Romeo ve Juliet'in romantik şehri Verona
Dillere dolanan büyük aşk hikayesinin doğduğu bir yer. Aynı zamanda İtalya'nın en çok turist çeken şehirlerinden birisi. Romeo ve Juliet dersem belki çoğunuz anlayacaksınız neresi olduğunu. Yaşanmış ya da değil, oyun ya da gerçek bir hikaye, ölümü bile göze alan aşklarıyla Romeo ve Juliet, Verona'yı kutsal aşk tapınağı haline getirmiş.
İtalya'nın kuzeydoğusunda, Venedik ile Milano'nun tam ortasında yer alan Verona, ünlü İngiliz edebiyatçı Shakespeare'in Romeo ve Juliet adlı eserinin geçtiği mekanlara ev sahipliği yapar.
Verona’nın simgesi haline gelen ev, her yıl binlerce turisti ağırlıyor.
Verona, nehriyle, köprüleriyle, tepeleriyle, arnavut kaldırımı yollarıyla, meydanları ve tarihi binalarıyla çok romantik bir şehir.
Şehir resmen büyülü gibi, ilginç bir çekiciliği var. Daha ilk adımınızı attığınızda hissediyorsunuz farklı bir yerde olduğunuzu. Sanki çok eski zamanlarda bir yerdeymişsiniz gibi.
Verona, Adige nehri tarafından ikiye bölünmüş bir şehir ve bu yüzden de iki merkez yer alıyor. Ben gezerken çoğu şehirde yaptığım gibi yürüyerek gezdim. Zaten çok küçük bir şehir. Şehirde tramvay ya da metro yok. Sadece otobüs var ve tabi fazlasıyla bisiklet.
Verona’nın gezilecek tüm turistik yerleri şehrin merkezinde yer alıyor.
Şehrin giriş kapısından geçtikten sonra şehrin en büyük meydanı olan Piazza Bra'ya ulaşıyorsunuz
VERONA'DA NERELERİ GEZELİM
Arena (Arena di Verona)
Roma’daki kadar görkemli ve büyük olmasa da İtalya’nın 3. amfitiyatro olma özelliğini taşıyor. 22 bin kişilik Arena, her yaz dünyanın en tanınan opera festivallerinden birine ev sahipliği yapıyor.
Tarihte, gladyatör dövüşlerinin ve idamların yaşandığı Arena, Verona'nın simgelerinden birisi ve muhakkak görülmeli.
Arena'yı erken saatlerde ziyaret etmekte fayda var, öğleden sonra kalabalıktan dolayı sıra bekleyebilirsiniz.
Verona'da en çok ilgi çeken ve en kalabalık yer burası. Verona’nın simgesi haline gelen Juliet’in evini ziyaret etmek için her yıl binlerce turist geliyor.
Juliet’in Romeo’yu beklediği balkonu da ziyaret edebilen turistler burada fotoğraf çektirmek için sıraya giriyor.
Müze 4 katlı, her katında Juliet ve yaşadığı yer ile ilgili eşyalar bulunuyor. Evin içerisinde en ilgi çeken kısım ise Juliet’in yatak odası.
Bahçede sevgililer asma kilitlerle isimlerini yazıp asıyorlar. Böylelikle ilişkilerinin hiç bitmeyeceğine, ölümsüzleşeceğine inanıyorlar. Bunu bile ticaret haline getirmişler ve asma kilitleri 5 Euro'ya satıyorlar.
Bir de bahçede, Juliet’in bir heykeli bulunuyor. Heykelin sağ göğsünü tutmanın şans getireceğine inanılıyor.
Haftanın her günü 08.30-19.30 arası açık, evi 6 Euro ödeyerek ziyaret edebilirsiniz.
Şehrin en büyük meydanı ve aynı zamanda Arena’nın da bulunduğu meydan olan Piazza Bra, şehrin en işlek ve en ünlü meydanı.
Burada sokak çalgıcılarını dinleyebilir, meydandaki kafelerde bir kahve molası verebilirsiniz. Aynı zamanda belediye binası da burada yer alıyor.
Piazza del Erbe (Erbe Meydanı)
Dükkanlar, kafeler ve turistik eşya satan tezgahların yer aldığı meydanı gezmeyi ihmal etmeyin. Burada kurulan semt pazarını gezip, alışveriş yapabilirsiniz.
Teatro Romano
Tarihi antik tiyatro, şehirde görümesi gereken turistik yerlerin en başında geliyor.
Antik tiyatro 08.30-19.30 saatleri arasında açık, giriş ücreti 6 Euro
Basilica San Zeno Maggiore
Romanesk yapıdaki tarihi bazilika, yaşanan büyük depremden sonra yeniden inşa edildi. İçerideki Romanesk süslemeleri muhakkak görmelisiniz.
Bazilika, 08.30-18.00 arası ziyarete açık ve giriş ücreti 2.5 Euro
VERONA'DA NE YEMELİ NE İÇMELİ
İtalya'ya gidip aç kalmak imkansız. Ve tabi ki İtalya denince akla pizza ve makarna geliyor. Hem lezzetli hem de keseye uygun olmasından dolayı pizza en çok tercih edilen yiyeceklerin başında geliyor.
