Türban ve zaman

TÜRBAN için referanduma gidelim mi? Referandum, en geniş katılım, en fazla demokrasi gibi görünse de bunun böyle olmadığını biz 1980 Anayasası’nda yaşadık.Ayrıca, Avrupa Anayasa’sı için halkın oyuna başvurma kararı alan Fransa’nın başına gelenleri görmüyor muyuz? Anayasa’nın içeriğini anlatmak için Chirac az mı terliyor?Çünkü kimse işin özüyle meşgul değil. Türkiye’nin üyelik müzakereleri bile Anayasa meselesi haline getirildi. Aklı başında insanlar, Türkiye tartışmalarının Anayasa ile hiçbir ilgisi olmadığını ne kadar anlatmaya çalışırlarsa çalışsınlar, bir türlü bunun böyle olduğunu söyleyen popülist politikacılar kadar etkili olamıyorlar.Popülizmin alıcısı çok. Bizde de farklı olacağını düşünmek aşırı iyimserlik.Sorulacak soru ne kadar açık ve net olursa olsun, hangi konuda karar verildiği tam olarak anlaşılamayacak.Türkiye’de kadınlar başlarını örterek okula gitsinler mi, gitmesinler mi diye bir soru sorduğunuzda yanıt bellidir. Ama mesele bu değil ki. Türban meselesinin büyümesindeki tek neden, laik reflekslerin sertliği mi?Yetmişli yıllardan itibaren Ortadoğu ve Türkiye’de yükselen İslamcı ideolojinin hiç mi rolü yok bu çatışmada?Kadının konumu üzerinden pazarlanan bir dünya görüşünün vardığı Taliban noktalarını bu referandumda anlatmak mümkün olacak mı?Olabilseydi bugün hálá böyle bir sorunumuz olur muydu? *** TÜRBAN meselesini kadın hakları ve üniversitelerin tarafsız eğitim ilkesi açısından ele almadan karar vermek çok zor.Burası Türkiye. Eğer otobüs beklerken yanınıza biri yaklaşıp da ‘Sen ne zaman kapanmayı düşünüyorsun?’ demediyse, camide dua etmek isterken birileri uzanıp eşarbınızı düzeltmeye kalkışmadıysa, siz de istediğiniz her yere kendinizi ifade eden giysi tercihiyle giremiyorsanız, kötü bakışlar, laf atmalar ile karşılaşmıyorsanız bu konuyu tam bir nesnellik içinde ele almanız çok zor. İkinci mesele ise eğitimde tarafsızlık. Türban takan öğrencilerin hocaları tarafından dışlandıklarını, derste küçük düşürüldüklerini, sınavlarda en iyi kağıtları verseler de hak ettikleri notları alamadıkları şikayetlerini dinledim. Ama tam tersi hikayeler de duydum. ‘Falanca hoca, türbanlıları kayırır, ondan biz not alamayız’ şikayetlerini dinledikçe sıkıldım. Üniversitelerde türbanın serbest bırakılması yine kız öğrenciler aleyhine tarafsızlığı bozacak. Evet, bazı öğrenciler türbanlarıyla derse girecekler ama aynı düşüncede olan erkek öğrencilerin sahip oldukları tarafsızlık alanlarından feragat ederek başlayacaklar rekabete.*** REFERANDUMU savunup öte yandan da kızlar sadece üniversitede başlarını kapatsınlar ondan öncesi ve sonrası yasak olsun denebilir mi? Bunun insan hakları açısından savunulacak tarafı olabilir mi? Mevsimlik türban çözümü kalıcı bir uzlaşma sağlayabilir mi? Pekiyi biz bu meseleyi nasıl çözeceğiz? Bana göre en iyi çözüm zaman. Türkiye cumhuriyeti, yok farz ettiği sorunlarıyla son yirmi yıldan beri yüzleşiyor. Daha önce yapılan tartışmalar, yasakların duvarına çarparak engelleniyordu. Artık her fikrin rahatça tartışıldığı bir ortama doğru hızla ilerliyoruz. Dinlememiz gerektiğini öğreniyoruz. Bu tartışma alışkanlığı, güvensizlikleri ortadan kaldıracak. Ayrıca Avrupa Birliği sürecinin de katkısıyla demokratik kurumlarımız sağlamlaşacak. Zihniyet değişimi süreci hızlanacak. Koşulların olgunlaşmasını beklemeden sorunlarımızı çözmeyi beklemek hayalcilik.
Yazarın Tüm Yazıları