Suriye’de yağıyor Güneydoğu’ya boşalıyor

‘RİSKİMİZ yüksek, dış politikamızın en önemli sorunu Suriye’.

Haberin Devamı

Bu cümle dış politikanın en önde gelen ismi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na ait.

“Onun için Şam’a sık sık gidip geliyoruz, reform için ikna etmeye çalışıyoruz.”

İki gün önce Konya’da Hürriyet Treninde Davutoğlu ile sohbet ederken, Konya projelerinden sonra, sohbet ister istemez dış politikaya kayıyor. Dışişleri Bakanı “riskimiz yüksek” diye nitelediği Suriye sorununda, Türkiye’nin üzerinde neden bu kadar çok durduğunu yine tek bir cümleyle özetliyor:
“Suriye’de istikrarsızlık olursa, bizim Güneydoğu’da sıkıntı doğar.”

Suriye ile Güneydoğu arasında bu ölçüde birebir bağlantı var. Tıpkı Kuzey Irak gibi.

İKİNCİ DALGA

Akılda ve göz önünde hep Kuzey Irak var. Ne zaman ki, Güneydoğu ya da Kürt Sorunu konuşuyoruz, akla gelen ilk bağlantı Kuzey Irak.
Orada olup bitenler bizi fazlasıyla ilgilendiriyor. Onun için Bağdat’a ve Kuzey Irak’a sık sık gidip geliyoruz. Orada ne olursa, biz burada nasıl etkileniriz, sorusu hep kafalarda.

Şimdi buna Suriye ekleniyor.

Orta Doğu’da rejimler değişiyor. Hayat her yönüyle Orta Doğu’da değişimi zorluyor. Tunus ve Mısır’dan sonra, sıraya Libya giriyor. Bahreyn, Yemen derken ikinci şiddetli dalga Suriye’yi vuruyor.

İlk değişim dalgasında Türkiye Kaddafi’ye, “senin dönemin bitti” diyor. Şimdi ve iki aya yakın süredir Beşar Esat’a reform baskısında bulunuyor. Şam’a teknik heyet gönderiliyor, MİT ekibi gidiyor, Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu birkaç kez Esat’la görüşüyor. Her görüşmede, ana başlık, “reform yap”.
Esat ise, her sefer “yapacağım, biraz sabır” diyor.

Oysa, Amerika’nın ve AB’nin sabrı çoktan taşıyor, Esat farkında mı, belli değil. Önce ona ambargo konuluyor, sonra mal varlıkları donduruluyor. Sabrın taşmasına bundan iyi örnek olur mu?

UYANLAR VE DİRENENLER

Değişim dalgasında bazı liderler buna hemen uyuyor, bazıları zaman kazanmaya çalışıyor, bazıları hiç oralı değil, direniyor, Kaddafi gibi.

Beşar herhalde zaman kazanmak peşinde. Ancak, çare değil. Ülkesindeki gösteriler, ölümler zaman kazanmanın çare olmadığını gösteriyor.

İktidar böyle bir şey. Değişim gereğini en son iktidar sahipleri görüyor.

Değişim ne kadar barışcı olursa, yeni döneme geçiş o ölçüde yumuşak oluyor. Esat bunu artık görmek zorunda.

Seçimden sonra en çok Güneydoğu’yu ve Kürt Sorununu konuşacağız. Kendi içimizdeki en önemli sorun olarak.

Güneydoğu’nun iki dış ayağı var. Kuzey Irak’ı ve Suriye’yi onun için bu kadar çok konuşuyoruz. Üçüncü dış ayak Amerika. O da hep göz önünde.

Haberin Devamı

İlk açılış beş  milyon dolar

Haberin Devamı

AFRİKA açılımı.

Türkiye bir süredir Afrika’ya açılıyor, çeşitli Afrika ülkelerinde büyükelçilikler açıyor.

Sırada Mynmar’da büyükelçilik var.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun verdiği bilgiye göre, Güney Amerika’da Ekvator ve Kolombiya’da büyükelçilik açmak için de hazırlıklar sürüyor.

Bir büyükelçilik açmanın maliyeti beş milyon dolar. Yılda yaklaşık iki milyon dolar da, harcaması var.

Hesap şu. Herhangi bir ülkeye büyükelçilik açılıyor. O ülkeye on milyon dolarlık ihracat yapılırsa, mesele yok, maliyeti kurtarıyor. Örneğin, Karaman’dan bir bisküvi fabrikasının Afrika’da bir ülkeye yaptığı ihracat, yeni açılan büyükelçiliğin maliyetini tam karşılamasa da, ciddi biçimde düşürüyor.

Büyükelçilik açarken, önde gelen ölçülerden biri o ülkeye ihracat potansiyeli.

Haberin Devamı

Elli bin sandık gönüllüsü

SEÇİM denilince, muhalefet partileri son zamanlarda en çok sandık güvenliğini ele alıyor.

Şu parti, bu parti, şurada miting, burada toplantı, hepsi tamam. Seçim günü geldiğinde oy verme işlemi de tamam. Oy vermeden sonra can alıcı olay,  oyların kullanıldığı sandıklara sahip çıkılması, sandıkların güvenli biçimde açılması, oyların güvenli biçimde sayılması ve ilçe seçim kurullarına teslim edilmesi.

Partiler sandık güvenliği için önlem almaya başlıyor. Örneğin, CHP sadece İstanbul’da elli bin gönüllü ile sandık denetimi yapacak.

Bu elli bin kişi partili değil, kendiliklerinden, gönüllü olarak gelmişler ve sandık yükümlülüğünü üstlenmişler. Sanıyorum, CHP bütün Türkiye’de böyle bir hazırlık içinde.

Yazarın Tüm Yazıları