Tasarrufa ödül vermemek yapısal soruna yol açar, ‘sıfır faiz’e yönelmeyin

MASSACHUSETTS Institute of Technology’deki (MIT) genç Türk bilim adamlarından Prof. Daron Acemoğlu’nu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün geçen yılki ABD seyahati sırasında uğradığı Boston’da tanıdım.

Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Namık Tan ile o günlerde göreve yeni başlamış olan Boston Başkonsolosu Murat Lütem, Boston ve çevresindeki bazı Türk bilim insanlarının katıldığı bir buluşma organize etmişti.
Cumhurbaşkanı Gül, buluşmanın sonunda vedalaşma sırasında Daron Acemoğlu’nu işaret etti:
- Türkiye’nin gururu bilim adamlarımızın başında geliyor. Çok ünlü bir ekonomist. Kendisiyle bağlantıda olmanızda yarar var./images/100/0x0/55eace36f018fbb8f897d551
Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Kadri Özçaldıran’dan gelen davetiyeyi görünce, fırsatı değerlendirmem gerektiğini düşündüm:
- Büyüme teorisinden çalışma ekonomisine, iktisadi politikadan iktisadi kalkınmaya çok geniş bir alanda disiplinler arası gelişmelere öncülük eden teorik ve ampirik çalışmaları ile evrensel bilime yaptığı özgün ve etkin katkıları nedeniyle Daron Acemoğlu’na “Fahri Doktora” ünvanı verilmiştir. Törenimize bekliyoruz.
Törene değil ama Prof. Özçaldıran’ın eşi Perran Ersu Özçaldıran’ın çağrısıyla rektörlük konutundaki buluşmaya katıldım. Söz Türkiye ekonomisinden açılınca Daron Acemoğlu, şu soruyu ortaya attı:
- Kemal Derviş 2001 krizi sırasında gelmeseydi, Türkiye bugün hangi noktada olurdu?
Ardından yanıtı kendisi verdi:
- Kemal Derviş’in öncülüğünde o günlerde Türkiye’de “yapılamayan şeyler” yapıldı. Daha sonraki yıllarda yaşanan büyümenin temelinde hep Derviş’in öncülük ettiği kararların rolü var.
- Sonra işbaşına gelen hükümetin attığı adımları nasıl değerlendiriyorsunuz?
- O politikaları sürdürdü ve başarılı oldu. Enflasyonun tek haneye inmesinde de o kararlara uyulmasının rolü var. Bundan sonra enflasyon aynı düşük çizgide devam eder mi, ondan emin değilim.
Enflasyonla birlikte 2008 krizinden sonra dünyada da yaygın şekilde benimsenen “sıfır faiz”e dikkat çekti:
- Tasarrufa ödül vermeden olmaz. Yapısal sorunlara yol açar. Bu ödül de faizdir. Türkiye ekonomisi büyüyor. O halde faizin seyri de büyümeye uymalı. Reel faizi sürekli “sıfır” düzeyinde tutmak doğru olmaz.
- Son dönemlerde Merkez Bankası’nın aldığı kararları nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Merkez Bankası iyi işler yapıyor. Aslında işi çok da zor değil.
- Neden?
- Çünkü, Türk bankacılık sistemi 2001 krizinden sonra sağlamlaştı. Krizden çıkardığı dersle risk almamaya özen gösterir hale geldi. Kriz ortamında risk almak istemeyen bankaların bulunduğu bir finans sektörünü yönetmek daha kolay. Örneğin kredi büyümesine sınır koydular. Bu doğru bir adımdı.
Sonra faizle ilgili mesajını tekrarlama gereği duydu:
- Türkiye’de reel faizi özellikle düşük tutmak sağlıklı olmaz. Çünkü, ekonomi büyüyor. Zaten uzun zaman da düşük tutamazsınız.
Daron Acemoğlu, önümüzdeki dönemde Nobel alacağına kesin gözüyle bakılan bilimadamları arasında yer alıyor...
Cumhurbaşkanı Gül de, “Daron Acemoğlu’yla bağlantıyı sürdürmekte yarar var” diyor...
Ekonomi yönetimi onunla dirsek temasına geçse, katkısını alsa nasıl olur?

