Şarkılara, destanlara konu olan yarımada: Bodrum
Bodrum, Türkiye’de yaz tatili denince akla gelen ilk yerlerden. Bugüne kadar hakkında çok şey konuşuldu, belki sayısız defa keşfedildi ama o yine de hep güzelliklerine yenilik ekledi. Sırt çantalı gezginleri de memnun etti, konforun zirvelerinde gezinenleri de. Okullar geçen hafta açıldı. Bodrum’un çılgın sezon kalabalığı yerini sakinliğe bıraktı. Bargylia, Kuyucak gibi az bilinen noktalarıyla deniz ve doğanın en güzel olduğu vakitlerde, Bodrum yine bizi çağırıyor...
Halikarnas Balıkçısı’nın “Sanma ki sen geldiğin gibi gideceksin, senden öncekiler de böyleydiler; akıllarını hep Bodrum’da bırakıp gittiler” sözleriyle anlattığı Bodrum, binlerce yıllık köklü bir geçmişe sahip. Bodrumlu tarihçi Herodot’a göre kent, MÖ 1000’li yıllarda Dorlar tarafından kurulmuş. Halikarnassos denilen antik yerleşimden sonra Bizans ve Türk beylikleri bölgeye hâkim olmuş. Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı topraklarına katılmış. Yörenin tarihi mirasına tanıklık etmek için gezmeye Bodrum Kalesi’nden başlıyoruz. Rodos Şövalyeleri tarafından inşa edilen kalenin asıl sürprizi, loş dehlizlerinde sakladığı Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi.
Küçük, doğal kumsallar
Müzede sergilenen koleksiyonun en ilginç parçası, 3 bin 400 yıllık geçmişiyle dünyanın bilinen en eski batıklarından biri olan Uluburun Batığı. İçinden çıkarılan kargoda, Mısır Kraliçesi Nefertiti’nin firavunluğunu kanıtlayan altın mühür de var. Kalede ve mavi yolculuk teknelerinin sıralandığı kordon boyunda gezindikten sonra çarşıya uzanıyoruz. Deri sandaletler, el yapımı cam eşyalar, otantik takılar, süngerler, dev deniz kabukları ve mercanlarla dolu tezgâhlardan eli boş ayrılmak çok zor. Neredeyse tamamı Mavi Bayraklı olan Bodrum plajlarının akşamüzeri partileri de çok meşhurdu. Ta ki pandemi dönemine kadar... Bugünse tatil köyleriyle göz dolduran Torba’da alışveriş ve yemek için seçenek bol. Ağaçlı Koyu’nun doğusundaki Gümbet, otel, pansiyon ve tatil köyleriyle dolu. Bodrum’dan gelen gezi teknelerinin uğrak noktası olan koyda, küçücük doğal kumsallar saklı. Gümbet’in kapı komşusu olan Akvaryum Koyu, günlük tur teknelerinin vazgeçilmez durağı.
Mandalina bahçeleriyle bezeli Turgutreis’in kıyılarısu sporları için ideal. Eski yel değirmenleriyle ünlü Yalıkavak hem karadan hem denizden gelen misafirlerini şık lokantalarında ağırlıyor. Detaycı bir ruhla hazırlanan Yalıkavak Marinası ise tekneler için üst seviyede konfor sağlıyor. Civardaki plaj kulüpleri, deniz ve güneş keyfini seçkin müzikler ve ikramlar eşliğinde bir tür açık hava partisine dönüştürüyor. Koylarda hayat, hemen her gün benzer şekilde yaşanıyor. Bodrum’da uzun kahvaltılarla başlayan gün, öğle saatlerinde uyku ve istirahat saatleriyle, akşamüstleri ise güneş ve deniz banyosuyla sürüyor. Gün boyu tüm yorgunluğun atılmasından sonra, güneşin batışıyla birlikte restoranlar ve eğlence mekânlarında sürüyor.
