Hasan Tuzluoğlu
Son Güncelleme:
Turistin büyükelçisi rehberler
Turist Rehberleri Birliği (TUREB) Türkiye’de yaklaşık dokuz bin profesyonel turist rehberini temsil ediyor. Turist rehberlerinin ortak sorunlarını saptamak, çözüm önerileri oluşturmak, meslek kuruluşları arasında işbirliği ve koordinasyon sağlamak amacıyla çalışıyor. Ve yarın Dünya Rehberler Günü. TUREB Başkanı Şerif Yenen, Hürriyet Seyahat için kendisi de bir rehber olan Hasan Tuzluoğlu’nun sorularını cevapladı.
Profesyonel rehber olmak isteyenler ne yapmalı?
- Bugün rehber olmak isteyenlerin dört yıllık turizm ve rehberlik bölümünü bitirmesi gerekiyor ama ihtiyaca göre belli dönemlerde Turizm Bakanlığı kurslar açabiliyor ve lise mezunları bile altı aylık bir eğitimle profesyonel rehber olabiliyorlar. Dolayısıyla, dört yıl okuyanlara büyük bir haksızlık yapılıyor. Bu aslında tıp mezunları dururken altı ayda doktor yetiştirmek gibi bir şey. Rehberler turistler nezdinde, ülkenin büyükelçisi konumunda önemli bir iş yapıyorlar ve vasıfsız insanların rehber olması ülkenin imajı açısından da sakıncalı.
Rehberlik meslek yasasındaki son durum ne?
- Maalesef her turizm bakanı bu konuda söz veriyor ama tutulmayan sözler rehber kalitesinin gün geçtikçe düşmesine ve hakkıyla bu işi yapanların piyasadan çekilmesine neden oluyor.
MÜŞTERİ KOKART SORMALI
Seyahat acenteleri kanunlara göre Turizm Bakanlığı’ndan onaylı profesyonel rehber çalıştırmakla yükümlü ama hálá ören yerlerinde ve yurtdışına yapılan turlarda konuyla ilgili hiçbir bilgisi olmayan kişilerin kullanıldığını görüyoruz. Bu tüketiciye yapılmış büyük bir haksızlık değil mi?
- Aslında bu yapılan 1618 sayılı seyahat acenteleri birliği kanununa aykırı bir olay. Satın alınan bütün turlarda profesyonel rehberlik hizmeti dahildir. Esas sebep tüketicinin haklarını bilmemesinden ve daha önce profesyonel bir rehberden servis almadığı için neyi kaçırdığının farkına varmamasından kaynaklanıyor. Normal koşullarda üç kere kaçak rehber çalıştıran acentenin belgesinin iptal edilmesi gerekiyor ama bakanlık, maalesef bugüne kadar bu konuda hiçbir işlem yapmadı. Müşterinin rehberine kokart sorma hakkını kullanması lazım.
Her sezon öncesinde aynı şey söylenir. Türk turizmi gerçekten patlıyor, sürekli rekorlar kırılıyor mı?
- Türkiye’de turizm politikası yok. Ülke olarak turizmden ne beklediğimizi, ne tarz turizmin bu memlekete yararlı olacağını henüz belirlemiş durumda değiliz, bunun planları da yapılmadı. Klasik Türk mantığıyla bir işe girip başarılı olanın yaptığını herkes yapmaya başlıyor. Kuşadası turizmden payını almaya başladıkça, etraf turistik tesis adını taşıyan beton yığınlarıyla doldu. Ne yazık ki aynı tehlike şu anda Antalya bölgesi için geçerli. Bu otellere bu kadar para yatıranların bu parayı geri almaları gerekiyor. Bunun neticesinde fiyat kırılıyor ve oteller ülkemize para kazandırmayan her şey dahil sistemine geçmek zorunda kalıyorlar. Sonuçta çok sayıda turist geliyor ama adı üzerinde, her şey dahil sistemiyle gelen turist elini cebine atıp harcama yapmıyor. Turizm bakanları için de önemli olan ülkeye gelen turist sayısı olduğundan, olaya hep niceliksel bakılıyor. Turizmin ülke geneline ve 12 aya yayılması hep konuşulur ama bunları yapmak için ülkenin turizm politikalarını bu yönde belirlemek lazım.
KALİTE DÜŞMEMELİ
Aynı çerçevede acentelerin de yurtdışındaki operatörleri kendi tarafına çekmek için fiyat kırması söz konusu. Bu kısırdöngüde Türk turizmi zarar görmüyor mu?