Pizzaların dilimi 2 Euro'dan tüm pizzalar ise 5 Euro'dan başlıyor. Denediğim her pizza çok lezzetliydi.
Tatlı olarak daha çok tiramisu ve dondurma tüketiliyor.
Aynı zamanda İtalya, espresso ve cappucinonun da anavatanı. Kahvenizi sıcak seviyorsanız mutlaka bunu belirtin. Yoksa sıcak yerine ılık bir kahve içmek zorunda kalırsınız.
Kahvelerin fiyatı ise mekena göre değişiyor. Ortalama fiyatları ise 3 Euro'dan başlıyor.
KISACA VERONA
İtalya'ya yolunuz düşerse muhakkak uğramaya çaba gösterin. Verona, UNESCO Dünya Mirasları listesinde yer alan bir İtalyan şehri
Türkiye'den Verona'ya doğrudan uçuş yok. Aktarmalı olarak diğer İtalyan şehirleri üzerinden ulaşabilirsiniz
Milano'dan 2 saat, Venedik'ten 1.5 saat, Bolonya'dan ise 50 dakikada ulaşmanız mümkün
Trenle geliyorsanız, Verona Porto Nuovo tren istasyonunda ineceksiniz. İstasyondan çıktıktan sonra ise sadece 15 dakika yürüyerek şehir merkezinde oluyorsunuz
Turizm ofislerini, havaalanında, Porta Nuova tren istasyonunda ve Bra Meydanı'nda bulabilirsiniz. Alacağınız turist haritası ile gezilecek yerlerin tamamını yürüyerek gezebilirsiniz
Verona'yı gezmeye başlamadan önce mutlaka Verona Kart alın. Oldukça kârlı çıkacaksınız. 24 saatlik kart 18 Euro, 48 saatlik kartlar ise 22 Euro. Verona Kart ile tüm müze, Arena, kilise, kale ve diğer tarihi mekanlara ücretsiz girebilir, aynı kart ile otobüsleri de ücretsiz kullanabilirsiniz
Son derece sessiz, sakin ve bir o kadar da romantik bir şehir. Bence Venedik'ten daha romantik
Sevdiğiniz insan yanınızda olmadan giderseniz kendinizi daha yalnız hissedip, hüzünlenebilirsiniz. Benim gibi tek gitmeyin, ne yapın edin sevdiğinizle gidin, bu şekilde Verona'yı daha çok seveceksiniz
Yazın çok fazla turist kalabalığına yakalanmak istemiyorsanız, ilkbahar ve sonbahar aylarında gidin
Eğer çok vaktiniz yoksa iyi bir planlama ile günübirlik bir gezi yeterli olacaktır
Venedik, Milano ve Floransa gibi şehirlere trenle ulaşım çok kolay
Şarap seviyorsanız çok başarılı şarapları tadabilirsiniz
Her İtalya şehrinde olduğu gibi burada da çok başarılı pizzalar var
Şayet Romeo ve Juliet'in evinde dilek dileyecekseniz, asma kilidinizi alıp öyle gidin, boşuna 5 Euro vermeyin
Malumunuz siesta var. Bundan dolayı akşam yemeğinden önce pek açık bir yer bulamazsınız. Aç kalmamak için çantanızda atıştırmalık bir şeyler bulundurun
YAPMADAN DÖNMEYİN
Rastgele yürümeden, tarihi, dar sokaklarda kaybolmadan
Kuleye çıkıp şehre tepeden bakmadan
Muhteşem pizzaları afiyetle mideye götürmeden
Tarihi Arena'ya girmeden
Adige nehri kenarında uzun uzun yürümeden
Meydanlarda kurulan birbirinden güzel tezgahları gezmeden
Külah külah dondurma yemeden
Sokak çalgıcılarını dinlemeden
Opera festivaline denk geldiyseniz eğer opera izlemeden
Tepeye çıkıp gün batımını izlemeden
Kendinize ve sevdiklerinize magnet almadan
AKLINIZDA BULUNSUN
Dünya hali insanın başına her şey gelebilir. Bu yüzden gideceğiniz şehirdeki konsolosluğumuzun iletişim bilgilerini, adresini gitmeden önce internetten bulun ve bu bilgileri not alın.
Hepimizin en korktuğu şey, tatil öncesi havaalanında valizin kaybolmasıdır. Böyle bir durumda daha hızlı sonuç almak için valizinizin, diğer valizlerden ayırt edici olmasını sağlayın. Mesela ben valizime renkli bir ip bağlıyorum.
Valizinizi hazırlarken, bir a4 kağıdına, adınızı soyadınızı, iletişim bilgilerinizi, nereden nereye gitmekte olduğunuzu yazın ve bu kağıdı valize, eşyalarınızın en üstüne koyun.
Bir tatilde isteyeceğimiz en son şey pasaportumuzun kaybolmasıdır. Bu yüzden pasaportunuzun ön sayfasının fotokopisini yanınızda götürün.
Gitmeden önce, gideceğiniz ülkenin resmi tatillerini araştırın. Gittiğinizde her yer kapalı olabilir!
Hırsızlık olaylarına karşı hiçbir zaman paranızın tamamını aynı yere koymayın. Paralarınızı ayrı yerlerde, eşit olarak taşıyın.