Terörle mücadele kimin işi?

PKK’nın Kerkük’te büro açtığını duyunca insanın aklına, son zamanlarda Amerikalı yetkililerin verdikleri sözler geliyor.PKK’nın Kuzey Irak’taki faaliyetleri konusundaki şikayetler ciddiye alınıyor, Irak yasaları çerçevesinde gerekenin yapılması için harekete geçiliyordu. ABD Dışişleri Bakanı Rice’ın Irak koordinatörü Richard Jones ile, nisan ayında kendisiyle yaptığım söyleşiyi anımsıyorum. Neler demişti neler. ‘Her şeyden önce PKK konusunda çok kararlı olduğumuzu söylemek istiyorum. Evet bugün PKK Irak’ta faal. Bu konuda raporlar alıyoruz ama bu faaliyetler, Irak’ta bizim güçlerimizin bulunmadığı uzak bölgelerde. Irak’ın ücra bölgelerinde. Buralarda Irak güvenlik güçleri de yok. Bu yüzden gelen raporların doğruluğu, PKK’nın gücüne ilişkin bilgilerin doğruluğu hakkında karar vermek çok zor. Ama gücümüzün olduğu bölgelerde PKK’nın faaliyetleri konusunda bilgi aldığımızda bu faaliyetlere son vermek için elimizden geleni yapıyoruz. Ayrıca, bu konuyu biz Iraklı siyasi liderlerle her zaman konuşuyoruz. Onlar bizim pozisyonumuzu biliyor. Irak hükümeti ile Türkiye ve bizim aramızda PKK konusunda üçlü temaslar sürüyor. Önümüzdeki dönemde bu süreci daha da aktif bir hale getirmek niyetindeyiz.’ Jones, diğer Amerikalı yetkililer gibi PKK’nın ücra köşelerde olduğunu söylerken bile örgüt göz önündeydi aslına bakarsanız. Kerkük’te, Musul’da temsilcilikler açtığı gibi, seçimlere doğru iki legal siyasi parti içinde de faaliyet göstermişti. PKK, Kuzey Irak’ta bildim bileli her zaman göz önünde oldu. Barzani ile savaştığı dönemlerde bile. * * * IRA’nın İngiliz yönetimine karşı silahlı mücadeleyi bırakma kararı tartışılırken, uzmanların üzerinde durduğu iki önemli nokta var. Birincisi IRA’nın, El Kaide terör örgütüyle aynı kefeye düşmenin ağırlığını taşımak istememesi, şiddet ile verilmek istenen mesajın artık amaca ulaşmadığı, tam tersine halkın tepkisine yol açtığı gerçeği var. İkincisi ise, özellikle son dönemde Northern Bank soygunu ve Belfastlı bir Katolik olan Robert Mc Cartny’nin, ihanet gerekçesiyle dövülerek öldürülmesinden sonra ABD desteğinin kesilmesi. İngiliz hükümetinin IRA ile diyalog kurmasında etkili olan Edward Kennedy, Bill Clinton ve John McLain IRA’dan kendisini feshetmesini istediler ve ısrarcı oldular. Bugün Amerikan yönetimi PKK’yı görmezden gelse de bu işin sonu yok.Halk, şiddetin yanında değil. Ne İngiltere’de, ne İspanya’da, ne de Türkiye’de. İslamcı geçinenlerin terörü, Müslümanlar arasında da nefretle kınanıyor. El Kaide ile aynı kefeyi paylaşan PKK nereye kadar bu yolda devam edeceğini bilemiyorum ama IRA’nın adımından sonra mutlaka sıranın PKK’ya geldiğini akıl eden birileri çıkacaktır. * * * EVET ABD sözünde durmuyor. Ama fazla önemli değil. Çünkü PKK terörüne karşı mücadele zaten, esas olarak bizim meselemiz. Yapılacak çok şey var. SS’de Güneydoğu’nun başarılı iller arasına girebilmesini sağlayacak önlemler alınmasından, iş alanları, kültür ve eğitim projeleri geliştirmek için sivil toplum örgütlerinin harekete geçirilmesine, yerel siyasetçilerle birlikte dönüşüm programları geliştirip, takvime bağlanmasına kadar yapılacak çok şey var. Bunlar bizim işimiz, iktidarıyla muhalefetiyle bizim meselemiz. Amerikalıların değil.
Yazarın Tüm Yazıları