- Görmez olur mu! Örneklemek gerekirse Japon piyasasında 450 dolara mal edilen bir turu yurtdışına 50 dolara satıp aradaki farkı müşterinin yaptığı alışverişle sübvanse etmeye çalışıyorlar. Bu durum Japon acentenin işine yarıyor, o bu turu yüksek bir kárla pazarlarken, Türk acenteleri birbirlerinin kuyusunu kazmanın bedelini ödüyorlar. İşin kötü tarafı bu kadar fiyat kırma Japonya’dan gelen tuist sayısında bir artışa da sebep olmuyor. Turlar bu kadar ucuz olunca da rehberin, şoförün yevmiyesinden kısılıyor. Otele, restorana daha az para ödeniyor. Bu da toplam kalitenin düşmesine sebep oluyor. Doğru turizm politikalarından biri de kültürel turlara ağırlık vermek, turisti tek bir şehir yerine çok daha fazla şehirde konaklatmak.
TUREB’İN İKİ ÖDÜLÜ HÜRRİYET SEYAHAT’E
21 Şubat Dünya Rehberler Günü kutlamaları kapsamında her yıl dağıtılan ve Turizm Oscarları olarak anılan TUREB ödüllerini kazananlar arasında bu yıl, Hürriyet Seyahat ve Hürriyet Seyahat’in yazarlarından Saffet Emre Tonguç da var. Hürriyet Seyahat, "En İyi Süreli Yayın" ödülünü, Cumhuriyet Gazetesi gezi ekleriyle paylaştı. Yazarımız Saffet Emre Tonguç ise "Turizm Yazarlığı/Gazeteciliği" ödülünü Mevlüt Yeni’yle birlikte aldı. Yarın verilecek diğer ödülleri kazananlar şöyle: Çevresel Sürdürülebilirlik dalında Açık Radyo, Kültürel Sürdürülebilirlik dalında Allianoi Kurtarma Kazıları ve Apollon Smintheus Tapınağı Kazısı, Konukseverlik dalında Sakıp Sabancı Müzesi, Otantik Ürün dalında Güllüoğlu Baklavaları, Otantik Yerel Etkinlik dalında Ahırkapı Hıdrellez Şenlikleri, Otantik Mutfak dalında Feriye Lokantası...
Seyahat kitapları yol gösterir maalesef bazen kötülere de
Avustralya’nın prestijli gazetelerinden biri olan The Sydney Morning Herald’da geçtiğimiz günlerde yayınlanan makalenin konusu seyahat kitaplarıydı. Bu kitaplar her zaman insanlara yol göstermiş, bazen de artniyetli kişilerin rehberi olmuş. 1942’de İngiltere’yi bombalayan Alman uçaklarına emir veren subay, eline devrin ve günümüzün en iyi seyahat kitaplarından biri olan Baedeker’ı alıp, orada önemli olarak geçen ne kadar yapı varsa hepsini hedef listesine koymuş. Sonuç ise yıkılan 50 bin bina.
Aynı makaledeki en önemli isim ise Pausanias yani dünyadaki ilk seyahat kitabını yazan kişi. Şaşırmaya hiç gerek yok, coğrafya bilimi deyince akla ilk gelen kişi olan Amasyalı Strabo ya da tarihin babası sayılan Bodrumlu Heredot gibi Pausanias da bu toprakların çocuğu. İ.S. 150 yıllarında on ciltlik ilk seyahat kitabını yazan Pausanias, bugün bile modern gezginlerin başvuru kaynağı.
Yaklaşık 20 yıldır yurtiçi ve dışında profesyonel rehberlik yapan biri olarak, kütüphanemin en önemli köşelerini hep seyahat kitapları süsledi. Ülkemin zenginliklerini ise Ekrem Akurgal gibi değerli arkeologların eserleri dışında, yabancıların en ince detaya kadar yazdığı ve yıllar çerçevesinde düzenli olarak revize edilen kitaplarında buldum. 1997’de ilk defa bir Türk, sadece ören yerlerinin olmadığı, Türkiye’yi her açıdan tanıtan Turkish Odyssey isimli İngilizce bir seyahat kitabı çıkardı. Türkçe, İtalyanca ve Almanca da basılan bu kitabın yazarı, profesyonel bir rehber ve TUREB Başkanı Şerif Yenen. Turist rehberlerini bir araya getirip iletişim ortamı sağlayan www.turkishguides.org http://www.turkishguides.org ve Türkiye turist rehberleri sitelerini hazırlayan Yenen, aynı zamanda Türk rehberlerini Dünya Rehberler Birliği’nde (WFTGA) yönetim kurulu üyesi, Avrupa Rehberler Birliği’nde (FEG) ise TUREB Başkanı olarak temsil ediyor.
