Şiirim geldi birden!
Şiire pek meraklı değilimdir aslında ben. Mesela, hiç yazmadım, ne yazması, yazmayı denemedim bile. Ama bazen canım çeker bir şiiri, başını sonunu bilemediğim bir mısra fırtına gibi deler geçer zihnimi, “Beni çağır!” der gibi. Mesela, bugün...
Her şey sende gizli:
Yerin seni çektiği kadar ağırsın
kanatların çırpındığı kadar hafif.
Kalbinin attığı kadar canlısın
gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
nefret ettiklerin kadar kötü.
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
karşındakinin gördüğüdür rengin.
Yaşadıklarını kâr sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna
ne kadar yaşarsan yaşa,
sevdiğin kadardır ömrün.
Gülebildiğin kadar mutlusun
üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
bir gün
yalan söyleyeceksen eğer
bırak karşındaki sana güvendiği
kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın.
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin.
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak
bunu hatırladığın kadar yaşarsın
bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun.
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
kuşlar ötebildiği kadar sevimli
bebek ağladığı kadar bebektir
ve her şeyi
öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren...
SEVDİĞİN KADAR SEVİLİRSİN...
Can Yücel
Not: Bu şiirin müziği size yeter ama, illa bir müzik dinleyecekseniz okurken, size Samuel Barber'ın Telli çalgılar için Adagio'sunu önerebilirim...