Yörük kültürünün yaşayan çınarları
Burdurlu Havva ve Hasan Koçak çifti, Yörük kültürünü yaşatmak için resmi törenlere yöresel kıyafetlerle katılıyor, yaylalarda kullandıkları eşya ve kıyafetleri evlerinin bir odasında sergiliyor.
Burdur merkeze bağlı Aziziye köyünde yaşayan Havva (71) ve Hasan Koçak (79) çifti, renkli yaşamıyla dikkati çekiyor. Çevrelerinde 'Yörük kültürünün yaşayan çınarları' olarak bilinen Koçak çifti, bu kültürü tanıtmaya ve yaşatmaya çalışıyor.
Yörük kültürüyle bezeli yaklaşık 300 hanelik köyün yaylarında, ömürlerinin çoğunu kıl çadırda kalarak ve hayvancılık yaparak geçiren, resmi törenlere, şenliklere yöresel kıyafetlerle katılan çift, yaylada kullandıkları araç, gereç ile kıyafetleri evlerinin bir odasında muhafaza ediyor.
Koçak çifti, evlerine gelen ziyaretçilerine sergiledikleri eşyaların tanıtımını yapıp, Yörük kültürünü gelecek nesillere aktarmaya çalışıyor. Neredeyse üstlerinden hiç çıkarmadıkları geleneksel kıyafetleri ve ördükleri kıl çoraplarla Türkiye'nin çeşitli illerinde düzenlenen programlara katılan Havva ve Hasan Koçak, ilerlemiş yaşlarına rağmen gençlik yıllarında olduğu gibi hayvanlarından da kopamıyor. Koçak çifti, sabahın erken saatlerinde kalkıp bakımını üstlendikleri keçi ve oğlaklarıyla ilgileniyor.
''Teke yöresini yaşatan kadın seçildim''
Havva Koçak yaptığı açıklamada, okula hiç gitmediğini, okuma yazmayı kurslarda öğrendiğini söyledi.
Üç çocuk annesi olduğunu, üç odalı evlerinde iki geliniyle yedi yıl yaşadığını aktaran Koçak, "Oğullarım kendilerine ev yapıp taşındıktan sonra bu ev de bize kaldı. Evin bir odasına eskiden Yörük çadırında kullandığım eşyalardan bulduklarımı astım, zaman içinde böyle müze haline geldi" dedi.
Odada Yörük kültürüne dair aranan her şeyin bulunabileceğini anlatan Koçak, şöyle devam etti: "Bunlar eskiden kullandığımız eşyalar, her işimizi bunlarla görürdük. 2015'te Burdur Valiliği tarafından Teke Yöresini yaşatan kadın seçildim. Yörüklük unutulmasın diye kentte düzenlenen törenlere, şenliklere kocamla geleneksel Yörük kıyafetlerimizle katılıyoruz. Yetkililer, bizi evimizden alıp, törenlere götürüyor. Bizde gittiğimiz yerde üzerimize düşeni yaparız. Gençliğimde her yıl çıkardık yaylaya. Şimdi yine çıkıyoruz ama diğer dünyada bize hayır olsun diye... Yaylalara gidip, kurdun, kuşun su içmesi için çeşme yapıyoruz. Yörük kültüründe hayat şartları zor olduğundan kadın ve erkeğin birbirlerine sürekli destek olması gerekiyor. Eşimle çift sürdüm, harman dövdüm, dağlarda birlikte ağaç kestik, ekmek yaptık. Ne yaptıysak hep birlikte yaptık"
''Kendi çorabımı kendim örüp giyiyorum''
Hasan Koçak da yedi kardeşi gibi soğuk bir kış günü yaylada dünyaya gözlerini açtığını, ömrünün de daha çok yaylada geçtiğini, ifade ederek, şunları kaydetti:
"Yörük kültürünü çok benimsediğimiz için unutulmaması için de çaba gösteriyoruz. Yörük kültürünü sergilemek için şenliklere, yaylalara devamlı gidiyoruz. Yöremizi temsil etmek için gidemeyeceğimiz yer yok. Yemeğimizden, deve ve inek sağmaya, peynir kurmaktan, börek açmaya bütün adetlerimizi sergileriz.
Türkmenistan'a da gittik. Bir hafta kaldık. Orada Yörük kültürüne ait ne varsa hepsini sergiledik. Bugün bile tahta tığla keçi kılından Yörük çorabı dokuyorum. Keçi kılından ayağı üşütmeyen Yörük çorabı bu. Yörükler devamlı böyle kıl çorap giyer. Kendi çorabımı kendim örüp, giyiyorum. Bunu tek tığla devamlı erkekler örer"
Yörük Hasan'dan mutluluk formülü
Koçak, kültürlerinde kadının yerinin önemli olduğunu, 54 yıllık evliliğinde eşiyle hiç kavga etmediğini söyledi. Yörük yaşantısında kadın ve erkeğin birbirini tamamlayan unsurlar olduğunu vurgulayan Koçak, "Kadının yeri de erkeğin yeri de aynıdır. Ayrımcılık yoktur bizde. Kadın olmadığı zaman olmaz. Anlaşarak, kavga etmeden ömrümüz geçip gidiyor. Devamlı birbirinin huyuna gideceksin. Birbirinin kıymetini bileceksin. Bu şekilde bir yaklaşımla evliliklerde mutsuzluk olmaz" ifadelerini kullandı.