- Bugün rehber olmak isteyenlerin dört yıllık turizm ve rehberlik bölümünü bitirmesi gerekiyor ama ihtiyaca göre belli dönemlerde Turizm Bakanlığı kurslar açabiliyor ve lise mezunları bile altı aylık bir eğitimle profesyonel rehber olabiliyorlar. Dolayısıyla, dört yıl okuyanlara büyük bir haksızlık yapılıyor. Bu aslında tıp mezunları dururken altı ayda doktor yetiştirmek gibi bir şey. Rehberler turistler nezdinde, ülkenin büyükelçisi konumunda önemli bir iş yapıyorlar ve vasıfsız insanların rehber olması ülkenin imajı açısından da sakıncalı.
Rehberlik meslek yasasındaki son durum ne?
- Maalesef her turizm bakanı bu konuda söz veriyor ama tutulmayan sözler rehber kalitesinin gün geçtikçe düşmesine ve hakkıyla bu işi yapanların piyasadan çekilmesine neden oluyor.
MÜŞTERİ KOKART SORMALI
Seyahat acenteleri kanunlara göre Turizm Bakanlığı’ndan onaylı profesyonel rehber çalıştırmakla yükümlü ama hálá ören yerlerinde ve yurtdışına yapılan turlarda konuyla ilgili hiçbir bilgisi olmayan kişilerin kullanıldığını görüyoruz. Bu tüketiciye yapılmış büyük bir haksızlık değil mi?
- Aslında bu yapılan 1618 sayılı seyahat acenteleri birliği kanununa aykırı bir olay. Satın alınan bütün turlarda profesyonel rehberlik hizmeti dahildir. Esas sebep tüketicinin haklarını bilmemesinden ve daha önce profesyonel bir rehberden servis almadığı için neyi kaçırdığının farkına varmamasından kaynaklanıyor. Normal koşullarda üç kere kaçak rehber çalıştıran acentenin belgesinin iptal edilmesi gerekiyor ama bakanlık, maalesef bugüne kadar bu konuda hiçbir işlem yapmadı. Müşterinin rehberine kokart sorma hakkını kullanması lazım.
Her sezon öncesinde aynı şey söylenir. Türk turizmi gerçekten patlıyor, sürekli rekorlar kırılıyor mı?
- Türkiye’de turizm politikası yok. Ülke olarak turizmden ne beklediğimizi, ne tarz turizmin bu memlekete yararlı olacağını henüz belirlemiş durumda değiliz, bunun planları da yapılmadı. Klasik Türk mantığıyla bir işe girip başarılı olanın yaptığını herkes yapmaya başlıyor. Kuşadası turizmden payını almaya başladıkça, etraf turistik tesis adını taşıyan beton yığınlarıyla doldu. Ne yazık ki aynı tehlike şu anda Antalya bölgesi için geçerli. Bu otellere bu kadar para yatıranların bu parayı geri almaları gerekiyor. Bunun neticesinde fiyat kırılıyor ve oteller ülkemize para kazandırmayan her şey dahil sistemine geçmek zorunda kalıyorlar. Sonuçta çok sayıda turist geliyor ama adı üzerinde, her şey dahil sistemiyle gelen turist elini cebine atıp harcama yapmıyor. Turizm bakanları için de önemli olan ülkeye gelen turist sayısı olduğundan, olaya hep niceliksel bakılıyor. Turizmin ülke geneline ve 12 aya yayılması hep konuşulur ama bunları yapmak için ülkenin turizm politikalarını bu yönde belirlemek lazım.
KALİTE DÜŞMEMELİ
Aynı çerçevede acentelerin de yurtdışındaki operatörleri kendi tarafına çekmek için fiyat kırması söz konusu. Bu kısırdöngüde Türk turizmi zarar görmüyor mu?
