Son Güncelleme:
Spanish Bodrum
Bodrum'a, Çeşme'ye Ibiza benzetmesi çok yapıldı ama valla billa bu sadece bizim uydurduğumuz bir şey değil. Saygın gezi rehberlerinde bile Bodrum'dan söz edilirken ‘Turkish Ibiza’ deniliyor. Kapanmak üzere olan eğlence sezonunu ucundan yakalayıp Ibiza'ya gidip yerinde tetkik ettik ki söylenenler doğru, Ibiza aynı Bodrum gibi! ‘‘İspanyollar'ın Bodrum'u Ibiza’’ Bodrum'a hakikaten çok benziyor ama onun daha yeşili ve mimarisi daha güzel olanı. Tabii Ibiza'nın esas numarası adaya tüm dünyadan akın eden eğlence ve zevk düşkünü hedonistlerin kurtarılmış bölgesi olması. Ibiza'da o kadar az İspanyolca konuşuluyor ki kendinizi hiç de İspanya'ya gelmiş gibi hissetmiyorsunuz. İspanya'nın güneyindeki Balearia Adaları'nın (diğerleri Majorca, Minorca ve Formentara) en meşhuru olan Ibiza yaklaşık yirmi beş, otuz yıldır dünyanın en popüler eğlence tapınaklarından biri. İspanyolca adı Eivissia olan ve güzel bir kaleyle süslenmiş bu adayı keşfedip popüler hale getirenler İngilizler. İngilizler Ibiza'nın her tarafını sarmış: Tabelalar İngilizce, kafelerde İngiliz garsonlar çalışıyor. Kısaca İngilizler kendilerini Ibiza'da evlerinin oturma odasında gibi rahat hissediyorlar. Sadece bu yıl tam 800 bin Britanya vatandaşı ziyaret etmiş adayı. ERKEKLERDE TANGAİngilizlerin yanı sıra Almanlar, Fransızlar ve İtalyanlar da Ibiza'yı çok seviyor. İspanyollar ise gece kulüplerinde alemlere akmak yerine evlerinin geniş balkonlarında şamata yapıp turistleri seyretmeyi tercih ediyor. Kimi organizatörler dans müziğinin patladığı ve popülerliğinin zirve yaptığı Ibiza'nın modasının geçmeye başladığını söylüyor. Damardan clubberler artık yavaş yavaş Ibiza'yı terk edip Tayland, Goa (Hindistan) ve Mexico City gibi yerlerde büyük ve çılgın rave (taşkın) partiler düzenliyormuş. Bütün bunlara rağmen Ibiza hala dolup dolup taşıyor. Biz gittiğimizde mevsim sonuydu ama Ibiza Havaalanı'na durmadan uçaklar inip kalkıyordu yani Ibiza'nın meraklısı hala çok.Bodrum'daki paralı şıkıdım beach'lerin aynılarından Ibiza'da da var. Gece sabaha kadar kurtlarını dökenler, gündüzleri plajlarda uyuyarak güneşleniyor. Erkekler arasında feci yaygın olan tanga modasının Bodrum'a sıçramamasını umuyoruz. Ibiza'da hayat akşam sekizden sonra başlıyor, mekanların resmi olarak açık kalma süresiyse on altı saatle sınırlandırılmış. Ibiza'daki eğlence ve hareket San Antonio, San Rafael ve Ibiza'nın içinde yoğunlaşıyor. Ibiza sadece eğlence değil, aynı zamanda bir stil merkezi. Adada onlarca kafe ve kulübün yanı sıra butik, aksesuar dükkanı, piercing'ci, dövmeci ve parti oyuncağı satan yer var. Zaten anladığımız kadarıyla dövmesi ve piercing'i olmayanı adamdan saymıyorlar. Adanın içerileri daha bir ‘aile salonu’ görünümünde. Plastik masa sandalyelerde oturan beyaz atletli amcalara ve yaşlı teyzelere rastlamak mümkün.Gelelim Ibiza'nın en gözde kulüplerine: Amnesia, Eden, El Divino, Es Paradis, Pacha, Previlege ve Angels El Cel. Akla hayale gelebilecek en kopuk eğlencelerin yaşandığı