Son Güncelleme:
Sulak alanların azalmasıyla yüzlerce kuşun nesli de tükeniyor
50 milyar kuş her yıl kuluçka bölgelerinden bin kilometre uzaklıktaki sıcak kış bölgelerine göçerek, gerçek bir mucize yaratıyor. Yükseklik rekoru, Himalayaları aşan Çubuklu kaz’da.Ancak dünyadaki su kuşları tükenme tehlikesiyle karşı karşıya. Biyologlar şimdi hafif uçaklar, kaz pedagojisi ve uydularla en çok tehdit altında olan türleri kurtarmaya çalışıyor. Büyük Britanya’da Edinburgh’da bir araya gelen 90 ülkeden 450 ornitologun (kuş uzmanı) ortaya koymuş olduğu sonuç iç açıcı değil: Göçmen kuşlar ama özellikle de su kuşları büyük bir tehdit altında. Kıyılardaki sığ sularda yaşayan deniz kuşlarının yarısı yok olma tehlikesi içindeyken kuzey Amerika’daki örneklerin beşte biri şimdiden tükenmiş. Kuşların uçuş rotası üzerindeki sulak alanlar büyük bir hızla yok oluyor, diyor Wetland Uluslararası Doğa Koruma Organizasyonu üyesi Gerald Boere. Özellikle de kış aylarında yaşadıkları alanlar, genelde yoğun nüfuslu bölgelerde yer almakta ve günden güne de doldurulmakta. Ve alınan uluslararası kararlara rağmen ak turna, step kızkuşu ve Amtserdam albatrosu gibi kuşlar tükenmek üzere. Kuş hayranı Stepher Holloway, 1998 Mayısında Druridge körfezinde ince gagalı kervançulluğunu yakından görebilmek için 500km yol tepmişti. Kahverengi beyaz tüylü su kuşları o tarihlerde körfezin kıyılarında düzineler halinde uçuşuyorlardı. ‘Numenius tenuirostris’ dünyanın en ender kuşlarından biri. Uzmanlar geriye sadece elli örneğin kaldığını tahmin ediyor. Ne yazık ki bu sayı bir türün uzun bir süre hayatta kalabilmesi için yeterli değil. Bu nedenle de ince gagalı kervançulluğu küresel kuş krizinin ilk kurbanı olmaya aday.Araştırmacılar şimdi bu yüzden on büyük göç yolu için küresel ‘uçuş trafiği kontrolü’ öneriyor. Sadece tüm kıtalardaki sulak alanların birbirine bağlanmasıyla kuşlara uzun vadeli yaşama şansı sunulabilecek. Yaklaşık 50 milyar kuş her yıl kuluçka bölgelerinden bin kilometre uzaklıktaki sıcak kış bölgelerine göçerek, gerçek bir mucize yaratıyorlar. Yükseklik rekoruÖrneğin sürmeli kervançulluğu, Alaska’dan Yeni Zelanda veya Avustralya’ya kadar hiç durmadan uçuyor. En yüksekten uçma rekoru ise orta Asya’da Himalayalar’ın üzerinde 9000m yükseklikten uçan çubuklu kazdır. Kuşlar uzun uçuşları sırasında yönlerini, yıldızlara, kokulara ya da geçtiğimiz haftalarda Science dergisindeki bir yazıda da belirtildiği gibi her gün batımında yeniden ayarlanan bir tür biyolojik pusulayla buluyorlar. Fakat ne var ki kanatlı atletler insanlar yüzünden git gide daha fazla dönüşü olmayan göçlere zorlanmakta. Mesela İzlanda’nın kuzeyinde inşa edilecek olan K rahnj£kar barajı, Kuzey Kutbundan Afrika’ya göçen yaklaşık 90 milyon su kuşunun konaklama alanlarını yok edebilecek. Avustralya ve Asya arasındaki uçuş rotasındaki yeni tehdit ise kıyıları Çin ve güney Kore tarafından doldurulan Sarıdeniz. Güney Avrupa, doğu Avrupa ve Afrika’da ise göçmen kuşlar sırf yemek için avlanıyorlar. Mesela Afrika’daki en önemli göç yollarından biri olan Malawi’deki Chilwa gölünde bazı yıllarda 200 000 göçmen kuşun yaşamı ızgaraların üzerinde son buluyor. Maratoncuları kurtarmakSadece konaklama alanlarının bozulması bile büyük kuş topluluklarının tükenmesi yol açabilir. Amerika’nın doğu sahilindeki Delaware körfezi örneğin