Üç bin komşuyla muhteşem hafta
Televizyonda tek seçeneğin TRT olduğu dönemlerde ‘Love Boat’ (Aşk Gemisi) diye bir dizi vardı. Günün yorgunluğunu üzerinizden alırdı. Gemide yaşananları keyifle izlerdim. Beynimin bir köşesine yer eden gemi yolculuğu hayali, 2016 Mart’ında gerçeğe dönüştü. Karayipler’de bir hafta... Birkaç yıl sonra da Norveç fiyortları...
Rehberin “Kruvaziyer deneyiminiz var mı?” sorusu rahatsız edici bir başlangıçtı. ‘Denizde büyümüş kişiye bu sorulur mu’ diye bozulmuştum. “Karaköy-Kadıköy hattı vapur tecrübem var” cevabım da rehberin sorusu kadar sevimsizdi.
Macera Miami’de başladı. Valizlere kabin numaralarını yazıp gemiye girerken görevlilere teslim ettik. Yaklaşık iki saat sonra valizler (biri eksik) kabinimizin kapısındaydı. “Gemiye içki girişi yasak” uyarılarına kulak asmayıp içine bir şişe rakı koymuştum. O nedenle X-ray cihazına takılmış. Rakıyı verdim, valizi aldım. Son yıllarda Türk müşteri sayısındaki artış nedeniyle rakı gemi mönüsüne girmiş. Barlarda var ama oldukça pahalı.
Yaklaşık 3 bin yolcu ve mürettebatla birlikte toplamda 5 bine yakın kişi aynı gemide... Kusursuz işleyen organizasyona hayran kalmamak mümkün değil. Özellikle demir alınan limanlardaki uğurlama törenleri, sevdiklerinden ayrılma gibi hüzün verici.
Gemideki yaşamı anlatmayı Norveç fiyortlarına sakladım. Kabine girişten hemen sonra zorunlu tatbikat anonsu geldi. Kabindeki can yeleklerini alıp buluşma yeri olan casino’ya (kumarhane) koştuk. Can yeleği nasıl giyilir, acil durumda neler yapılır gösterildi. Rulet, blackjack ve oyun makinelerinin arasında anlatılanları dinlememek hayatla kumar oynamak gibi. Özellikle iki ay önce Norveç açıklarında batma tehlikesi geçiren Viking Sky’ın görüntülerini izledikten sonra...
İkinci akşam kaptanın ‘hoş geldiniz partisi’ sizi karşılıyor. Kıyafet hassasiyeti var. Gemide yaşam eğlenceye programlanmış. Müzik, dans, animasyonlar... Lüks tiyatro salonunda ise her gece farklı bir gösteri sunuluyor. Bunlar ücretsiz. Akşam yemekleri için alakart restoranda her kamaraya özel bir masa ayrılmış. Gitmeseniz bile sizin için boş tutuluyor. Kahvaltılar için de alakart restoranda istediğiniz masaya oturup hizmet alabiliyorsunuz.
Geminin en ilgi gören yeri 14’üncü kat. Ben oraya kurtuluş katı diyorum. Çünkü buradaki onlarca büfe 24 saat açık ve ücretsiz. Öğün saatlerinde muhteşem seçenekler, diğer zamanlarda atıştırma imkânları var.
Sıkılma ihtimali yok
Yaptığınız harcamaları geri kazanmak için akşam saatlerinde casino sizi bekliyor. Herkese açık, kendine güvenen şansını deneyebilir.
Gündüz veya akşam; havuz, sauna ve sinema diğer alternatifler.
Gemide cep telefonu ve interneti unutun. İletişim sorunlu. Zaten günlük alışkanlıklardan uzaklaşmak daha keyifli ve dinlendirici. Seyahatin en güzel yanı ise sürekli yer değiştirmenize rağmen valiz toplama derdinin olmaması.
“Gemide uzun yolculuk sırasında insanın canı sıkılmıyor mu?” sorusunu duyar gibiyim. Böyle bir ihtimal bence yok. Demir atılan her limanda şehir turları, tatili daha da ilginç kılıyor. Yeni mekânlar, farklı insanların kültür ve mutfağıyla tanışmak oldukça heyecanlı. Gemi seyir halindeyken (genellikle geceleri), sinema ve tiyatro gösterilerini izleyebilirsiniz. Yanı sıra dans pistinde yetenek sergilerken komik duruma düşmek de var. Birbirinden ünlü markaların vergisiz satışa sunulduğu mağazalarda alışveriş de bir seçenek.
KÜÇÜK TÜYOLAR
-Küçük bir şişe suya 1.5 Euro ödemek istemiyorsanız yanınızda bir matara götürün.
-Spor kıyafetler ve rahat bir ayakkabı valizinizde bulunsun.
-Geziye iki çift olarak giderseniz sıkılmazsınız.
-Acil kullanmanız gerekenleri valize değil çantanıza koyun. Valizleri beklerken sorun yaşamayın.