bu kulüplerde çalan dünyaca ünlü DJ'lerin pek çoğunun memleketimizi de ziyaret ettiğini iftaharla belirtelim. Paul Van Dyk, Laurent Garnier, Steve Lawler, David Morales, Frankie Knuckles ve Satoshi Tomiie ilk aklımıza gelenler.CAFE DEL MAR EFSANESİIbiza adını tüm dünyaya eşi menendi bulunmayan gece kulüpleriyle duyurdu. Bu mekanlardan özellikle biri öne çıktı, üstelik de kulüp değil bir kafe olmasına rağmen. Ibiza denilince ilk akla gelen Cafe Del Mar'dır desek abartmış olmayız. Bundan yirmi beş yıl önce ülkesinden kaçıp kafasını dinlemek isteyen bir İngiliz DJ tarafından adanın San Antonia bölgesinde açılan mekanın şahane bir plajı da var, zaten adı da buradan geliyor. Cafe Del Mar denizdeki kafe demekmiş. Efsanevi Cafe Del Mar'ın terasından dünyanın en güzel günbatımlarının seyredildiği söyleniyor.Cafe Del Mar'ın bu gevşetici ve rahatlatıcı etkisi bir müzik türüne de ilham vermiş, Cafe Del Mar chill-out (rahatlama müziği) denilen türün doğmasına sebep olan etkenlerden biri. Her yıl piyasaya sürülen (bu yıl dokuzuncusu çıktı) toplama Cafe Del Mar serisi albümleri de mekanın ününe ün katmış. Yirmi beş yıldır hiç değişmeyen Cafe Del Mar aynalı, avizeli, beyaz ve pembe lakeli dekorasyonuyla bizdeki kibar taşra pastanelerine benziyor. IBIZA ADASI’NDA YATTA PARTİ KEYFİIbiza'daki bulunuş sebebimiz Miller'in düzenlediği ‘‘Miller Yacht Party’’ydi. Rusya, İsveç, İsviçre, İrlanda, İngiltere, Dominik Cumhuriyeti, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Almanya ve Hollanda gibi çeşitli ülkelerden şanslı 140 Miller tüketicisini buluşturan partide İngiliz DJ Simeon çaldı. Miller talihlileri Hollanda bayraklı Atlantis adlı yatta gerçekleşen partinin yanı sıra üç gün boyunca Miller tarafından Ibiza'da ağırlandılar. Kulüplerde eğlenip, restoranlarda yiyip içip, plajlarda güneşlendiler. Miller'a aşağı yukarı 1 milyon dolara mal olan bu promosyona Türkiye'den katılan tüketici yoktu. Bu arada en çok birayı Rus'ların tükettiğini söylemeye herhalde gerek yok.İçinde 29 barı bulunan Dünyanın en büyük kulübüIbiza'yı bilenler mutlaka gitmemiz gereken yerlerden birinin Previlege adlı gece kulübü olduğunu söylediler. 1970'lerde açılan Previlege dünyanın en büyük gece kulübü. Açıldığı zamanda dünyanın ilk havuzlu gece kulübüymüş aynı zamanda. Bu çok orijinal kulüpte, ki kulüpten çok bir kasaba demek daha doğru olur, tam 29 ayrı bar, dükkan filan var. Kulüpten, Ibiza merkezine gitmek için servisler kalkıyor, kapıdaki kuyrukların ucu bucağı görünmüyor. SES İZALASYONLU DUVARLARFunk, trance ve techno çalınan kulüpte bölmeli duvarlar sayesinde aynı anda birkaç farklı türde müzik dinlenebiliyor. San Rafael yakınlarında yer alan kulüp o kadar büyük ki insanlar birbirini kaybettiği için mekanın çeşitli yerlerine elektronik haberleşme panoları konmuş. Bizim gittiğimiz gece kulübün ‘Manumissison’ temalı kapanış partisi vardı. John Kelly'nin hazırladığı ‘Manumission’ gösterisi için kısaca çok görkemli ve etkileyici bir ‘tekno modern zamanlar sirki’ denilebilir.