tam da büyük kumkuşunun göç yolu üzerindedir. Bu küçük deniz kuşu her sonbaharda Kuzey Kutbundan yola çıkarak Patagonya’daki Tierra del Fuego bölgesine uçar ve uzun yolculuğu için gerekli enerjiyi milyarlarca ok kuyruklu yengeç (Limulus polyphemus) yumurtasının bulunduğu Delaware körfezinden toplar. Fakat ne var ki bu ‘canlı fosiller’ balıkçılar tarafından yem olarak keşfedilmesinden sonra kuşlar gagaları boş dönüyor. Büyük kumkuşunun hayatta kalabilme şansı bu yüzden önemli ölçüde düştü. Kuşların sadece dörtte biri güney Amerika göçü için gerekli enerjiyi depolayabiliyor. Araştırmacılar şimdi uzun mesafelere göç edenler arasında en çok tehdit altında bulunan türleri kurtarmak istiyorlar. Acilen kurtarılması gereken adaylardan biri örneğin küçük sakarca kazıdır. Rus tundrasında kuluçkaya yatan küçük sakarca kazlarından geriye sadece dörtte biri kalmış. Araştırmacılar İskandinavya’da elli çiftin bulunduğunu sanıyor. Bunun nedeni ise genelde Karadeniz ve Hazar denizinde avlanıyor olmaları. Uçakla eskortAraştırmacılar şimdi avcılarla savaşmaktansa sakarca kazlarını bir tür kaz pedagojisiyle kurtarmaya çalışıyorlar. Kiralık annelerle kuşları daha güvenirli göç alanlarına yönlendiriyoruz, diyor İsveç Doğa Koruma Organizasyonu’ndan Torsten Larsson. Taktik şu: Araştırmacılar İsveç’te kuluçkaya yatan ve kışı Hollanda’da geçiren ak yanaklı kazı küçük sakarca yumurtalarının üzerine oturtuyor ve böylece kaz yavruları kiralık anneyi benimseyerek Hollanda’ya ilk göçte onu takip ediyorlar. Bu yöntemle bugüne değin yaklaşık yüz küçük sakarca kazını kurtarmışlar. Diğer bazı araştırmacılar ise benzer bir yöntemi hafif uçaklarla gerçekleştirecek; yöntem kısa bir süre önce denendi bile. Amerikan turnası, Geronticus eremita kuğusu ve kelaynak yavaş uçan uçakların gölgesinde göç bölgelerine ulaşanlardan bazıları. Zoolog Johan Mooji ve Alman Aero Club’tan Wolfgang Scholze, şimdi küçük sakarca kazı yavrularını insan ve makineye alıştırmak istiyorlar. Ağustos 2005’te ilk olarak Laponya’dan yola çıkacak olan pilot Scholze, küçük sakarca kazı yavrularına Xante adasına kadar 4000 km boyu eşlik edecek. İzleri kaybolanlarBir tür neredeyse tükenmiş ise ve hakkında çok az şey biliniyorsa korunması çok daha zordur. Örneğin bunlardan biri olan kaşık gagalı ördek (Löffelstrandl„ufer) aynı zamanda Uzakdoğu’daki ekonomi patlamasının da kurbanı. Tahminlere göre geriye sadece 400-500 örnek kalmış. Kaşık biçimindeki gagasıyla kumun içindeki en küçük canlıları yakalayan kuşla ilgili en büyük sorun kışları nerede geçirdiği bilinmemesidir. Ayrıca kuluçka bölgelerine de çok zor ulaşılmakta. 15cm boyundaki kuşun kuluçka alanlarını önceden uydu görüntüleriyle saptayan bilim adamları, Rusya’nın doğusundaki Chuchki yarımadasına ancak helikopter ve köpekli kızaklarla ulaşabildiler. Bir kez halkalandıktan sonra kuşlar Sarıdeniz’e kadar takip edilebiliyor. Ne var ki bu bölgeden sonra kaşık gagalı ördeğin izi kayboluyor. Çünkü güney Koreliler Saemangeum bölgesinin 33km’lik kısmını dolduruyorlar. Bazı ülkelerdeki yetersiz veriler yüzünden ornitologlar kuşların yok oluşuna seyirci kalıyor. Mesela bundan altı yıl kadar önce İngiltere’de görülen ince gagalı kervançulluğu gibi. Bu kuşun nerede kuluçkaya yattığı bile bilinmiyor. Son yuva 1924 yılında Rusya’daki Tara kentinin güneyinde görülmüştü.