Valencia alevler içinde
Yıllardır İspanya’da yaşamama, defalarca bu şehre gelmeme rağmen neredeyse Valencia’yla özdeşleşen Fallas şenliklerine rastlamamıştım.
Murat MÜFTÜOĞLU
Taa ki geçen martta tüm işlerimi bir kenara bırakıp yola çıkana kadar. Bir şeyler kaçırırım korkusuyla uyumanın, dinlenmenin imkansız olduğu müthiş bir Fallas haftasının ardından Madrid’e bitap dönerken bu şehri hiç tanımadığımı anlamıştım.
Fallas, Latince meşale anlamındaki facula’dan türetilmiş. MÖ 138’de kurulan, günümüzde 1,5 milyon nüfusuyla İspanya’nın üçüncü büyük kenti olan Valencia’ya bu geleneğin Roma İmparatorluğu ya da öncesindeki pagan kültürlerden miras kaldığı düşünülüyor. Ciddi antropologlara saygıda kusur etmek istemem ama Fallas şenliklerinin kökeniyle ilgili San Jose (Aziz Yusuf) efsanesi daha çok hoşuma gidiyor...
MARANGOZ JOSE EFSANESİ
Mahir ustaların şehri Valencia’nın yoksul mahallesinde iyi kalpli bir marangoz yaşarmış. Jose çocukları çok severmiş, hiç çocuğu olmamış. Çalışırken, sokaktan gelen çocuk çığlıklarını şarkı gibi dinler, mutlu olurmuş. Dükkânına yakın oynamaları için artan tahtalardan oyuncak yapıp çevreye koyarmış. Lonca geleneklerine göre marangozlar dükkanda ısınmak için biriktirdikleri talaş ve atık parçaları bahar gelince hep birlikte bir meydanda şarkılar eşliğinde yakarmış. Bu ateş baharı müjdelermiş. Jose ise geleneğe uymak için, talaşla birlikte, dükkana sığdıramadığı oyuncakları yakmak zorunda kalırmış. Çocukları “Üzülmeyin, size daha güzellerini yapacağım” diyerek avuturmuş. Her yıl bir öncekinden güzel oyuncaklar yaparmış. Bir 19 Mart gecesi marangoz Jose, aziz mertebesine yukselerek göçüp gitmiş bu dünyadan... Marangoz arkadaşları, oyuncaksız kalan çocukları avutmak hem de Aziz Jose’nin anısını yaşatmak için boş zamanlarında atık tahtalardan oyuncak yapmayı, her 19 Mart gecesi bunları yakmayı geleneğe dönüştürmüş. Gelenek yüzyıllar içinde marangozların ve Valencia’nın koruyucu azizi San Jose’yi anma şenlikliği haline gelmiş.
NEHİR YATAĞINDAKİ SÜRPRİZ
Fallas Şenliği, her yıl, milyonlarca turisti bir haftalığına zakkum, manolya ağaçları ve begonyalarla süslü bu kadim kente çekiyor. Bu dönemde yolunuz düşerse, muhteşem katedrali, kent surları, birbirinden güzel meydanları, binaları, tren garı, belediye sarayı, tarihi ipek hanı, tertemiz kumsalları, iyi korunmuş tarihi dokusuyla, Valencia’ya doyamayacaksınız. Turia Nehri’nin kent merkezindeki eski yatağında yaratılan “Sanat ve Bilim Kenti”ne hayran kalacaksınız. Bu mucize, 1958’de nehrin taşıp büyük bir sel felaketine yol açmasından sonra, yatağının şehir dışına aktarılmasıyla meydana gelmiş. Boş alana inci gerdanlığı çağrıştıran binalar sıralanmış: Ünlü tenor Placido Domingo’ya “Bu yapı tam bir Stradivarius” dedirten Valencia Müzik ve Kongre Sarayı, İspanya’nın Gaudi’den sonra yetiştirdiği en önemli modernist mimar Santiago Calatrava’nın tasarımı Kraliçe Sofia Sanat Sarayı, Hemisferik Projeksiyon Merkezi, Oceanografic akvaryum, Prens Felipe Bilim Müzesi... Gulliver Parkı ise tam bir sürpriz. 70 metre yüksekliğindeki, halatla bağlanmış Gulliver aslında bir çocuk parkı. Çocuklar Liliputlu cüceler gibi, kaydırak olarak tasarlanmış saçlarından kayıyor, Gulliver’in ağzından girip, burnundan çıkıyor.
