Topkapı Sarayı'nda 500 yıllık 'Saz yolu' bezemesi bulundu
Topkapı Sarayı’nda geçen Temmuz ayında başlayan ve halen devam eden restorasyon çalışmalarında, sarayın 4. avlusunda yer alan tonozlu tavan restorasyonunda ‘saz yolu’ olarak adlandırılan klasik dönem bezeme örneği bulundu.
16. yüzyıla ait bezeme; simurg, ejder, bulut ve bitkisel motif detayları ve altın varaklı işlemeleriyle dikkat çekiyor. Kara sıva altından çıkan bezemenin, Kanuni Sultan Süleyman döneminde eserler veren sarayın baş nakkaşı ve ‘saz yolu’ üslûbunun ilk temsilcisi Şah Kulu’na veya onun yetiştirdiği ustalara ait olduğu düşünülüyor. Hırka-i Saadet Dairesi ile Revan Köşkü’nün arasında kalan avluyu örten tonozlu tavanda sıva dökülmesi sonucu, kara sıva altından çıkan bezemenin üslup, büyüklük ve renk çeşitliliği açısından ‘saz yolu’ tekniğinin günümüze ulaşan en etkili örneği olduğu varsayılıyor. Milli Saraylar İdaresi Bilim Kurulu, 500 yıllık ‘saz yolu’ bezemesine ilişkin müdahale planı oluşturdu. Uygulama kapsamında Horasan sıva üzerine işlenen bezeme, özgün haliyle korunacak.
“SAZ YOLU ÜSLUBU OLARAK NİTELENDİRİLİYOR”
Konuya ilişkin açıklama yapan Milli Saraylar İdaresi Restorasyon Dairesi Başkanı Cem Eriş, şunları söyledi: “Bulunduğumuz mekan Hırka-i Saadet Dairesi ile Revan Köşkü arasındaki koridor, tonozlu mekan. Bu mekanda kalemkar arkadaşlarımız 19. Yüzyıl bezemeleri ile ilgili çalışmalar yaparken, Hırka-i Saadetin revak kemerlerinin arasındaki taş yüzeylerde, sıva altında birtakım renkli bezemelere rastlıyorlar. Oradaki çatlaklarda onarım yaparken. Biraz daha genişletip yaptığımız raspalar sonucunda, altta çok farklı bir kalem işi bezemeye ulaştık. Topkapı Sarayı’nın başka bir yerinde bu detayda, bu nitelikte göremeyeceğimiz sıva üzeri kalem işi çalışmalar bunlar. Saz yolu üslubu olarak tabir ediliyor. 16. Yüzyıla tarihlendiriliyor. Has odanın Fatih döneminden sonra, Yavuz Sultan Selim döneminde Hırka-i Saadetin İstanbul’a getirilmesiyle beraber, burası o şekilde kullanılmaya başlıyor ve buradaki revakların üzerinde de, daha sonra 16. Yüzyılda, kanuni döneminde saray nakkaşhanesinin ustaları tarafından ki şah kulu diye tabir edilir. Bunu ilk getiren, Osmanlı mimarisine katan o ve ekibi tarafından yapıldığını tahmin ettiğimiz bir bezeme. Burada ejder, simurg, mitolojik birtakım hayvanlar, bitkisel motifler… Burada çok zengin bir renk skalası halinde yüzeye nakşedilmiş.”
“SIVA ÜZERİ NAKIŞ OLARAK İLK KEZ BURADA RASTLADIK”
Eriş, şöyle devam etti: “Daha sonra anlıyoruz ki, tabii ki Has odadan sonra Revan Köşkü 1635’te yapıldığı için, bu mekanda bir koridor oluşunca ve bunun üzeri bir tonozla kaplanınca, buranın üzeri örtülmüş. Tahmin ediyoruz birkaç asırdır bunu kimse görmedi. Şimdi biz bunu ortaya çıkarttık. Bu bizi heyecanlandırıyor. Aslında Topkapı Sarayının başka mekanlarında var ama çini üzerine var. Fakat sıva üzeri nakış olarak, renkli bezeme olarak ilk kez burada rastlıyoruz.”
ÇALIŞMALAR BİTTİĞİNDE SERGİLENECEK
Bezemenin, Has odanın Hırka-i Saadetin revaklarının üzerine sonradan yapılmış olduğunu dile getiren Eriş, “Onun için taş sıva yapılmış, o sıva üzerine de nakış yapılmış. O sıva biraz taş yüzeyden ayrılmış vaziyette, onun için şimdi sıva güçlendirmesi yaptık öncelikle burada. Arkasından o renkli bezemelerin korumasıyla ilgili de bir kimyasal çalışması yaptı arkadaşlarımız ki 'o boyalar tozumasın, kopmasın, ayrılmasın' diye. Buradaki çalışmamız bittiğinde de, iskelelerimizi kaldırdığımızda bunları ziyaretçilerin göreceği şekilde sergilemeyi düşünüyoruz. Üzerine hava alan, koruyucu şeffaf bir koruyucu koyarak göstereceğiz” diye konuştu.