GeriSeyahat Tonle Sap ters akar kıyısında şenlik başlar
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Tonle Sap ters akar kıyısında şenlik başlar

Tonle Sap ters akar kıyısında şenlik başlar

Kamboçya’nın iki büyük nehrinden Tonle Sap, yılda bir kez mucizevi doğa olayına sahne oluyor. Kasımda ters yönde akmaya başlıyor. Nehrin yön değiştirdiği gün ülkenin ünlü su festivallerinin de başlangıç tarihi. En büyük kutlama başkent Phnom Penh’de. 45 bin kişi teknelerle kürek yarışına çıkıyor, şehrin nüfusu 1,2 milyondan 2,5 milyona fırlıyor. Elektronik mühendisi Başar Kurtbayram, iki yıl önce izlediği, fotoğrafladığı festivali Hürriyet Seyahat için yazdı.

Mekong ve Tonle Sap nehirleri Kamboçya için hayati öneme sahip. Yaklaşık dört milyon kişi bu nehirlerden geçiniyor. Tonle Sap her sene bir imkansızı gerçekleştiriyor. Kuzeyden güneye akarken kasımda yönünü değiştiriyor. Olay akıl almaz gözükse de aslında nedeni çok basit: Birleşik Kaplar Yasası’nın gerçek hayattaki uygulaması. Mekong Nehri yağmur mevsiminde taşıdığı bol suyla, Tonle Sap Nehri üzerinden ülkenin tam ortasındaki Tonle Sap Gölü’ne doğru akarken, kuru mevsimde Mekong’un suları azaldığında akıntı yön değiştiriyor. Nehrin ters akmaya başladığı gün, Kamboçya’da büyük şenliklerle kutlanıyor. Su Şenlikleri’nin en büyüğü başkent Phnom Penh’de. Kutlamalar sırasında şehrin nüfusu 1,2 milyondan 2,5 milyona fırlıyor; hayat tamamen duruyor ve herkes sadece kutlamalara odaklanıyor.

NEHRİN KIYISI GÜNDÜZ YARIŞ GECE KONSER ALANI

Şenliklerin doruğu geleneksel kayık yarışları. 12’inci yüzyıldan bu yana yapılan yarışlara tüm ülkeden 500’den fazla kürek takımı katılıyor. Kayıkların büyüklüğü 30 kişiliklerden 100 kişiliğe kadar çıkabiliyor. Özellikle 100 kişilik kayıkların geçişi görülmeye değer; zarif fakat hızlı tempoyla kürek çeken yüz kişiyi gözünüzün önüne getirin. Önünüzden geçen kayığın sanki sonu yokmuş duygusuna kapılıyorsunuz. Her kayığın burnunda renkli yerel giysileriyle takım kaptanı oturuyor, elindeki asayı kayığa vurarak tempo tutuyor. Yarışlar üç gün sürüyor, tam 45 bin yarışmacı katılıyor.
Yarışa çıkacak takımlar Phnom Penh gümrük bölgesinin önünde toplanıyor. Hakemler, kayıkların yarış kurallarına uygun olup olmadığını denetliyor. Onaylananlar başlangıç çizgisine gidiyor, diğerleri sırasını bekliyor. Kendi şehirlerine has giysilerle yarışmacılar tam bir renk cümbüşü oluşturuyor. Yarışı bitiren takımlar da tribünlerin az ilerisine kayığını bağlayıp diğer yarışları seyretmeye koyuluyor. Hava kararınca yarışlara ara veriliyor ve işte o zaman Phnom Penh sahil yolu bir derbi maçı girişi gibi kalabalıklaşıyor. Sahil yoluna kurulan panayır ve sahnelerde eğlence geç saatlere kadar devam ediyor. Ülkenin en ünlü sanatçılarının ücretsiz konser verdiği alana girmek pek kolay değil. Dile kolay, Kamboçya nüfusunun yüzde 20’si şenlikler sırasında Phnom Pehn’e geliyor.

SOKAK RESTORANLARI
Civcivli yumurtanın haşlaması hamam böceğinin kızartması
/images/100/0x0/55eafbb6f018fbb8f8a35c48


Festival zamanı seyyar gıda tezgahları nehir kıyısına toplanıyor. Çerezci kızarmış karafatma, su kurdu, kurbağa ve örümcek satıyor. Türkiye’deki seyyar kuruyemişçiler gibi, böceği tartıp kağıt külahlara koyuyor; çerezini alan müşteri atıştırarak sahil boyunca yürüyüşe çıkıyor. Karafatma, su kurdu, kurbağa özel çiftliklerde yetiştiriliyormuş. Örümcekler “organik,” yani doğadan toplanıyor. İştah açıcı görünmese de tatları hiç fena değil. Izgara muz, en popüler sokak tatlarından. Üzerine tuz dökülüp rengi esmerleşene kadar ızgara yapılan muzlar açlık bastırmak için birebir.
Sandviççi, ekmek arası kızarmış sosis satıyor. Fransızlar’dan kalan fırıncılık tekniği sayesinde ekmekler nefis. Tüm bu yemekler arasında “tavuk embriyosu”nun özel yeri var. Civciv çıkmadan birkaç gün önce kuluçkadan alınan yumurta haşlanıp satışa sunuluyor. Civcivin ne kadar olgunlaştığını göstermek için yumurtanın üstünde küçük bir delik açılıyor. Meraklıları, midye dolma usulü, en az 3-4 tane yemeden bırakmıyor. Yumurtadaki civcivin sağlığa iyi geldiğine inanılıyor.
Kamboçyalıların yegane sabah kahvaltısı erişte çorbası. Çalışanların çoğu işe gitmeden önce bir restorana uğrayıp çorba içiyor. Seyyar erişteciler ise omzunda tabağı, mangalı, kaynayan suyuyla sokakları turluyor. Mangalda kaynayan suya erişte atıp, eklenen malzemelerle taze çorba hazırlama süresi sadece üç dakika. Tabağa koyup, tezgahın altından çıkardıkları tabureyle beraber veriyorlar.
Sokaklarda her an açlığınızı bastırabileceğiniz onlarca tezgah var: Küçük ızgara et, sebze, kızarmış pirinç, sebzeli yumurta, Çin usulü hamurlular, sebzeli börekler, pirinç çorbaları, yüzlerce çeşit tütsülenmiş deniz mahsulü, çekirdek niyetine yenebilecek küçük deniz kabukluları. Soda niyetine şeker kamışı suyu...
False