Taşlanan ev

Bu sene talih kartlarının içinden bana 'çalış' çıktığı için aralıksız çalışıyorum. Öylesine çalışmaya konsantre olmuşum ki, değil tatil yapmak, 'tatil' fikri bile aklımın ucundan geçmiyordu, ki ilginç bir haber aldım. Kazdağı'nda bulunan bir ev taşlanıyormuş.

Şimdi, bu da ne demek, diyeceksiniz.

Evet, yanlış okumadınız. Bir ev, geceleri taşlanıyormuş. Ve üstelik evi kimlerin taşladığı anlaşılamamış. Bu sözlerden siz de pek bir şey anlamadınız eminim. En iyisi baştan anlatayım.

Efendim, önce evin bulunduğu yer hakkında biraz bilgi vereyim. Köyün dışında, ormanın az ötesine kurulu tek katlı bir ev. Civarda başka bir ev ve ışık yok. Evin içinde farklı odalarda uyuyan iki bekçi aynı anda taş sesleriyle uyanırlar.

Ancak, iki bekçi de diğerinin uyuduğu taraftaki pencerede duydukları darbe sesleri ile uyanırlar. Yataktan fırlayıp birbirlerinin bulunduğu yere doğru koşarlar. Şaşkın bir şekilde dışarı çıkarlar. Bütün evin etrafında dolaşırlar ve ellerinde fenerlerle civara bakarlar. Fakat kimseyi göremezler. Sonra eve girip yatarlar. Biraz sonra tekrar darbe sesleriyle uyanırlar. Dikkatle dinledikleri zaman darbe seslerini taşların çıkardığına hükmederler ve hemen dışarı fırlayıp etrafı dolaşırlar. Yine kimseyi bulamazlar.

Sabaha kadar dışarıda dolaştıkları halde kimseyle karşılaşmazlar. Ertesi günü evin sahiplerini ararlar. Evin sahipleri hemen yola çıkar ve eve gelirler. Bekçi ve bahçıvanı ayrı ayrı dinlerler. Ve taşların atıldığı yönü işaret ederler. Her ikisi de aynı yönü gösterir.

Adamların işaret ettiği yönde evin yakınında ağaçlar yoktur. Biraz ilerisinde orman başlamaktadır. Ancak, ormanın sınırından bile bir taşın atılıp eve isabet ettirilmesi mümkün değildir. Çünkü, güçlü bir fırlatışla bile orman sınırından atılan taş ancak bahçeye düşecek kadar uzakta bulunmaktadır ev.

Fakat, bahçıvan evi köylülerin taşladığından emindir. Aklına başka bir ihtimal gelmediği için köylülere ateş püskürmektedir. Evin sahipleri ise, akıllı ve mantıklı kişilerdir. Yaptıkları inceleme sonucunda ormandan atılan taşın eve isabet etmeyeceğini tespit etmişlerdir.

Eve isabet edecek kadar yakından atılan taş ise, atan kişinin saklanmasına izin vermeyecek kadar çıplaktır. Anlayacağınız ev bahçe içinde öyle bir konumlanmıştır ki, atan kişinin görülmeden eve taş atabilmesi için görünmez olması gerekmektedir.

Bu durumda tıpkı İngiltere'nin ruhlar tarafından taşlanan meşhur şatoları gibi bir vakayla karşı karşıya bulunduğumuzu söyleyebilirim. Tabii taşların farklı bir yöntemle uzaktan atılmış oldukları olasılığını da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Ama ne olursa olsun gidip yerinde inceleme yapmadan herhangi bir iddiada bulunmak doğru değil.

Şimdi yola çıkıyorum. Doğruca Kazdağlarına, taşlanan evi görmeye! En azından bir gece geçirmeyi planlıyorum. Şayet yol yorgunu olup uyuyakalırsam, ertesi gece sabahlayacağım, çok kararlıyım. Mutlaka evi kimlerin taşladığını bulacağım.

Tabii ev bir daha taşlanırsa... Çünkü bu olayın tekrarı olmayabilir. Ayrıca çok merak ediyorum. Acaba evin taşlanması kaç kez meydana geldi?

Nasıl olsa bütün ayrıntıları gidince öğreneceğim. Şimdilik düşünmesem daha iyi. Şimdi bütün dikkatimi Kazdağlarının o muazzam bitki örtüsüne ve yolların çekiciliğine yöneltiyorum. Anlayacağınız, bu seyahat çok ilginç bir vakayı incelemeye gidiyor olmanın heyecanıyla farklı boyutlar kazanacak ve sanırım ben de sıradışı bir deneyim yaşamış olacağım.

Bu yolun sonunda beni nelerin beklediğini bilmiyorum. Ama neyle karşılaşırsam karşılaşayım, hepsini anlatacağım diyorum, Yasemin'ce...
Yazarın Tüm Yazıları