GeriSeyahat Sizin şimdi yazacak vaktiniz olmaz, diye...
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Sizin şimdi yazacak vaktiniz olmaz, diye...

Sizin şimdi yazacak vaktiniz olmaz, diye...

Adanalı e-dostlarımdan Mustafa Öncül tatil dönüşü (benim dönüşümde) bir yazı gönderdi bana. Demek ki on beş günden çok oldu. Son derece zarif bir ikramda bulundu, sağolsun! Bir türlü teşekkür edemedim, kullanamadım da. Nihayet...

*

Mustafa Bey’in mesajı şöyleydi:

Hoşgeldiniz. 

Yahya Kemal'e sormuşlar, "Ankara'nın en çok neyini seversiniz?" diye... "İstanbul'a dönüşünü" diye yanıt vermiş. 

Bana da sorsalar, "Tatilin en sevmediğiniz yanı nedir?" diye... yanıtım, "Dönüşü" olur.

Bizim toplumumuzda bir gelenek vardır ya... evinizi taşıdığınızda, yeni komşularınız yiyecek içecek getirirler, "Sizin yemekle filan uğraşacak haliniz yoktur şimdi" diyerek. 

Siz de şimdi tatilden geldiniz, meşgulsünüzdür birçok şeyle... Biz de size Adana'dan yardım gönderelim. Tabii ki www.acilibirbucuk.com'dan... 

Irak'a asker gönderme, Kürt-Türkmen olayları vs derken... televizyonlar ve gazeteler yine allame'den geçilmiyor. Bizim hoşgeldiniz hediyemiz de bu mevzuu üzerine... 

Allah iyi günlerde kullanmayı nasip etsin. 

Tekrar hoşgeldiniz!

Mustafa Öncül 

*

Adanalılar’ın keyifli sitesi acilibir.com’dan alınma yazı da şöyle:

ALLAME SEKTÖRÜ 

Deprem olur, deprem allameleri televizyon kanallarını doldurur. Kriz olur, kriz allameleri. Din tartışması başlar, bakarsınız her yer din allamesi dolmuş. Enflasyon, faiz allameleri. Avrupa Birliği allameleri. Örovizyon ve müzik allameleri. Ortalık allameden geçilmiyor! Yeter ki uygun ortamı bulsunlar. Anında, pıtrak gibi çoğalıyor, her yanı kaplıyorlar! Eh yani. Gazetelerimiz, televizyon kanallarımızda da bunlara tutacak çanak çok! Tut tut bitmiyor! 

Düşündüm de. İyi piyasa ha! Aslında bu piyasadan yararlanabiliriz. Neden yararlanmayalım ki?!.. Meşhur arz-talep kuralı ne güzel işliyor! Arz deseniz zibil gibi. İstemediğiniz kadar! Memleketimizde sorun eksik olmadığı ve gündem ışık hızı ile değiştiği için talep de her daim fazlasıyla mevcut. Eeee!.. Un var, yağ var, şeker var. Neden helva yapmıyoruz? 

Mesela gazeteye şöyle bir ilan versek: 

"Herhangi bir konuda görüş beyan edebilecek, televizyon kanalları arasında üşenmeden koşuşturabilecek, televoleler dahil her türlü programa çıkabilecek bay-bayan elemanlar aranıyor. Profesör ve doçent olmak tercih sebebidir. Ücret dolgundur. Tartışma programlarında reyting yükseltici konuşma yapanlara, yeni polemikler yaratanlara ekstra prim verilecektir." 

İstihdam edilen bu elemanları, gündemin durumuna göre televizyon kanallarına, gazetelere göndersek. Hem televizyon kanallarımızın, hem gazetelerimizin işini kolaylaştırmış, hem de bu arkadaşlarımıza ek bir gelir sağlamış oluruz. Eh. Bu organizasyondan üç-beş kuruş biz de yolumuzu buluruz tabii.

Evet. İyi fikir bu. Bu konuyu ciddi bir şekilde düşünmek gerek. 

İlk yaptık, yaptık!.. Sonra işin suyu çıkar. Bakarsınız bir gün gelir, televizyon kanallarının önünde işportacı tezgahları kurulmuş, çığırtkanlar bağırıyor: 

"Gel vatandaş geaaal!.. Profesörün kralı burada!.. Geaal!.. Deprem profesörü, enflasyon doçenti burada geaaal!.." 

"Amerika'da master yapmış hiper enflasyon uzmanına geaaal!.." 

"Pentagon'dan emekli Ortadoğu uzmanı burada geaaaal!.." 

"Marmara Fayı'nın kitabını yazmış jeofizikçiye geaaal!.." 

Çok çabuk davranmak gerek. Bu güzel işi kaçırmaya gelmez! Allah bilir bu işin de mafyası çıkar çok sürmez. Düşünsenize, bir gün telefon çalıyor, karşınızda soğuk bir ses: 

"Canııım. Duyduk ki sizde Güney Afrika elmasları üzerine doktora yapmış bir uzman varmış. Bak böyle değerli bir uzmanınız var madem. Bu uzmanı korumak gerek. İtin biri çıkar, topuğuna sıkar iki tane. Biz bu değerli uzmanımızı bugünden itibaren koruma altına alıyoruz. Bu hizmetimiz mukabilinde bize aylık ellibin dolar verseniz kafi. Tamam mı koçum. Ben yarın çocukları gönderirim emaneti aldırmaya. Banknotlar elli dolarlık olsun. Hadi selametle." 

Yok yok!.. Hemen bir ofis tutup, dayayıp döşeyip, gazete ilanını verelim, elemanlarımızı alalım. İhmale gelmez bu işler. Hızlı ve seri olmalı. Acele etmeli. Çok acele etmeli. 

Mustafa ÖNCÜL

False