Türkan Saylan’dan özür dilemek

İSTANBUL Cumhuriyet mitinginde Prof. Dr. Türkan Saylan kürsüde:

"Darbelere ve şeriata karşıyım."

İzmir Cumhuriyet mitingine giderken, Türkan Saylan uçakta arkadaşlarına yapacağı konuşmayı gösteriyor:

"Darbe heveslileri olabilir, bu miting onlara karşı olacak, ben de, darbe ve şeriata karşıyız, diye bir konuşma yapacağım."

Türkan Saylan
bu yıl eğitim alanında Vehbi Koç Ödülü’nü kazanıyor. Son yıllarda özellikle Güneydoğu’da pek çok okul ve yurt yapımına öncülük ediyor. Oradaki insanlarla iletişim kurmak için, Kürtçe öğreniyor.

Pek çok yoksul çocuğa, başkanı olduğu Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği üzerinden burs sağlıyor. Aynı zamanda Cüzzamla Savaş Derneği kurucu başkanı.

Türkan Saylan’ın Ergenekon bağlantısıyla dün evi aranıyor. Oysa, önünde saygıyla eğilmek gerek. Dün evi arandığı için, Türkan Saylan’dan özür dilemek gerek.

PROF. DR. HABERAL

Prof. Dr. Mehmet Haberal
’ın adı Ergenekon’un ilk iddianamesinde geçiyor.

Haberal’ın Ankara’da ve Kızılcahamam’da toplantıları sır değil. Memleketin hali ne olacak toplantıları. Her demokraside olağan hak olan, iktidara karşı siyasal alternatif arayışı. Vazgeçilmez biçimde, Anayasa çerçevesinde kalmak koşuluyla.

O toplantılara pek çok kişi katılıyor. Şimdi Prof. Haberal üzerinden o kişilere uzanan gözaltı süreci işliyor.

Garip bir zincirleme reaksiyon, kim kiminle konuşmuşsa, yanıyor.

REKTÖRLER

Benzer biçimde eski rektörler, rektör yardımcıları da, Ergenekon’da 12. dalgaya çarpıyor.

Gözaltına alınan aydınların ortak niteliği, Atatürkçü ve laik olmaları, AKP’ye karşı çıkmaları.

Bu insanlar bize göre, demokratik haklarını kullanıyor. İlk bakışta öyle görünüyor. Ama, bu insanlar savcıya göre, örgütlü darbe harekatının üyeleri.

HERKESE GÖZDAĞI

Anlı şanlı insanların gözaltına alınması, İstanbul Baro Başkanı Muammer Aydın’ın deyimiyle, "evlere baskın" biçiminde gerçekleşiyor.

Yürürlükteki yasalara (CMUK) göre, makul şüphe varsa, onlar savcılığa davet ediliyor. Gelmezse, zorla getiriliyor. Dün yapılan, daha önce çok eleştirilen yine aynı yöntem, evlere baskın. Sivil toplum örgütlerine baskın.

Bu yöntem sadece evlerine baskın yapılan insanları ve sivil toplum örgütlerini kapsamıyor.

Herkese gözdağı, her sivil toplum örgütüne gözdağı.

Ergenekon bağlantılı insanlar arasında demokrasi dışı arayışa girmiş olanlar bulunabilir. Bunun bir bölümü şu anda mahkeme aşamasında.

Ne var ki, gözaltına alınan, evleri aranan insanlara ve derneklere bakıldığında, toplumda Ergenekon’la ilgili oluşan kuşku daha da pekişiyor. O insanların ve derneklerin faaliyetleri yıllardır ortada. Ama, şimdi aniden Ergenekon.

12. dalga olduğuna göre, kim bilir kaç iddianame daha yazılacak, nihai olarak kim bilir kaç bin sayfalık iddianameler zinciri oluşacak. Bunun pratik anlamı var.

AKP iktidarda kaldığı sürece devam edecek bir dava. Demek ki, yeni dalgaları yeni gözdağlar izleyecek.

Sonra ne olacak? Hukuk Başlangıcı derslerine dönülecek. Milattan önceki Roma Hukuku dersleriyle birlikte.

Toplam 85 kırmızı kart

TOPLUM nasıl sarsılıyor, çarpıcı ve çok başka bir örneği futbolcuların gördüğü kırmızı kartlar.

Galatasaray-Fenerbahçe maçındaki rezillikler saymakla bitmez. Hele de, son anda gelen dört kırmızı kart. Bazı futbolcuların maç sırasındaki davranışları, hiç de normal olmayan bir psikolojinin göstergesi.

Spor yazarı Zeki Çol’un önemli bir tesbiti var. Geçen yıl bu hafta süper ligde toplam 54 kırmızı kart var. Bu yıl aynı süre içinde 85 kırmızı kart. Kırmızılar yüzde 68 artıyor.

Silah kullanma, suç işleme ve benzeri olaylar artarken, kırmızı kartlardaki artış bileşik kaplar tezini bir kez daha doğruluyor.
Yazarın Tüm Yazıları