- Görmez olur mu! Örneklemek gerekirse Japon piyasasında 450 dolara mal edilen bir turu yurtdışına 50 dolara satıp aradaki farkı müşterinin yaptığı alışverişle sübvanse etmeye çalışıyorlar. Bu durum Japon acentenin işine yarıyor, o bu turu yüksek bir kárla pazarlarken, Türk acenteleri birbirlerinin kuyusunu kazmanın bedelini ödüyorlar. İşin kötü tarafı bu kadar fiyat kırma Japonya’dan gelen tuist sayısında bir artışa da sebep olmuyor. Turlar bu kadar ucuz olunca da rehberin, şoförün yevmiyesinden kısılıyor. Otele, restorana daha az para ödeniyor. Bu da toplam kalitenin düşmesine sebep oluyor. Doğru turizm politikalarından biri de kültürel turlara ağırlık vermek, turisti tek bir şehir yerine çok daha fazla şehirde konaklatmak.
TUREB’İN İKİ ÖDÜLÜ HÜRRİYET SEYAHAT’E
21 Şubat Dünya Rehberler Günü kutlamaları kapsamında her yıl dağıtılan ve Turizm Oscarları olarak anılan TUREB ödüllerini kazananlar arasında bu yıl, Hürriyet Seyahat ve Hürriyet Seyahat’in yazarlarından Saffet Emre Tonguç da var. Hürriyet Seyahat, "En İyi Süreli Yayın" ödülünü, Cumhuriyet Gazetesi gezi ekleriyle paylaştı. Yazarımız Saffet Emre Tonguç ise "Turizm Yazarlığı/Gazeteciliği" ödülünü Mevlüt Yeni’yle birlikte aldı. Yarın verilecek diğer ödülleri kazananlar şöyle: Çevresel Sürdürülebilirlik dalında Açık Radyo, Kültürel Sürdürülebilirlik dalında Allianoi Kurtarma Kazıları ve Apollon Smintheus Tapınağı Kazısı, Konukseverlik dalında Sakıp Sabancı Müzesi, Otantik Ürün dalında Güllüoğlu Baklavaları, Otantik Yerel Etkinlik dalında Ahırkapı Hıdrellez Şenlikleri, Otantik Mutfak dalında Feriye Lokantası...
Seyahat kitapları yol gösterir maalesef bazen kötülere de
Avustralya’nın prestijli gazetelerinden biri olan The Sydney Morning Herald’da geçtiğimiz günlerde yayınlanan makalenin konusu seyahat kitaplarıydı. Bu kitaplar her zaman insanlara yol göstermiş, bazen de artniyetli kişilerin rehberi olmuş. 1942’de İngiltere’yi bombalayan Alman uçaklarına emir veren subay, eline devrin ve günümüzün en iyi seyahat kitaplarından biri olan Baedeker’ı alıp, orada önemli olarak geçen ne kadar yapı varsa hepsini hedef listesine koymuş. Sonuç ise yıkılan 50 bin bina.
Aynı makaledeki en önemli isim ise Pausanias yani dünyadaki ilk seyahat kitabını yazan kişi. Şaşırmaya hiç gerek yok, coğrafya bilimi deyince akla ilk gelen kişi olan Amasyalı Strabo ya da tarihin babası sayılan Bodrumlu Heredot gibi Pausanias da bu toprakların çocuğu. İ.S. 150 yıllarında on ciltlik ilk seyahat kitabını yazan Pausanias, bugün bile modern gezginlerin başvuru kaynağı.
Yaklaşık 20 yıldır yurtiçi ve dışında profesyonel rehberlik yapan biri olarak, kütüphanemin en önemli köşelerini hep seyahat kitapları süsledi. Ülkemin zenginliklerini ise Ekrem Akurgal gibi değerli arkeologların eserleri dışında, yabancıların en ince detaya kadar yazdığı ve yıllar çerçevesinde düzenli olarak revize edilen kitaplarında buldum. 1997’de ilk defa bir Türk, sadece ören yerlerinin olmadığı, Türkiye’yi her açıdan tanıtan Turkish Odyssey isimli İngilizce bir seyahat kitabı çıkardı. Türkçe, İtalyanca ve Almanca da basılan bu kitabın yazarı, profesyonel bir rehber ve TUREB Başkanı Şerif Yenen. Turist rehberlerini bir araya getirip iletişim ortamı sağlayan www.turkishguides.org http://www.turkishguides.org ve Türkiye turist rehberleri sitelerini hazırlayan Yenen, aynı zamanda Türk rehberlerini Dünya Rehberler Birliği’nde (WFTGA) yönetim kurulu üyesi, Avrupa Rehberler Birliği’nde (FEG) ise TUREB Başkanı olarak temsil ediyor.