Rüzgârın krallığı
Bodrum plajlarında zaman geçirmekle yetinmezseniz, sizi Ege’nin serin sularıyla buluşturacak üç alternatif daha var... Dalış ve yelken okulları ile artık Bodrum ile özdeşleşen mavi yolculuk. İnce kumlu plajlarıyla ünlü Bitez, bol rüzgârlı sığ deniziyle Bodrum’un sörf ve yelken merkezi. Bozulmamış sualtı planktonları ve gizemli batıklarıyla dalış tutkunlarına unutulmaz anlar vaat eden Bodrum’da çok sayıda dalış noktası var. Bodrum tatilini renklendirebileceğiniz en eğlenceli aktivitelerden biri de tekne turları. Günübirlik, üç günlük ya da haftalık olarak yapılan mavi turlarda Bodrum çıkış ve dönüşlü Gökova Körfezi, Datça ve Bozburun Yarımadası ile Marmaris turlarından birini tercih edebilirsiniz. Issız koylarında yüzme molalarının verildiği turlarda öğle yemeğinde ızgara çeşitleri, balık ve salata var.
Yalıkavak yakınlarındaki Sandima ile Gümüşlük’ün tepesindeki Karakaya, Bodrum’un 100 yıl önceki halini göstermek ister gibi. Güllük civarındaki Bargylia Antik Kenti, Bizans döneminden kalma kalıntılarla dolu. Bölgede lezzet molası için en ideal yer, çok eski dönemlerden beri doğal liman olarak kullanılan Kuyucak Limanı. Mütevazı bir Bodrum kasabasının kanaatkâr insanlarını tanımak içinse Gümüşlük’e uzanmanız gerek. Akşam yemeğini teknede değil de sahildeki restoranlarda almayı tercih edenler için seçenek fazla.
2 bin yıllık batıklar
Denizin yakamozlandığı bu gümüş köyde, Myndos Antik Kenti’nin sular altına gömülmesinden 2 bin yıl sonra bile hâlâ suyun dibindeki batıkları görme şansınız var. Gümüşlük gösterişli turistik etkinlikler sunmasa da burada denize giriliyor, Tavşan Adası’na yürünüyor ve nefes kesen günbatımları izleniyor. Bodrum’un az bilinen bir başka gizli hazinesi de Mazıköy. Güllük’ü geçtikten sonra Güvercinlik’ten sola ayrılıp Mumcular istikametini takip ettiğinizde ulaşabileceğiniz bu bakir Ege köyü, billur gibi denizi, yemyeşil doğası, anıt ağaç ve kayalıklarıyla tam bir yeryüzü cenneti. İskeleden tekne kiralayıp koyları keşfetmek size kalmış. Tarihi harabeleri görmek için Kisebükü’ne uğramak artık bir gelenek. Hamam, sarnıç ve kilise gibi kalıntıların bulunduğu koy, mavi yolculuk teknelerinin de vazgeçilmezi.
ANTİK PATİKALARDA
Bodrum’un son yıllarda yıldızı yükselen tatil beldelerinden biri olan Yalıçiftlik’e uzanıyoruz. Bodrum’a karayoluyla yaklaşık yarım saat uzaklıktaki Yalıçiftlik’e, çam ormanları arasında kıvrıla kıvrıla uzanan keyifli bir yolculuk sonunda ulaşılıyor. Son yıllarda otel ve tatil köylerinin sayısı hızla artan Yalıçiftlik, Bodrum’un belki de en güzel denizinin olduğu koylara sahip. Karaada’dan sonraki ilk koyda, Gökova Körfezi’nin girişini gösteren çakıllı bir sahil ve etrafa serpiştirilmiş birkaç restoran var. Sahilin doğu tarafı kumsal, biraz daha ilerideki ıssız kayaların arasında tek başına denize girmek ve güneşlenmek çok keyifli... Gökova Körfezi’nin dünyaca ünlü panoramasına bakan ormanlarla kaplı tepelerde uzun yürüyüşler yapmak, tekne turlarına katılmak, sevdiklerinizle baş başa kalabileceğiniz sakin kumsallar bulmak, yörenin konuklarına sunduğu ayrıcalıklardan birkaçı. Karialılardan kalma kalıntılara rastlamak da hiç zor değil. Köy evlerinden el dokuması halı ve kilimler satın alabilirsiniz.
Yalıçiftlik’in 4 kilometre ilerisindeki Çiftlikköy ise balı, inciri ve taş evleriyle ünlü.