Talat Washington’a giderken

KIBRIS yemyeşil. Bu yıl öyle çok yağmur yağmış ki her taraf yemyeşil. Turp otlarının sarı çiçekleri boy vermiş, papatyalar, yedi veren portakalları, Ada nefis bir bahara hazır. Mehmet Ali Talat ile öğle yemeği için buluştuğumuzda, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın küçük bahçesini hiç bu kadar çiçekli görmediğimi fark ediyorum.

Talat da bahçesi gibi keyifli. Yarın Amerika’ya gidiyor. Hillary Clinton ile görüşecek. Görüşme daha önce olacaktı ama Rumların itirazı üzerine biraz ertelendi.

Gündem açıklanmasa da konunun Rum ve Türk liderler arasında süren kapsamlı görüşme süreci olacağı kesin.

Washington’un Kıbrıs’ta devreye girmeye hazırlandığı anlaşılıyor.

Obama Türkiye gezisinde bunun sinyalini verdi. Türkiye’nin küresel güç olarak ABD ile ortak meselelerde işbirliği yapabileceğini söylerken, "Barış için çalışmak Doğu Akdeniz’deki sorunları da kapsar" diyerek Kıbrıs’ı gündeme getirmiş, "ABD, adil ve kalıcı bir barış ve iki toplumlu iki bölgeli bir çözüm ile Kıbrıs’ı birleştirecek olan liderlere isteyecekleri her türlü yardımı yapmaya hazırdır" demişti.

Ama bunun nasıl olacağı henüz belli değil. Kıbrıs Cumhurbaşkanı Hristofias, Birleşmiş Milletler ve ABD’nin müdahalesini istemiyorsa da arabuluculuk mekanizmasının gerekebileceği herkes tarafından kabul ediliyor.

TAKVİM ORTAYA ÇIKMAYA BAŞLIYOR

KIBRIS
’ta liderler arasında süren görüşmelerin sonucu yavaş yavaş bir takvim de ortaya çıkıyor.

Rum tarafında yayınlanan Politis Gazetesi’nin geçen hafta verdiği habere göre, BM Kasım’da anlaşmaya varılmasını, 2010 Ocak ayında da referanduma gidilmesini öngörüyor.

Şimdiye kadar görüşmelerde güvenlik, güç paylaşımı, mülkiyet ve Avrupa Birliği başlıkları tartışılıp bitirilmiş durumda.

Önümüzdeki buluşmalarda ekonomi, toprak ve güvenlik başlıkları ele alınacak.

Haziran sonuna kadar bu başlıkların kapatılabileceği, temmuz ayında ise hepsinin üzerinden yeniden geçilebileceği öngörülüyor.

Ağustos sıcağında Ada’da kimse çalışmaz. Demek ki eylül ayından itibaren, uluslararası toplumun da etkinleşeceği bir son pazarlık süreci başlayacak.

Yıl sonu ya da ocak ayında anlaşma referanduma hazır hale gelebilir.

Temmuz ayından itibaren Avrupa Birliği dönem başkanlığını üstlenecek olan İsveç de Kıbrıs sürecine hazırlanıyor.

Çünkü yıl sonunda Avrupa Birliği Türkiye ile ilgili olarak Kıbrıs raporu hazırlayacak. Müzakerelerin başlama kararı alınırken Kıbrıs ile ilgili verilen sözlerin ne derece yerine getirildiği incelenecek.

Ancak rapor, Ada’da devam eden görüşme süreci ve çözüm çalışmalarını mutlaka dikkate almak zorunda, bu durum sadece Türkiye’yi değil karar vermek durumunda olan Avrupa Birliği’ni de rahatlatacak kuşkusuz.

O yüzden, bu sürecin sağlam ve sakin biçimde sürmesi herkesin yararına.

BUNU DA BATIRMAMAK İÇİN

YUKARIDA
da söylediğim gibi Cumhurbaşkanı Talat’ı iyi gördüm. Görüşme sürecinin gidişatından memnun. Ya da öyle olduğu izlenimini vermek istiyor.

Eğer, gerçekten ocak ayına kadar Ada’da bir çözüm sağlanacaksa buna kamuoylarının hazırlanması gerekiyor. Kasım’da ortaya çıkacak bir çerçeve anlaşma metnin anlaşılabilmesi ve anlatılabilmesi için de zamana ihtiyaç var.

Umuyorum bu konu, Ermenistan ile yakınlaşma sürecinden daha iyi yönetilir. Yoksa bütün yapılanlar kozmetik bir çaba olmaktan ileri gidemez.
Yazarın Tüm Yazıları