Dünyayı koşan çiftle adım adım Pireneler

Elena Polyakova, son katıldıkları bu yarışı Hürriyet Seyahat için yazdı: 

'Dünyayı koşan çift’ olarak İspanya’ya doğru yola koyulduk. Bu güneşli ülkeye gitme amacımız ‘Salomon Ultra Pirineu Skyrunner World Series’in beş yarışından biriydi. 110 km’lik ve toplam 6.800 m irtifa kazandıran dağ koşusu müthiş Cadí Moixeró Natural Park’ta gerçekleşiyor. Bagà’dan başlayıp aynı noktada sona eriyor (Barselona’dan 129 km uzaklıkta). Oralara kadar giderken Barselona gibi tarihi ve mimari bir hazine değerindeki şehri ziyaret etmeden olmazdı.

SOKAKLAR CIVIL CIVIL

Barselona’ya indiğimizde otobüsle 30 dakikada Plaça de Catalunya’ya vardık, oradan Barselona’nın kalbine, Las Ramblas’a geçtik ve otele yerleşip yerleşmez kendimizi hemen şehrin cıvıl cıvıl sokaklarına attık.

O ana kadar çok duyduğumuz ama daha önce hiç görmediğimiz Mercat de La Boqueria’yı bir an önce keşfetmek için can atıyorduk. Gökkuşağının her rengini içeren tezgâhlar gözlerimizi kamaştırıyordu! Harika deniz ürünleri yemek için sırada bekledik ama kesinlikle değdi. Rengârenk meyveler, benzersiz lezzette çikolatalar derken saatlerin nasıl geçtiğini anlayamadık. Tek kelimeyle müthiş bir yer.

Sonra Barselona’da gece vakti sokaklara karıştık. Ertesi gün erkenden bisikletle şehir turuna katılmaya karar verdikten sonra başlangıç noktasına koştuk. Bol bol gezilecek yer içeren bir şehirde ama az vakti olanlar için harika bir çözüm bisiklet turu, üstelik sürücüler çok saygılı. Rehberin eşliğinde birkaç saatlik turda hem tarihi yerleri, gizemli sokakları, mimari mucizeleri, meşhur yerleri görme şansımız oldu hem de spor yapmış olduk. Turdan sonra yürüyerek Montjuïc Tepesi’ne çıktık (aynı zamanda teleferik imkânı da var yürümek istemeyenler için). Tepeye ulaştığımızda gün yavaş yavaş batmaya başlamış, gözyüzünün rengi şehre vurmuş, eşsiz bir manzara ortaya çıkarmıştı.

Elena (önde) ve Alper (arkada) Pirineler’deki 110 km’lik ultra maratonu 22 saatte tamamladı. Elena, her yarış öncesi tırnaklarına ojeyle gideceği yere uygun motifler yapmayı bir totem haline getirdi.

DÜNYANIN EN İYİ PATİKA KOŞUCULARIYLA 22 SAAT

Barselona’yla vedalaşırken deniz kenarında paella yiyerek muhteşem günümüzü taçlandırdık. Otogarda Alp’e giden otobüse bindiğimizde, dağlara doğru seyahatimiz başladı. Kentten 148 km uzaklıkta. Tren yolculuğu sevenler için Alp-Urtx istasyonundan geçen tren opsiyonu da var.

Aslında yarış Baga’da başlıyor ve bitiyor ama kasaba küçük olduğundan dolayı orada yer bulamayıp yaklaşıp 20 km uzaklıktaki olan Alp’te kalmaya karar verdik. Masalsı evler ile dolu bir kasaba bizi dev Pireneler’le karşıladı.

Sıcak ve kalabalık Barselona’dan sonra sessizlik ve ferahlık bizi sardı. Yarışmadan önce sayılı günleri bol bol gezerek ve bu küçük yerlerin nefis lezzetlerini keşfederek geçirdik.

Bu kasabada gurme turları yapılıyor. O bölgede gezilecek o kadar çok kasaba var ki kesinlikle bir kez daha dönmemizi gerektiren bir yer... Yürüyüş için işaretli müthiş rotalar da mevcut. Ayrıca kayak merkezi de var (La Molina ve Masella). Anlaşılan kışın da yolumuz bir gün buraya düşecek.

Nihayet yarışma günü geldi, kendimizi başlangıç noktasında dünyanın en iyi patika koşucularıyla yan yana bulduk. Pireneler’de ‘110 km’lik rota çok zorluydu ama müthişti. Yemyeşil ormanlardan, daracık patikalardan ve hırçın dağ nehirlerinden bizi 2500 metrelere kadar çıkartarak hayallerimize doğru götürüyordu. Maceramız 22 saat 38 dakika sürdü. Herkes bu yarışta kendine doğru yolculuk yapıp hikâyesini yazıyordu, bizimki yse mücadele ve bitiş çizgisini görme mutluluğuydu..