlerle buluşuyor.

Orada darbe dönemlerinden orduyla ilişkisi kesilenlerin, askeri okullardan atılan öğrencilerin durumu da konuşuluyor.

Erdoğan, bu istemi yerinde buluyor.

Çarklar işlemeye başlıyor. AKP Gurup Başkan Vekili Bekir Bozdağ , CHP Milletvekili Rasim Çakır’ı arıyor:

“Bizim yasa tasarısı Meclis’te görüşülürken siz bir önerge verin, sizin önergenizi yasaya ekleyeceğiz.”

Yani, darbe dönemlerinde zarar görenler de haklarına kavuşacak.

Peki, ekleme ne zaman olacak? Büyük olasılıkla yarın. Mecliste yarın YAŞ tasarısının görüşülmesi bekleniyor.

Eğer tasarı Rasim Çakır’ın önerisi doğrultusunda kabul edilirse, haksızlığa uğrayanlara emeklilik aylığı bağlanacak, emsalleri esas alınarak hizmet süresine göre intibakları yapılacak, tazminatları faiziyle ödenecek.

AKP uzun süre sonra ilk kez muhalefetten gelen bir öneriyi benimsiyor.

Beşiktaş Çiftliği

YOO, Beşiktaş’ın İtalyan asıllı futbolcusu, penaltı üstadı Ferrari’yi göndermek, o kadar kolay değil.

Pek çok yabancı futbolcu gibi, Ferrari de, Beşiktaş Çiftliğinde hayatını yaşıyor. Dört yıllık anlaşması var. Yılda 2.5 milyon Euro garanti. Toplam 10 milyon Euro. Transferi için de, Cenova Kulübü’ne 4.5 milyon Euro bonservis, etti mi sana, 14.5 milyon Euro. Üstüne üstlük, Ferrari’yi gönderebilmesi için Beşiktaş’ın yaklaşık 6 milyon Euro tazminat ödemesi gerekiyor. Gider mi adam, neden gitsin?

Diğer yabancı futbolcu transferleri ve onların gönderilmesi, Holosko, Zapo, Tabata skandalları da ortada.

Beşiktaş Çiftliğinde hesapsızlık, kitapsızlık yetmiyor, buna Şeref Tribününde yumruklaşmalar, kavgalar ekleniyor.

Bu utanmazlık bazı gazetelere kasıtlı olarak, farklı yansıtılıyor. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal haklı olarak suç duyurusunda bulunuyor.

Koca Beşiktaş’ın şu haline bakın. Futbolcusuyla, yöneticisiyle, teknik direktörüyle yerlerde sürünüyor. Ne üslup var, ne yönetim, ne futbol.

Ya Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım? O ayrı bir vaka. Biz Beşiktaşlıların sorunu Beşiktaş Çiftliği ve oranın kahyaları.

Biz bunlardan ne zaman kurtulacağız?
Yazarın Tüm Yazıları