Finansal sektörün politik gücü yüksek ama hep onlar yön verirse olmaz

PROF. Daron Acemoğlu’yla konuşurken Yunanistan ve İtalya’da teknokrat hükümetlerin işbaşına geçmesinde piyasaların etkisi üzerinde durduk:
- Bu değişimde piyasaların etkisinin bulunması kötü bir şey değil ama...
Arkasını şöyle getirdi:
- Finansal sektörün politik gücü çok yüksek. Siyasetin hep onların isteği doğrultusunda yürümesi sağlıklı olmaz.
Teknokrat hükümetlerin Yunanistan ve İtalya’da atacağı adımlara dikkat çekti:
- Teknokrat hükümetler belirli bir aşamaya geçişte rol oynar ama alınacak kararlarda halk desteğinin alınması önemlidir. Örneğin İspanya’da seçilmişlerden oluşan yeni bir hükümet devreye girdi.
Tam bu noktada Yunanistan eski Başbakanı Yorgo Papandreu’nun referandum silahını masaya koyması konusu açıldı:
- Oradaki durum, “referanduma gitmek, halkın oylarına başvurmak her zaman iyi seçenek olmayabilir” tezine daha yakındı. “Evet” veya “Hayır” çıkmasının farklı olumsuz etkileri olurdu.

Avrupa tümüyle krize girerse Türkiye için de tehlike artar

PROF. Daron Acemoğlu, Avrupa’da krizin yayılmasını “olası”dan öte “olanaklı” gördüğünü belirtti:
- Bu durumda Türkiye için de tehlike artar. Büyük negatif etkisi olur.
Avrupa ülkelerinin Türkiye açısından önemli ihracat pazarları olduğunu anımsattı:
- Alternatif pazarlar olarak düşünülen Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da da belirsizlik hakim. Yani, Türk ihracatçısı açısından hem Avrupa’da, hem de Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da belirsizlik söz konusu.
Ekim ayından geriye bir yıla bakınca 135 milyar dolarla rekor kıran, 2011’i yeni rekorla kapatacağı öngörülen ihracat açısından 2012 yılı şimdilik pek parlak görünmüyor...

Yunanistan’ın Euro’dan çıkmasından çok, ‘Arkası gelirse’ kuşkusu zorluyor

PROF. Daron Acemoğlu’yla konuşurken Boğaziçi Üniversitesi Senato Üyeleri de ara ara soru ve yorumlarıyla devreye girdi:
- Yunanistan Euro’dan çıkarsa ne olur?
- Yunanistan Euro Bölgesi’nden çıktı diyelim. Bunun arkası çok önemli. Piyasa oyuncuları hemen, “Sırada Portekiz mi var?” sorusunu ortaya atar. Ülkenin kağıtlarının değeri düşer, yeni sıkıntılar gündeme gelir.
Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin Yunanistan’ı kurtarma çabalarına dikkat çekti:
- Onlar Yunanistan’a aşık değil. Tüm çabaları Euro Bölgesi’ni ayakta tutmaya yönelik.

Kapitalizm için 1960’ların Amerika’sı iyi bir örnektir

BİR-iki ay önce İstanbul’da söyleşi yapma fırsatı bulduğumuz PepsiCo’nun Başkanı Indra Nooyi’nin, “Kapitalizm vicdanını kaybetti, vicdanlı kapitalizme dönmek gerek” saptamasını Prof. Daron Acemoğlu’na aktardık:
- 1960’ların Amerikasında kapitalizm daha sağlıklı işliyordu.
- O günlere dönmek mi gerek?
- Yeni sistem aramaktansa, geçmişte çalıştığını bildiğimiz sisteme odaklanmalıyız. O dönemde finans sektörü şimdiki kadar etkin değildi.
- Krizlerin sorumlusu finans sektörü mü?
- Finans sektörü semptomdur... İhtiyaçtan fazla borçlanma ortamı yaratır... Nitekim Amerika da aşırı borçlanmanın sancısını yaşıyor...
Yazarın Tüm Yazıları