Paylaş
Meme kanseri erken teşhis ve doğru tedaviyle tamamen iyileşen bir hastalık oldu.
Ama bu ikisi olmadığı zaman hâlâ öldürücü ve dünyada teşhisi konulan kanserlerin yüzde 23.8’ini oluşturarak ilk sırada yer alıyor. Yılda yaklaşık 2.3 milyon kadının hayatını etkiliyor.
İşte bu nedenle bu yazıyı dikkatle okumanızı istiyorum.
Her yıl ekim ayında düzenlenen Meme Kanseri Farkındalık Ayı’nın içindeyiz.
Pek çok kuruluş meme kanseri üzerine seminerler düzenliyor, bilgilendirmeler yapıyor, kadınlarda bu farkındalığın artması için çağrıda bulunuyor.
Ben de yıllık kontrollerimi ve mamografi çekimimi yapmak üzere Sonomed’in yolunu tuttum ve soluğu Dr. Ezgi Balaban’ın yanında aldım.
Mamografi sonucumu alıp rahatladıktan sonra da kayıt cihazımı açtım ve tüm merak ettiklerimi sizler için sordum.
İşte verdiği önemli bilgiler...
40 yaş üstü tüm kadınlar mamografi çektirmeli
◊ “40 yaşına basan her kadın, yılda bir kez olmak üzere her yıl mamografi yaptırmalı. Birinci derece yakınında meme kanseri olan bir kadın, yakınının kansere yakalandığı yaştan 10 yıl önce mamografiye başlamalı.”
◊ “Meme kanserinde aile öyküsü önemli bir risk faktörü olsa da meme kanseri olan kadınların sadece yüzde 15’inde aile öyküsü var. Dolayısıyla ‘Ailemde yok, ben garantideyim’ dememek lazım. Obezite risk faktörü. Akdeniz tipi beslenme tavsiye ediliyor. Hiç doğum yapmamış kadınlar, ilk çocuğunu geç doğuranlar, kısa süre emzirenlerde ve emzirmeyenlerde de risk artıyor. Meme rezervinin tüketilmesi memeyi koruyor. Erken yaşta adet görmek, geç menopoza girmek tehlikeli. Alkol, sigara her kanserde olduğu gibi burada da tetikleyici.”
◊ “İsviçre’de mamografi yasaklandı diye çıkan haber tamamen uydurma.
İsviçre’de kadınların rutin mamografi tahlillerini normalde devlet karşılıyordu. Şimdi bu sadece tek bir kantonda değişti ve orada artık para karşılığı mamografi çekiliyor. Yani yasaklanan bir durum yok, sadece bir kantonda devletten özele geçildi. Türkiye’de bu haber ‘İsviçre’de mamografi yasaklandı’ diye çıktı. Bu tip yanlış haberler konuya dikkat çekmek isteyen, önemini anlatmaya çalışan uzmanların, meme cerrahlarının ve doktorların çabalarını olumsuz etkiliyor.”
◊ “1990’dan bu yana meme kanserine bağlı ölümlerde yüzde 40 oranında azalma var. Bunun 3’te 2’si erken tanının artması, 3’te 1’i de tedavi konusundaki gelişmelerden kaynaklanıyor.”
◊ “Mamografideki radyasyonun dozu asla tehlikeli değil.”
◊ “Türkiye’de 2016’dan bu yana toplu devlet destekli taramalar da yaptırılıyor. Özelde yaptırmak isteyenler için de rakamlar 4-6 bin TL arasında. Ayrıca mamografi sağlık sigortalarının check-up kapsamına da giriyor. 40 yaş üstü kadınların senede bir kere bu kontrolü yaptırmıyor olması, ihmalden başka bir şey değil yani.”
◊ “Mamografi can acıtıyor mu konusuna net cevabım hayır. Yaptırmamak için bahane aramayın.”
◊ “2000’li yılların başında 8 kadında 1 meme kanseri görülürken, bu oran 7 kadında 1’e yükseldi. Çok ciddi bir oran bu. Türkiye’de genç kadın nüfusu dünya geneline göre daha yüksek. Kadınlarımızın yüzde 50’si 50 yaşın altında, o yaşlarda kanser agresif ve hızlı ilerleyerek çok daha tehlikeli oluyor. Erken teşhis çok önemli.”
◊ “Angelina Jolie vakası, yani memeleri tamamen aldırmak çok özel durumlarda uygulanabilen bir yöntem. Ailede yüksek meme kanseri öyküsü ve BRCA gen mutasyonu varsa bu yapılabilir. Aksi halde iç rahatlatmak için meme aldırmak, meme içini boşaltmak söz konusu olamaz.”
◊ “Tedavide cerrahiye gerek duyulmayan yeni yöntemler var. Tanı konulduktan sonra erken evrede cerrahi müdahale yapmadan, ultrason eşliğinde tümör içine girilerek tümör dondurulabiliyor. Yani radyoloji sadece tanıda değil, tedavide de etkin hale gelmiş durumda.”
◊ “Ne olursa olsun erken evrede yakalanan meme kanserleri tam tedavi ediliyor. Meme kanseri sürekli kontrol gerektiren, kronik ama hastalıksız bir hayat anlamına geldi diyebiliriz.”
Erken teşhis hayat kurtarır diyor ve 40 yaş üstü tüm kadınları mamografi çektirmeye davet ediyorum.
Paylaş