GeriSeyahat Tarihi karakollar
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Tarihi karakollar

Tarihi karakollar

II. Mahmud döneminde yapılmaya başlanan karakol binalarından bugün sadece 32 tanesi ayakta duruyor.

Tarihi karakolların sadece dış cepheleri bir ölçüde korunabilmiş. Bazılarının tuğraları ve kitabeleri silinmiş. Eksiksiz olan dış cephelerse aslına uygun olmayan renklere boyanıyor. Çoğunun iç mimari özellikleri kaybolmuş. Genelde ahşap olan iç kısımlar betonarmeye çevrilmiş. İç yapısı özenle korunan tek yapı Karaköy Karakolu.

İstanbul'daki tarihi yapılar arasında karakollar da önemli bir yer tutuyor. II. Mahmud döneminde yapılmaya başlanan laşık 250 karakoldan günümüzde sadece 32 tanesi ayakta duruyor. Birçok karakol belediyenin imar çalışmaları veya çeşitli kararlar sonucu yıkılmış. Mevcut 32 karakolun 26'sı Avrupa, 6'sı Anadolu yakasında. Bunlardan 11 tanesi karakol olarak hizmet verirken diğerleri çeşitli kurum, kuruluş ve kişilerce kullanılıyor.

Tarihi karakolların sadece dış cepheleri bir ölçüde korunabilmiş. Bazılarının tuğraları ve kitabeleri silinmiş. Eksiksiz olan dış cephelerse aslına uygun olmayan renklere boyanıyor. Çoğunun iç mimari özellikleri kaybolmuş. Genelde ahşap olan iç kısımlar betonarmeye çevrilmiş. İç yapısı özenle korunan tek yapı Karaköy Karakolu.

Karakollar hakkında yazılı kaynak pek yok. Çoğu 19. yy. haritalarından tespit edilebiliyor. Bir kısmı da fotoğraflardan bulunuyor. 19. yy'da İstanbul çıkmaz sokaklardan oluşan ve polis denetimini olanaksızlaştıran karmaşık bir yerleşme dokusuna sahipti. Bu yüzden halkın güvenliğini sağlamak amacıyla birçok karakol inşa edilmiş. Karakollar, 19. yy'da yaşanan inşaat furyasında bizzat padişah tarafından yaptırıldığı ve devlet otoritesini simgelediği için sayıları hızla artmış. Bu yüzden bazı semtlerde birden fazla karakol birbirine yakın olarak konuşlandırılmış. Sarayların içine de saray efradını ve devlet erkanını korumak için dönemin mimari özelliklerini yansıtan büyük karakollar yapılmış. Çarşı, han gibi ticari yerlerin ve mesire yerlerinin yakınlarına da karakol yapılarak halkın kendisini güven içinde hissetmesi hedeflenmiş!

Karakollar, dönemin mimari özelliklerini yansıtır bir şekilde neo-klasik üslupta inşa edilmişler. Klasik üsluba duyulan hayranlıkla Eski Yunan ve Roma mimarisini canlandıran bu tarz, Osmanlı'ya yabancı mimarlarla gelmiş. Özelikle resmi ve askeri binaların yapımında tercih edilmiş. Karakolların büyüklüklerine ve öneme göre cephelerine hangi padişah tarafından yapıldığını gösteren tuğraların ve armaların yanısıra, padişahı öven kitabeler yerleştirilmiş. Girişlerde denetimi sağlamak için karakol mimarisine uyumlu ahşap nöbetçi kulübeleri yapılmış. Odalar idari çalışmalara ayrılmış. Suçluların tutuldukları nezarethaneler ise giriş veya bodrum katlarında penceresiz olark inşa edilmiş.

Yüksek lisans tezini kaynak olarak aldığımız Aynur Çitçi tarihi karakolların kültür merkezi, müze gibi fonksiyonlarla daha iyi korunacağı görüşünde. Çiftçi'ye göre Arnavutköy Karakolu, büyüklüğüyle bir polis müzesi için çok uygun görünüyor. Boğaz kıyısında olması da halkın ilgisini çekebilir.

İstanbul'da halen karakol olarak kullanılan tarihi 11 karakol ve özellikleri şöyle:

Otakçılar Karakolu:

Bilinen en eski karakol yapısı. 1835 tarihli yapı, II. Mahmud döneminde inşa edilmiş. Giriş kapısının üzerinde yazısı silinmiş bir mermer tuğra madalyonu var. Dikdörtgen planda tek katlı bir yapı.

Çarşamba Karakolu:

1838 yılında yapılmış en eski karakollardan biri. Üçgen alınlık ve onu taşıyan sütunlarla ampir üslubun örneklerinden. Ancak tuğrası silinmiş. Tarihi yarımadanın en önemli semti Fatih'te mahalle karakolu olarak inşa edilmiş.

Çırağan Karakolu:

Mimarı bilinen az sayıda karakoldan biri. İki katlı bina Simon Balyan tarafından yapılmış. Sonradan kat ilave edilerek üç katlı bir yapıya dönüştürülmüş.

Çinili Karakol:

1842 yılında Abdülmecid tarihinde yaptırılmış. Biri bodrum olmak üzere üç katlı. Tuğra ve kitabe yazısı silinmiş.

Altunizade Karakolu:

Ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığına ilişkin bir bilgi yok. Girişteki tabela kapının önündeki bayrak ve elektrik direği dışında görünümü bozulmamış.

Arnavutköy Karakolu:

1843'te yapılmış iki katlı büyük ve boğaz kenarında yer alıyor. Okunabilir bir kitabesi var. Kısmen silinmiş olarak Abdülmecid'in tuğrasını taşıyor.

Teşvikiye Karakolu:

Silinmiş bir tuğrası var. İtalyan Mimar Raimondo d'Aronco bu karakol için bir proje hazırlamış fakat uygulanmamış. Ancak binanın iki köşesindeki çeşmelerin onun tasarımı olduğu sanılıyor. 19 yy. haritalarında Prens Yusuf İzzetin'in konağın bahçe duvarına yaslanmış olarak inşa edildiği görülüyor.

Eyüp Karakolu:

Bilinen en geç örnek. Giriş kapısını üzerinde 1921 tarihli bir kitabe var.

Karaköy Karakolu:

İç ve dış cephesi büyük ölçüde korunan tek karakol. Abdülaziz arması kırık olarak yapının yanında korunuyor. Ancak bu armanın cephede nereye oturduğu bilinmiyor. Süslemeli ahşap iç yapısı ve binanın içindeki alarm çanı önemli özellikleri.

Kızıltoprak Karakolu:

2 katlı bu binanın yapım tarihine ilişkin bir bilgi yok ve Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından tescil edilmemiş.

Kumkapı Karakolu:

1969 yılında tescil edilen 2 katlı binanın hangi dönemde yapıldığı bilinmiyor.

False