Şenlik 13 Mart sabahı, saat 8.00’de savaş gürültüleriyle başlıyor. Korkuyla yatağınızdan fırlıyorsunuz. Her köşede maytap, havai fişek, çatapat, ses bombaları patlıyor. Bu şovun adı Despertar (uyandırma). Paniği atlatınca, patlama sesleriyle müzik yapıldığını fark ediyorsunuz. Uyandırma hizmeti bir hafta boyunca, her sabah tekrarlanıyor. Öğleden sonra trafiğe kapatılan yollarda çevre kasaba ve köylerden gelen folklorik giysililer, yerel ürünler dağıtarak geçit töreni yapıyor. Cabalgata del Reino saatlerce sürüyor.
1 MİLYON EURO’LUK 30 METRELİK NİNOT’LAR
Mahalle ya da sokak sakinlerinin aylarca çalışılıp yaptıkları Ninot’lar 14 Mart’ta ortaya çıkıyor. Siyasal, sosyal temalı, hiciv içeren dev Ninot’lar meydana diziliyor. Yarışmaya hazırlanıyor. En iddialılar Belediye Meydanı, Plaza Merced ve Plaza Pilar’da, Na Jordana’da sergileniyor. İspanyolların keskin zekasını, özeleştiri yeteneğini gösteren figürlerden bazılarının boyu 30 metreye, maliyeti 1 milyon Euro’ya ulaşıyor. Firmalar, yerel yönetim sponsor oluyor. Her grup çocuk ve yetişkin kategorisinde iki Ninot’la yarışıyor. 15 Mart gecesi saat 24.00’te seçici kurul ortaya çıkıp tüm Ninot’ları değerlendiriyor.
Kategori birincileri ve o yıl Ninot Müzesi’ne götürülmeye hak kazanan tek ninot 16 Mart akşamı Belediye Sarayı balkonundan açıklanıyor. Sonraki üç gün siz semtleri gezip, figürleri inceliyorsunuz. Fallera grupları sunum yapıyor, bazıları şarap ya da dev kazanda pişirilmiş paella dağıtıyor. Dans ediliyor. Her yer cıvıl cıvıl.
17 Mart saat 16.00 - 01.00 arasında yerel giysili fallera grupları kortej halinde Hz. Meryem’e çiçekler sunmak için Basilica de Desamparados Kilisesi’ne gidiyor. 18 Mart saat 24.00 - 01.00 arasında Turia Nehri yatağında muhteşem bir havai fişek gösterisi var. La Nit de Foque’u (Ateş Gecesi) izlemek için milyonlarca kişi toplanıyor. Final 19 Mart saat 22.00’de başlıyor. Birer saat arayla önce çocuk ninotları, sonra ödüllü ninotlar ateşe veriliyor. En son gece saat 01.00’de belediyenin ninotu yakılıyor. Ve Valencia’nın her yerinden göğe alev yükseliyor... O anda kuş olup şenlik ateşiyle tutuşan Valencia’yı gökyüzünden seyretmek istiyorsunuz. Aylar süren çabanın, hayal gücünün ürünü ninotların kül olmasını izlerken bir yandan kapıyı çalan baharın sevincini yaşıyorsunuz, diğer yandan gözleriniz doluyor. İşte o an bir yerlerden San Jose sesleniyor sanki: “Üzülmeyin çocuklar siz daha güzellerini yapacaksınız.”
MİNİ KENT REHBERİ
- Şenlik başladığında boş otel bulmak zor. Arkadaşım İrfan’ın evine kapak atmasaydım, parkta yatmak zorunda kalırdım. İrfan’ın Valencia’lı eşi Maite Jarenyo’yu tanıdığım için şanslıydım. Şehrin sırlarını ondan öğrendim. Size aktarıyorum:
- En iyi paella (deniz ürünlü, safranlı pilav), Arroz Valenciana (Valencia Pilavı) ve balık yemekleri Malvarosa Plajı’na karşı La Petica’da.
- Şairlerin, entelektüellerin favori restoranı La Utielana çok güzel ev yemekleri sunuyor.
- Kentin lokma benzeri geleneksel tatlısı Bunuelos’un iyisi kabaktan yapılmalı. Tatlıyı Torre Santa Catalina yanındaki Santa Catalina ya da El Siglo pastanelerinde tadabilirsiniz.
-Fallas boyunca gece dolaşıp sabah uyumak gerekiyor.
- Alışveriş için Juan de Austrias ve Colon caddelerine gidin.
- Barlar bölgesi Carmen Caddesi’ne mutlaka uğrayın.
- En şık semt, marka mağazalarla dolu C/Paz Caddesi.
- Yerel lezzetleri, kent merkezine 25-30 kilometre uzaklıktaki doğal park Albufera Gölü civarında, Castellar Köyü’nde uçsuz bucaksız bir portakal bahçesinin ortasındaki tipik çiftlik evi La Alqueria de Brosquil’de tadın.